Sayıştay'dan Ankara Büyükşehir Belediyesi uyarısı: Uzayan proje 900 milyona mal olabilir
Sayıştay, Ankara Büyükşehir Belediyesine ilişkin hazırladığı denetim raporunda, Dikmen Vadisi 4. ve 5. etaplarda 2005-2006 yıllarında başlatılan Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinde sürecin uzaması nedeniyle belediyenin ciddi bir maddi risk ile karşı karşıya olduğunu ifade edildi. Raporda hak sahiplerine 14-15 yıldır yaklaşık 100 milyon TL kira yardımı yapıldığı belirtildi. Sürecin uzamasından rahatsız olan bazı hak sahiplerinin dava açtığı kaydedilen raporda, bu davalardaki ödemelerin belediye açısından ciddi bir maddi külfet oluşturduğu, bu tutarın bir dava için yaklaşık 900 bin TL olduğu, mezkûr yapılar tamamlanıp hak sahiplerine verilmedikçe bin kadar hak sahibi tarafından belediye aleyhine dava açılabileceği ifade edildi.
Sayıştay'ın, Ankara Büyükşehir Belediyesine ilişkin 2020 yılı denetim raporunda, kentsel dönüşüm uygulamalarında kurum hataları sebebiyle mali külfet ve risklerin oluştuğu bulgusuna rastlandı. Raporda, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Dikmen Vadisi 4. ve 5. etaplarda 2005-2006 yıllarında başlatılan Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinde çeşitli uygulama hataları yapıldığı, proje için gerekli işlemlerin zamanında tamamlanmadığı ve bu sebeplerle hem projenin tamamlanmasının makul sürelerde gerçekleşemediği hem de kurumun ciddi bir mali külfet ve risk altına girdiği kaydedildi. Konunun 2019 yılı raporunda da işlendiği, 2020'de halen çözülemediği, dairelerin inşaatının dahi başlatılamadığı belirtildi.
'KAÇAK YAPILAR VARLIKLARINI SÜRDÜRDÜ'
Raporda, söz konusu projenin 4 Ocak 2005 tarihinde ilgili alanın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilan edilmesi ile başladığı, 17 Şubat 2006 tarihinde projeye ilişkin detaylı uygulama esaslarının belirlendiği hatırlatılarak, "2009 yılına gelindiğinde aradan geçen 3 senelik sürece rağmen ilgili alanda gerekli işlemler bitirilememiş, uygulama esaslarında açıkça belirtilmesine rağmen anlaşma yapmayan hak sahiplerine uygulanması gereken işlemler tamamlanmamıştır. Kaçak yapı konumunda olan yerler tahliye edilip yıkılması gerekirken tahliye ve yıkım işlemleri gerçekleşmemiş, projenin başladığı 2006 yılından yaklaşık 10 sene sonra 2016 yılında bile ilgili alanda kaçak yapılar varlıklarını sürdürmüşlerdir.” denildi.
15 YILDIR KİRA YARDIMI YAPILIYOR
2020 yılında da söz konusu hususlarda pek bir değişiklik olmadığı, yeniden hazırlanan ve onaylanan imar planı üzerine yüklenicinin çalışamadığı günler için 30 aylık ek süre verildiği, henüz herhangi bir yapılaşma gerçekleşmeden söz konusu imar planının yürütmesinin yeniden durdurulduğu ifade edilen raporda, şu tespitler yer aldı: “Açıklanan sebeplerden ötürü hak sahiplerinden önemli bir kısmına 14-15 yıldır kira yardımı yapılmaya devam edilmiştir. 2020 yılında ilgili alanda yer alan hak sahipleri için yapılan yıllık toplam kira yardımı 8 milyon 519 bin 760 TL’dir. Söz konusu tutar 14-15 yıldır ödenmeye devam edilmiş ve günümüz tutarları ile yaklaşık 100 milyon TL gibi bir tutar kira yardımı olarak hak sahiplerine verilmiştir.”
BELEDİYE ALEYHİNE DAVALAR
Sürecin uzamasının sadece ödenen kira tutarlarının artmasına neden olmadığı aynı zamanda sürecin uzamasından rahatsız olan bir kısım hak sahiplerinin sözleşmeden dönmek istemesine, bir kısmının ifayı ret ve müspet zararın tazmini amacıyla dava açmalarına sebebiyet verdiği belirtildi. Bazı davaların belediye aleyhine sonuçlandığı ifade edildi: “Söz konusu davalardan bazıları belediye aleyhine sonuçlanmakta ve kesinleşmektedir. Bu davalar nedeniyle ödenen/ödenecek ana tutarlar dışında kalan yargılama gideri, vekalet ücreti gibi ödemeler de belediye açısından ciddi bir maddi külfet oluşturmaktadır. Söz konusu tutarların toplamı sadece bir davada yaklaşık 900 bin TL’yi bulmaktadır. Mezkûr yapılar tamamlanıp hak sahiplerine verilmedikçe yaklaşık 1.000 kadar hak sahibi tarafından belediye aleyhine açılabilecek dava sayısı nazara alınırsa belediyenin karşı karşıya olduğu riskin ne kadar yüksek olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır.”
Raporda, kaçak yapıların yıkılmaması, buna rağmen ihaleye çıkılması, yüklenicinin arazide işe başlamamasına rağmen sözleşmenin feshedilmediğine dikkat çekildi.