Şehit Özel Harekat Daire Başkanı’nı kardeşi anlattı: Behçet Oktay FETÖ’ye engeldi!
Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay, şehit edilişinin 14’ncü yıl dönümünde memleketi Malatya Hekimhan’da dün mezarı başında anıldı. Behçet Oktay’ın kız kardeşi Şule Oktay, Aydınlık’a açıklamalarda bulundu.
52 yaşındaki evli ve üç çocuk babası Behçet Oktay, Ankara Dikmen’de 25 Şubat 2009’da saat 01.30 sıralarında vurulmuş olarak bulundu ve dosyası “intihar etti” denilerek kapatıldı. İddiaya göre solak olan Oktay, sağ şakağından vuruldu! Buna kimse inanmadı. Ayrıca iri yapılı Oktay’ın kaburgalarında 9 kırık tespit edildi. Tabancasında ise parmak izi bulunmadı. İki el ateş edildiği de saptandı. Önemli bir ayrıntı da Behçet Oktay’ın bir Hizbullah üyesinin ismi verilerek telefonunun dinlendiği ortaya çıktı. Olaydan sonra da makam odasındaki kasası açıldı ve belgeler teslim alındı. Bu belgelerin FETÖ’nün eline geçtiği iddia edildi. Oktay’ın şehit olduğu tarihte FETÖ sicilli Ramazan Akyürek, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı idi…
AİLESİ ‘İNTİHAR’A İNANMADI
Ailesi ilk günden FETÖ’cü çeteye işaret etti. O dönem devlette etkin olan çete olayın üstünü örttü. Yeterince inceleme ve araştırma da yapılmadı. Oktay’ın dostları ve ailesi ise olayın cinayet olduğunu ve FETÖ’cü Gladyo’nun Özel Harekâtı ele geçirmek için onu ortadan kaldırdığını belirttiler.
1957 Malatya Hekimhan doğumlu olan Oktay son derece başarılı bir Emniyetçiydi. 1975 yılında Polis Kolejinden, 1978 yılında da Polis Akademisinden mezun oldu. Çok sayıda ilde görev yaptıktan sonra 1997 yılında Polis Özel Harekât Daire Başkanlığına atandı. Bu daire PKK ve diğer terör örgütlerine karşı başarılı operasyonlar yaptı. Oktay döneminde PÖH daha da güçlendi ve kurumlaştı. Bu başarıdan dolayı TSK dışında ilk defa bir polise “TSK Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” verildi.
Behçet Oktay’ın kız kardeşi Şule Oktay ile konuştuk:
DOSYADA İSMİ OLANLARIN FETÖ ÜYELİĞİ TESCİLLENDİ
- Öncelikle kardeşiniz nasıl bir insandı? Aileniz hakkında biraz bilgi verir misiniz?
Ailemiz klasik Türk ailesidir. Babam memurdu, annem de çok zeki, çok üretken bir anneydi. Annemin dedesi Atatürk'ün silah arkadaşıdır. Yemen cephesinde yüzbaşı olarak 6 yıl savaşan Mehmet Ali Yazıcıoğlu'dur. Annem babam bizi “Aç gezin tok sallanın”, “Çay içseniz kahve içirin”, “Kimseye eğilmeyin”, “Doğruluktan şaşmayın”, “Öğrenin, öğretin, paylaşın”, “Emanet için canınızı verin” düsturuyla büyüttü. Dört kardeştik. Ağabeyim evli ve üç çocuk babasıydı.
- Kardeşiniz çalışma ortamı hakkında size bir şeyler anlatır mıydı?
Emniyette bütün Başkanlar cemaat kökenliydi. Bir Özel Harekât Daire Başkanı kalmıştı. Aynı şekilde illerde Valiler, Emniyet Müdürleri cemaat kökenli olduğu için zorluk çıkarılıyordu.
- Kardeşiniz tehdit edildiğini anlatıyor muydu?
O tarihte FETÖ kumpasları tüm hızıyla sürüyordu. Emniyeti ve TSK’yı tam manasıyla ele geçirme atağı içindeydiler. Direkt tehdit edecek kadar cesur değiller. Direkt tehdit etselerdi Behçet Oktay aynı üslupla cevap verirdi. Keşke o kadar cesur olabilselerdi. Ancak o dönem ülkesini seven, görevini yapan vatan evlatları onlar için tehlikeydi.
- Bunca yıl sonra bu cinayet sizce niye işlendi? Dava dosyası kapatıldı mı? Adli süreç ne durumda?
25 Şubat 2009’da ne söylediysek bugün de aynı şeyi söylüyoruz. Behçet Oktay suikastı FETÖ kontrolünde ve himayesinde gerçekleşmiştir ancak sadece FETÖ demek faillerin işine gelmektedir.
- 15 Temmuz sürecinden sonra çok şey değişti. Bu süreç bu davayı olumlu yönde etkileyecek mi?
15 Temmuz ile dosyada ilgisi olanların FETÖ üyeliği tescillendi, hain pusudan 6 gün önce yasa dışı dinlemeye alındığı ortaya çıktı. Bir anlamda 15 Temmuz’a kadar bizim feryadımız delilleriyle kanıtlanmış oldu.
- Teşekkür eder, acınızı bir kez daha paylaşırız…