Savcılıktan Poyrazköy kumpası tespiti: İstihbarat şubesi adeta terör şubenin yerine geçti
FETÖ'nün 'Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat' kumpasına ilişkin iddianamede örgütün emniyet yapılanmasının faaliyetleri hakkında önemli ayrıntılara yer verildi. İddianame, İstihbarat Şube'deki örgüt yapılanmasına dikkat çekti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 68 şüpheli hakkında hazırlanan FETÖ’nün “Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmat” kumpas davası iddianamesinde, Poyrazköy soruşturmasına ilişkin, "Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce usulsüz bir şekilde soruşturma devam ederken İstihbarat Şube Müdürlüğünce terör şubeye gönderilen yazılarla ve raporlarla soruşturmaya yön verildiği, istihbarat şubesinin adeta terör şubenin yerine geçerek adli bir soruşturma şubesi gibi çalıştığı" ifade edildi. Aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan, Kazim Aksoy, Mutlu Ekizoğlu, Nazmi Ardıç, Ömer Köse, Tufan Ergüder ve Yurt Atayün’ün de bulunduğu 68 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, eski davanın asker sanıklarının da aralarında olduğu 87 müşteki yer aldı.
DELİL NİTELİĞİ OLMAYAN DİJİTAL MATERYALLER
İddianamede Poyrazköy soruşturmasına ilişkin, "Müştekilerin soruşturma ve kovuşturma aşamasında suçlamaları kabul etmedikleri, içeriği itibariyle sahte olduğu anlaşılan, kim tarafından ne şekilde gönderildiği tespit edilemeyen e-posta ihbarları ile birlikte üzerinde manipülasyon yapıldığı belirlenen kimin tarafından oluşturulduğu ve değiştirildiği konusunda denetlenebilir bilgi içermeyen, müştekilerle aidiyeti ispatlanamayan, şifre sistemi olmayan ve her türlü müdahaleye açık, değiştirilebilir, bilgisayar ortamı ile ilişkisi ortaya konulamayan, ihbarlar üzerine yapılan aramada ele geçirilen, başka somut kanıtlarla desteklenmeyen dijital materyaller esas alınarak soruşturma işlemlerinin başlatıldığı ve asker olan müştekilerin gerek birbirleri ile gerekse de diğer asker şahıslarla yaptıkları rutin ve olağan görüşmelerin örgütsel bir davranış şeklinde değerlendirilerek rapor haline getirildiği ve bu şekilde düzenlenen irtibat tespit tutanakları ile müştekilerin soruşturmaya dahil edildikleri anlaşılmıştır" denildi.
'TÜM KESİMLERİNİN İLETİŞİMLERİNİ DİNLEDİLER'
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüklerinde görev yapan şüphelilerin, iletişimlerinin dinlenmesine esas olan faaliyetler ve örgütlerle bir ilgilerinin bulunmamasına rağmen, müşteki ve mağdurların terör örgütleri ve organize suç örgütleri ile irtibatları olduğu yönünde sahte ihbar tutanakları, irtibat tespit tutanakları ve raporlar düzenledikleri kaydedilen iddianamede, "Güçlü bir istihbarat ağına sahip olan örgütün kamu kurumlarında çalışan örgüt mensuplarının elde ettikleri bilgileri örgüte aktararak bilgi havuzu oluşturdukları, örgütün hedeflerine ulaşmak için bu havuzdaki bilgi ve belgeleri kendisine yakın medya organlarına sızdırıp kamuoyu oluşturmak suretiyle kullandığı, emniyet ve yargı bünyesindeki örgüt üyelerinin çalışmaları sonucunda düzenlenen içeriği itibarıyla sahte belgelerin kullanılıp, hukuka aykırı bir şekilde adli ve önleme dinlemesi kararları alınarak, üst düzey siyasetçilerin, yargı mensuplarının, bürokratların, asker kişilerin, emniyet mensuplarının, iş adamlarının, gazetecilerin, bilim adamlarının ve tüm toplum kesimlerinin iletişimlerinin dinlendiği, bu şekilde içeriği itibariyle sahte resmi belgeler hazırlamak suretiyle Türk Ceza Kanununun 204/2. maddesinde düzenlenen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu işledikleri görülmektedir" ifadelerine yer verildi.
'SORUŞTURMALARA YÖN VERİLDİ'
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderilen isimsiz veya gerçek olmayan isimler kullanılarak yapılan sahte ve gerçeğe aykırı e-posta ihbarlarıyla soruşturmaların başlatıldığı ifade edilen iddianamede şu görüşlere yer verildi:
"Söz konusu ihbarların örgüt mensuplarınca hedeflenen amaçlara uygun olarak yapıldığı, bunlara istinaden arama ve el koyma kararları veya iletişimin dinlemesi ve kayda alınmasına ilişkin tedbirlere başvurulduğu görülmektedir. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce soruşturma devam ederken İstihbarat Şube Müdürlüğünce terör şubeye gönderilen yazılarla ve raporlarla soruşturmaya yön verildiği, kapsamının genişletilmeye çalışıldığı, istihbarat şubesinin adeta terör şubenin yerine geçerek adli bir soruşturma şubesi gibi çalıştığı, soruşturmalara yönelik toplantılar ile sevk ve idaresine ilişkin çalışmaların istihbarat şubesinde yapıldığı değerlendirilmektedir. Telefonu dinlenen müştekilerin üçüncü bir şahısla yapmış oldukları suç ve suç unsuru niteliği taşımayan görüşmelerine dair raporlar tanzim edildiği, bu şekilde soruşturmanın genişletildiği, hedeflenen kişilerin soruşturmaya dahil edildikleri, suç unsuru teşkil etmeyen görüşmeleri dayanak gösterilerek dinleme kararları alındığı, müştekilerle ilgili iletişimin dinlenmesi kararlarının uzatılması işlemlerinin yapıldığı görülmektedir."