Seçim istedi 'dostlar' dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve beraberindeki heyet ile görüştü. CHP Genel Merkezi'ndeki görüşmede, Kılıçdaroğlu'na, Genel Başkan yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Gülizar Biçer Karaca eşlik etti.
Görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve Uysal, ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Uysal ve beraberindeki heyetle Türkiye'deki genel durumu ve sorunları görüştüklerini söyledi. Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu “Bütün sorunları çözülebilir. Akılla, bilgiyle, birikimle bu sorunların üstesinden geleceğiz ve gelmekte de kararlıyız. Bu konuda da görüş birliği içindeyiz." dedi.
Uysal da herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir Türkiye'yi hep beraber ortaya çıkarabilmek için gayret gösterdiklerini söyledi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Adeta ülkede 'Bir Delinin Hatıra Defteri' romanından uyarlanmış bir tiyatro oynanıyor. Bu iktidarın, iklim değişikliğinin ihtiyaç olduğu böyle bir dönemde iktidarını sürdürmesinin, milletimizin ödeyeceği bedelleri katmerlendireceğini görüyoruz. O açıdan bu yanlış yoldan, bu çıkmaz sokaktan Türkiye'nin çıkmasını ümit ederiz. İnşallah demokratik meşruiyet içerisinde olacaktır. Önümüzde Türk demokrasisinin en zor sınavı var, önümüzde seçim dönemimiz var. Bu açıdan da bilerek ve istenerek sokağa düşsün isteniyor, 'krimanilize edelim, bir takım dini, milli, hamasi argümanlarla kitleleri etkileyelim'. Ama insanımızın sağduyusu o zamana kadar müsaade etmedi, bundan sonra da müsaade etmeyecek. Bu süreç içerisinde siyasi partilerin ortak bir paydada her zamankinden daha fazla buluşma iradesi ve mecburiyeti var."
TÜSİAD'A SAHİP ÇIKTI
Açıklamaların ardından Kılıçdaroğlu ve Uysal, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kemal Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, TÜSİAD'a ilişkin yaptığı açıklamaları, şöyle değerlendirdi:
"Bu ülkede yaşayan, bu ülkede üretim yapan, üretim yapmayıp çalışan, çiftçisi, işçisi, köylüsü, emeklisi sanayicisi, tüccarı, herkesin konuşmaya hakkı var. 'Siz konuşmayın, ben konuşacağım' diyor. Sonra da dünyaya demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Demokrasinin d'sinden dahi haberi yok. Üretim yapan insanlara gidin, kime sorarsanız sorun en büyük dertleri şu, 'Önümüzü göremiyoruz, nasıl karar alacağımızı bilmiyoruz, dolar ne olacak bilmiyoruz' diyor. 'Rakam ortaya çıksın, biz ona göre yatırım yapacağız, ona göre maliyetlerimizi oluşturacağız' diyor. Beyefendi sarayda olduğu için, sarayın dışını görmediği için, üretimle olan bağları koptuğu için, sadece ve sadece sarayı ve çevresini gördüğü için, dünyadaki gelişmeleri de Türkiye'deki gelişmeleri de izleyemiyor, bilmiyor.
“Kendisini aslında uyarıyorlar, 'ekonomi biliminin gereğini yapın' diyorlar, bilime vurgu yapıyorlar. Bilime vurgu yapmak bile rahatsız ediyor. Devlet akılla yönetilir, bilgiyle yönetilir. Sevgili Peygamberimizin ne güzel sözü var, 'İlim Çin'de bile olsa gidin öğrenin' diyor. Bilim vurgusu yapılıyor, sen karşı çıkıyorsun, ahlak vurgusu yapılıyor, onda da karşı çıkıyorsun. Devleti yönetemiyorlar, yönetemediklerini sokaktaki sade vatandaş da görüyor ve biliyor, işin özü bu.”
'BİRLİKTE YAPACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkeyi yönetemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini söyledi, şu görüşleri dile getirdi:
“Gidecekler, göndereceğiz. Demokratik kurallar içerisinde göndereceğiz. Kalınan her günün maliyeti artıyor. Vatandaş bu maliyeti görüyor zaten. O nedenle bir an önce sandığın gelmesini istiyoruz. 'Sandığı getirin' dememizin temel nedeni, ülkenin çıkarını savunduğumuz içindir. Bu millet artık daha fazla zulüm görmesin. Getirsinler sandığı, devleti adaletle, hakla hukukla yönetmek istiyoruz devleti. Devlette insanlar bir nefes alsınlar, biraz rahat ettik desinler. 'Ben mevcut hükümeti, iktidarı istediğim gibi eleştirebiliyorum' desinler. 'İktidarı eleştirdiğim için başımıza bir bela gelmeyecek' diye düşünsünler. Biz böyle bir Türkiye istiyoruz ve bunu yapacağız. Kararlıyız, birlikte yapacağız. Dostlarımızla birlikte yapacağız."
DÖVİZ SANDIKLA DÜŞERMİŞ!
CHP’li Öztrak, seçim sandığının döviz piyasasına da faize de yapılabilecek en etkili müdahale olacağını savundu.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak partisinin MYK Toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Döviz karşısında Türk lirasının değer kaybettiğini belirten Öztrak, “Sorun dışarıda değil, sorun içerde” dedi. Ülke tarihinde görülmemiş devalüasyonla karşı karşıya kalındığını anlatan Öztrak, “Şu anda Merkez Bankasının kasasında kendine ait tek bir sent bile yok. Ama MB kendisine ait olmayan dövizi satmaya devam ediyor.” diye konuştu.
“Dış güçler masalına kendi bakanı dahil kimse inanmadı.” ifadelerini kullanan Öztrak, şöyle devam etti: “Milletin borç faizi yükü giderek artıyor. Erdoğan döneminde Londra’daki, New York’taki faiz lobilerine 194 milyar dolar ödendi. Vatandaşa gelince nas, faizciye gelince naz.”
'İŞ DÜNYASINA KULAK VERİLMELİ'
İş dünyasının eleştirilerine kulak verilmesini isteyen Öztrak, şunları söyledi:
“Ekonomide yaşanan sıkıntılar sonunda iş dünyasının da canına tak etti. TOBB, TÜSİAD, İSO başkanları ekonomideki akıl dışı gidişi mahcup da olsa eleştirmeye başladı. Ülkeyi yönetenlere düşen görev ise bu eleştirilerden husumet çıkarmak değildir. Bu eleştirilere önyargısız kulak vermektir.”
Döviz piyasalarına en etkili müdahale olarak sandığı işaret eden Öztrak, şunları kaydetti: “Milletimizin hali ortadadır. Milletimiz artık en kısa sürede sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Ülkedeki güven bunalımını aşmanın başka bir yolu yoktur. Sandık döviz piyasasına da faize de yapılabilecek en etkili müdahale olacaktır. Milletimiz mal ve can güvenliği, söz söyleme özgürlüğü ve gerçek demokrasi istemektedir.”