Savaş isteyenler kaybediyor, ulusal egemenlikçiler kazanıyor... Massimiliano Arif Ay'dan Trump yorumu
İsviçre Komünist Partisi Genel Sekreteri Massimiliano Arif Ay 'Öncelikle söylenmesi gereken, ABD'nin hem Biden/Harris ikilisi hem de Trump yönetiminde emperyalist olmaya devam ettiği ve edeceğidir.' dedi.


Dünya, Trump hükümetiyle birlikte birçok açıdan köklü değişimler yaşayacak gibi görünüyor. Trump’ın daha başkanlık koltuğuna oturmadan oluşturduğu etki ve başkan olarak yaptığı ilk konuşmada verdiği mesajlar bunu doğrular nitelikte. Bu bağlamda Trump’ın politikalarını ve etkilerini İsviçre Komünist Partisi Genel Sekreteri Massimiliano Arif Ay Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.

Trump’ın savaşa karşı tutumu hakkında ‘Trump bunun yanında ABD'nin gücünün sadece kazanılan savaşlarla değil, aynı zamanda engellenen ve dahil olunmayan savaşlarla da ölçüldüğünü söyledi. Bu sözler, var olan en büyük savaş çığırtkanı emperyalist gücün liderinden gelen önemli açıklamalar.’ diyen Massimilano, Harris ve Demokrat Parti’nin tutumunu eleştirerek geçmişteki olası bir Harris zaferi halinde bu tutumun üçüncü dünya savaşını başlatabileceğini belirtti:
‘TRUMP’IN VERDİĞİ MESAJLAR’
"Trump'ın konuşmasında beni etkileyen birkaç şey var. Martin Luther King'den alıntı yaptı ve kendisini destekleyen Hispanik ve Afro-Amerikalı azınlıklara teşekkür etti. Bu seçmenlerin de Trump’a oy vermesi, Demokrat Parti'nin savaş çığırtkanlığına duyulan hoşnutsuzluğun açık bir göstergesidir. Trump ayrıca Yeşil Yeni Mutabakat'ı ve moda olan çevreciliği de eleştirdi, bu eleştiriler Trump hükümetinin üretimi ülkeye geri döndürme hedefine bağlı olarak okunmalıdır. Demokratlar radikal seçkin çevrecilere seslenirken, Trump işçi ve çiftçilere seslenmekte, bu da solun özeleştiri yapması gereken bir felakettir.
‘ABD’NİN SAVAŞ TUTUMU’
"Trump bunun yanında ABD'nin gücünün sadece kazanılan savaşlarla değil, aynı zamanda engellenen ve dahil olunmayan savaşlarla da ölçüldüğünü söyledi. Bu sözler, var olan en büyük savaş çığırtkanı emperyalist gücün liderinden gelen önemli açıklamalar. Nitekim göreve gelmesinden bir gün önce İsrail, Filistinli partizanlar tarafından teslim olmaya zorlandı. Bu ateşkes Siyonistler için tam anlamıyla bir felaket. Zira tüm emelleri boşa çıktı. Ve son olarak Panama Kanalı… Buraya Çin çok yatırım yaptı ve iyi bir tüccar olan Trump büyük olasılıkla trafiğin devam etmesi için bir anlaşma yapmak istiyor.
‘SAVAŞ İSTEYEN GÜÇLER GERİ ÇEKİLİYOR’
"Öncelikle söylenmesi gereken, ABD'nin hem Biden/Harris ikilisi hem de Trump yönetiminde emperyalist olmaya devam ettiği ve edeceğidir. Atlantik sisteminin jeopolitik ve ekonomik geri döndürülemez bir şekilde gerilemesiyle, çok kutuplu dünya artık bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Trump'ın seçilmesi uluslararası dengelerdeki bu değişim bağlamında okunmalıdır. NATO'nun seçtiği aday Harris'ti, Trump değil. Harris dünyayı doğruca Üçüncü Dünya Savaşı’na götürebilirdi. Bence bu olgu, yani savaş, dikkate alınmalıdır. Bu olgunun Amerikan oylarını Avrupa'daki işçi oylarıyla bir araya getiren belirleyici öğe olduğuna inanıyorum. Ne pahasına olursa olsun savaş isteyen güçler geri çekiliyor, diyalog ve ulusal egemenlik çağrısı yapan güçler – ister solcu (Wagenknecht, Fico vb.) ister sağcı (Le Pen, Orban) olsun – kazanıyor.
‘TRUMP GERÇEK BİR ALTERNATİF DEĞİL’
"Elbette Trump'ın gerçek bir alternatif olduğunu düşünmüyorum. Alternatif, bir Siyonistten ve bir ihtimal askeri savaşlar yürütmek istemese bile daha az kanlı olmayan ekonomik savaşlar yürütecek olan bir milyarderden gelemez. Üstelik ekonomik savaşlar yalnızca Çin ile rekabet anlamına gelmiyor, aynı zamanda Küba ekonomisinin belki de tamamen çökertilmesi anlamına da geliyor. İsviçre ise daha önce olduğu gibi benzer riskleri taşımaya devam ediyor. Rusya'ya karşı yaptırımlardan vazgeçmezsek, NATO'nun taleplerine uyarak silahlanma yarışından vazgeçmezsek, gelecek hem askeri hem de ekonomik açıdan kasvetli olacaktır."