09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Scholz Çin şirketi için ağırlığını koydu

Siyasi krizin bir biçimi de Almanya’da yaşanmaktadır. Koalisyon ortakları Yeşiller ve Liberaller, ana muhalefet partileri gibi başbakanlık ve bakanlar kurulu kararlarına rağmen farklı yönlere gitmekte, doğrudan Atlantik merkezinden yönetildikleri izlenimi vermektedirler

Scholz Çin şirketi için ağırlığını koydu
Olaf Scholz
A+ A-
ALİ MERCAN / ALMANYA

Önceki hafta “Almanya yönünü arıyor” olgusunu yazmıştık.* Bu gelişme kendisini “Üçlü Koalisyon” içinde, “Atlantik‘te kalmak ile Avrasya’ya yönelmek” arasındaki çatışma şeklinde göstermektedir. Bütün Avrupa'yı kaplamış olan siyasi krizler, Atlantik sistemine bağlı liderlerin istifaları, diğer yandan hegemonyacılığa karşı milliyetçiliğin yükselmesi ve Avrasya’ya yönelme eğilimleri...

Siyasi krizin bir biçimi de Almanya’da yaşanmaktadır. Koalisyon ortakları Yeşiller ve Liberaller, ana muhalefet partileri gibi başbakanlık ve bakanlar kurulu kararlarına rağmen farklı yönlere gitmekte, doğrudan Atlantik merkezinden yönetildikleri izlenimi vermektedirler. Bunun son örneği, Almanya’nın Hamburg Limanı‘nda Çinli Şirket Cosco’nun hisse sahibi olmasıdır. Eylül 2021’de Hamburg Limanı'nın yüzde 35’inin Çin Konteyner Şirketi Cosco’ya devri karara bağlandı. Ancak Yeşiller, Liberaller hatta Başbakan’ın partisi ve ana muhalefet partisi CDU’dan itirazlar yükseltildi. Başbakanlığın kararına rağmen 6 bakanlık itiraz edenler arasındaydı. Başbakan Scholz’un ağırlık koymasıyla anlaşma yürürlüğe konuldu.

Hamburg Limanı konusundaki tartışmalar ARD kanalında günlerce ele alındı.

Alman 1. Devlet Kanalı ARD, 26 Ekim’de şunu duyurdu: “Federal Almanya Bakanlar Kurulu, Çinli nakliye şirketi Cosco'nun Hamburg Limanı’nın bir terminaline katılımını onayladı. Başbakan Scholz, Çin devlet nakliye şirketi Cosco'nun Hamburg liman terminaline katılmasına izin verilmesini savundu. İtirazlara karşılık 'Bu herhangi bir bağımlılık yaratmaz.' dedi. Pekin, kabinenin kararını memnuniyetle karşıladı.”

Scholz Çin şirketi için ağırlığını koydu - Resim : 1
Cosco, 2009 yılında Pire Limanı’na ilk adımını attı. Liman’ın bugün ‘modern ve gelişmiş’ olduğu belirtiliyor.

SCHOLZ'DAN İTİRAZLARA RET

 Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hamburg Limanı'na Casco’nun katılması kararına yönündeki eleştirileri reddetti. Scholz’un dairelerden gelen uyarıları görmezden geldiği iddiasına Hükümet Sözcüsü, “Şansölye; liman satılmıyor, sadece bir terminalin hissesi verildiğini söylüyor.” dedi.

Sözcü, son anlaşılan yüzde 24,9'luk bir hisse için “Herhangi bir stratejik bağımlılık yaratmıyor.” dedikten sonra, “Kararın Şansölye'nin yaklaşmakta olan Çin gezisiyle hiçbir ilgisi yoktur.” deme gereği duydu.

Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller) ve bazı bakanlar, özellikle Rusya'dan gelen gaz tedarikiyle ilgili deneyimlerin ardından “yeni bağımlılıklar” korkusu yaydılar. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, 6 bakanlık ve birçok dairenin endişelerini açıkça dile getirdiklerini söyledi. Bir protokol notu şeklinde de tüm resmi olanaklar kullanıldı.

ÇİN MEMNUNİYETLE KARŞILADI

 Karara ilk açıklama Çin’den geldi. Açıklamada her iki taraf için de avantajlar olduğunun altı çizildi. Berlin'in Hamburg Limanı’na giriş  onayı, memnuniyetle karşılandı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü bu bağlamda spekülasyonlara karşı uyarıda bulundu. “Almanya ve Çin arasındaki işbirliğinin rasyonel olarak değerlendirileceği umulmaktadır.” dendi.

Pekin, birkaç yıldır yaptırımlarla engellenmelerine ve Avrupalı ​​şirketlerin pazara erişimi zorlaştırmalarına rağmen, ortak çalışma ve  işbirliğinden yana olduklarını tekrar tekrar vurguladı. Aynı zamanda Çin, yurtdışındaki altyapıya büyük yatırımlar yapıyor. Ülkenin halihazırda 14 Avrupa limanında kendi terminalleri var veya liman işletmecilerinde hisseleri bulunuyor. Sadece Yunanistan çoğunluk hisseyle Pire limanını sattı. Eleştirmenler, bu tür anlaşmaların devletleri şantaja karşı savunmasız hale getirdiğini yayıyorlar. Hamburg Liman Şirketi eleştirilere karşı, konumunu savundu. Aynı gün ARD’nin başka bir haberinde durum şöyle yansıtıldı:

“Hamburg liman şirketi HHLA bu tür eleştirileri reddetti. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı Angela Titzrath, 'HHLA ve Cosco arasındaki işbirliği herhangi bir tek taraflı bağımlılık yaratmıyor.' dedi ve ekledi: 'HHLA, Hanseatic City of Hamburg'un en önemli hissedarı olduğu bağımsız, borsada işlem gören bir şirket olmaya devam edecek.' Titzrath aynı zamanda, Cosco ile işbirliğinin şirketi için ekonomik önemini vurguladı. Çinli şirketin girişi, 'HHLA'nın gelecekteki uygulanabilirliğini' güçlendiriyor. Hamburg Limanı'ndaki işleri güvence altına alıyor. Cosco'nun HHLA tarafından işletilen Tollerort konteyner terminalindeki hissesi, onu Asya ile mal ticaretinde merkezi bir konuma yükseltecek. Bu işbirliği aynı zamanda ihracatçı bir ülke olarak Almanya’yı güçlendiriyor.

Liman Şefi Titzrath, 'HHLA gibi bir şirketin Çinli ticaret ortaklarıyla iyi ilişkiler kurmak ve sürdürmek istediğini...' açıkladı. Sonuçta, Çin'in muazzam bir ekonomik ağırlığı var. HHLA, insan hakları ihlallerine ve azınlıklara yönelik baskılara da göz yummaz. Ancak yönetim kurulu başkanına göre, 'farklılıklar' ancak 'diyalogla' ortadan kaldırılabilir.”

Scholz Çin şirketi için ağırlığını koydu - Resim : 2
Eylül 2021’de Hamburg Limanı'nın yüzde 35’inin Çin Konteyner Şirketi Cosco’ya devri karara bağlandı.

ÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK İHRACATÇISI

Cosco ayrıca dünyanın en büyük dördüncü konteyner nakliye şirketini de işletmektedir. Gemileri 40 yıldan fazla bir süredir en elverişli terminallerini arıyor. Cosco, Hamburg Terminalini Avrupa'da tercih edilen bir aktarma noktası yapmak istiyor. Küresel konteyner lojistiğinde, terminallerdeki nakliye şirketi hisseleri yaygındır. Cosco'nun kendisi sadece Avrupa’daki sekiz terminalde hisselere sahip.

Çin devleti şirketi Cosco’nun misyonu: Çin ürünlerinin Avrupa iç pazarına hızlı, sorunsuz ve güvenilir olarak ulaşmasını sağlamak. Çin, dünyanın en büyük ihracatçısı ve Başkan Xi Jinping de böyle kalmasını destekliyor. Ancak Washington, Çin'den yapılan ithalata daha fazla engel koymak istiyor. Böylece Avrupa'nın iç pazarı Pekin için daha önemli hale geliyor.

ÇELİŞME KIZIŞIYOR

 CDU başkanı Friedrich Merz, “Çin'in Hamburg limanına katılımına onay vermek yanlış.” dedi. Merz’in tutumunun, partinin son başkanı Angela Merkel’in temsil ettiği politik çizgiye ters düştüğü belirtildi.

Merz, Çin ile ilişkilerin temelden değerlendirilmesi çağrısında bulundu. ARD sabah yayınına konuşan Merz, Ukrayna savaşı ve Çin Komünist Partisi'nin kongresinden sonra, “Böyle bir ülkenin önemli altyapılarımıza erişim sağlamaya devam edip etmemesini kararlaştırmalıyız.” dedi.

Merz, “Benim için odak noktası öncelikle finansal değil, politik ve stratejik yönlerdir.” diye konuştu. Diğer şeylerin yanı sıra, bakanlıkların, istihbarat teşkilatının Almanya'nın güvenlik çıkarlarının temel bir yönü ile ilgili uyarılarısına atıfta bulundu. Merz, “Başbakanın bu durumda böyle bir izin vermekte nasıl ısrar edebildiğini anlamıyorum.” ifadelerini kullandı.

Koalisyon Ortağı Yeşiller’in Meclis Grup Başkanı Katharina Dröge kararı “bir hata” olarak eleştirdi. “Uzlaşma zararı sınırlasa da, ekonomik bağımlılığa yol açmaya devam ediyor ve Almanya'nın kritik altyapıdaki egemenliğine zarar veriyor.” Dröge şöyle devam etti: “Bu yatırımı salt ekonomik bir proje olarak yüceltenler, geçen on yılların Rusya politikasından hiçbir şey öğrenmediler. Kritik altyapı ve temel teknolojiler söz konusu olduğunda, otoriter ve demokratik olmayan devletlere bağımlılık olmamalıdır.” Merz gibi Dröge de yeni bir Çin politikası çağrısında bulundu.

FDP'nin Meclis Grup Başkanı Christian Dürr, Cosco davasının jeopolitik gerçekliğe uymadığını söyledi. Dürr, “Yüzde 25'ten daha az bir hisseye sahip olsa bile etki sahibi olabilmemiz için değiştirilmelidir.” dedi.

Maliye Bakanı Christian Lindner (FDP) de yasanın revize edilmesini istedi. FDP liderliğindeki bakanlıklar, dışişleri bakanlığının karara yanıt olarak sunduğu ve ekonomi bakanlığı tarafından da desteklenen bir protokol notunu onayladı. Not, Çin devlet nakliye şirketi tarafından terminalin satın alınmasının “Çin'in Alman ve Avrupa ulaşım altyapısı üzerindeki stratejik etkisini ve Almanya'nın Çin'e bağımlılığını orantısız bir şekilde genişlettiğini” belirtiyor.

PİRE LİMANI: BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

 China Ocean Shipping Company (Cosco)'nin Yunanistan'ın Pire limanının yüzde 51'ini devralmasından bu yana altı yıl geçti. 2016'da Yunanistan’da mali kriz derindi ve önemli altyapılarını özelleştirmek zorunda kaldı.

Cosco’nun Pire Limanı’nın çoğunluk hissesine sahibi olması bazı eleştirileri getirse de Çin'in altyapıyı kontrol etmesi Yunanistan'da bir rahatsızlık yaratmıyor. Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis 2019 yılında yaptığı açıklamada, “Cosco'nun Pire limanına yatırımları, büyük bir Çinli şirketin  yatırım yapılmaz olarak görüldüğü bir zamanda Yunanistan'ın önemli bir altyapı projesine yatırım yapacak kadar cesur olduğunun bir örneğidir.” dedi.

Yaklaşık 25 yıldır Atina'da yaşayan ve çalışan ekonomist Jens Bastian, “Çin'in Yunanistan'la yalnızca mali krizin bir sonucu olarak ilgilenmeye başladığına inanmak yanlış olur. Cosco, 2009 yılında Pire limanına ilk adımını attı. O dönemde limanda 30 yılı aşkın bir süre için bir konteyner terminali kiraladı.” dedi.

Ekonomist Bastian, “Bugün burası oldukça modern ve gelişmiş bir liman. Avrupa'nın yedinci büyük limanı. Şu anda Doğu Akdeniz'in en büyüğü ve sadece işleri güvence altına almakla kalmayıp aynı zamanda yenilerini de yaratan bir liman.” diyor. Yunanistan'da Pire limanının devralınması, bir başarı öyküsü olarak kabul ediliyor: “Geçen yıl, liman tarihindeki en yüksek ciro kaydedildi.”

Bastiyan, “Avrupa'daki her devlet kendi çıkarlarını göz önünde bulundururken, Çin öncelikle uzun vadeli küresel stratejiler izliyor. Akdeniz bölgesi buna iyi bir örnek. Orada, Cosco ve diğer Çinli şirketlerin nasıl 'yavaş yavaş bir liman portföyü oluşturup satın aldıklarını' öğrenebiliriz: Cosco, Mısır ve Türkiye'de, İsrail ve İtalya'da da diğer Çinli şirketlerde yer almaktadır.”

Cosco'nun Hamburg Şimanına girişi, Almanya’da ilk yatırım değil. Böyle bir ağ Almanya içinde bile çok yakında oluşturulabilir. Çin Lojistik şirketi, Wilhelmshaven ve Duisburg limanlarını şimdiden satın aldı.

(* Aydınlık, Özgürlük Meydanı, 21 Ekim 2022)

Son Dakika Haberleri