05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Semptomlar görülmeden 48 saat önce bulaş başlıyor'

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, "Eğer bende virüs varsa şikayet ve semptomum başlamışsa ondan 48 saat öncesinde ben virüs bulaştırmaya başlıyorum. Yani testimin ne zaman pozitif olduğu önemli değil." dedi.

'Semptomlar görülmeden 48 saat önce bulaş başlıyor'
A+ A-

Bilim Kurulu Üyesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kara, Kovid-19 testi pozitif çıkmış kişilerle 48 saat öncesinden itibaren yakın temasta bulunanların da kendilerini izole etmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönemler aslında hastalığın başlangıç dönemleri olduğunu söyleyen Kara, “Bugün için bizim bildiğimiz en net olan şöyle bir bilgimiz var; bulaştırıcılığın en yüksek olduğu dönemler aslında hastalığın başlangıç dönemleri, artı ağır hastalarda ise tüm hastalık süresince de bulaştırıcılık var. Şöyle diyebilir miyiz o zaman? Bulaştırıcılık ne zaman başlar, kişi ne zaman etrafa virüs atmaya başlar? Bugünkü bilgilerimiz kabaca şunu söylüyor; en yoğun bulaşın olabileceği dönemin eğer ben de virüs varsa şikayet ve semptomum başlamışsa ondan 48 saat öncesinde ben virüs bulaştırmaya başlıyorum. Yani testimin ne zaman pozitif olduğu önemli değil. Ama benim şikayetim veya her hangi bir bulgum varsa ondan 48 saat öncesinde bulaştırıcılığım başlıyor. O zaman ben o kişi ile maskesiz olarak, ben veya o. Bende maske olması da çok yeterli değil. Bu sadece temasın riskini azaltır. Ama hem karşımdakinde hem bende maske varsa bu artık temasın dışında kalıyor. Çünkü korunur haldeyiz. Ancak yoğun bir şekilde aynı ortamda uzun süre bulunduysak bu temastır. Yoğun değil ama mesafe olarak yakın mesafede bulunduk, karşılıklı konuştuk bu da temastır. Şöyle söyleyebiliriz; aynı oda içerisinde birbirimizden mesafeli bile olsak, birkaç saat bulunduysak ben artık temaslı haline gelirim. Ancak kapalı bir ortamda 1 metreden, 2 metreden yakın bir mesafede bulunduysam bu da temaslı hale gelir. Ancak karşılıklı konuştuk, aramızda 2 metreden ve aramızda maskemiz de yoktu o zaman bu da temaslı haline gelebilir” şeklinde konuştu.

Kişinin virüs atma süresinin 10 gün daha sürebildiğini aktaran Kara, hasta kişinin semptom ve şikayetleri düzeldikten sonra en az 14 gün daha mutlaka evinde izole olmasını, hiç kimse ile temas etmemesini özellikle de maskesiz temastan kesinlikle uzak durması gerektiğini belirtti.

'2 YAŞINA KADAR OLAN ÇOCUKLAR ASLA VE ASLA MASKE TAKMAMALI'

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 5 yaş altındaki çocuklarda maske kullanımında dikkat edilmesi gerektiğini ve 12 yaş üzerindeki çocukların kesinlikle maske takması gerektiğini açıkladı.

İki yaşından küçük çocuklarda solunum sisteminin tam gelişmediğini ve dolayısıyla bu çocuklarda maske kullanımının çok tehlikeli olduğuna değinen Kara, “Çocuklarda maske için birkaç şeye dikkat etmemiz lazım. Bunların bir tanesi şu, çok küçük çocuklar yani özellikle 2 yaşın altındaki çocukların nefes alıp vermesi. Biz nefes alıp verirken aslında hem burnumuzu, hem ağzımızı istediğimiz zaman değişken olarak kullanabiliyoruz. Ama küçük çocuklarda, özellikle de biraz önce söylediğimiz gibi, 2 yaşın altındaki çocuklarda ağız ve burun nefes alıp verme sistemi tam gelişmemiştir. Yani onlar genellikle nefesleri tek organ aracılığıyla alabiliyorlar. Bu da ya ağızlarından ya da burunlarından. O nedenle de özellikle o bölgeyi kapatacak, çünkü biz maske için şunu söylüyoruz, ‘virüse karşı çektiğimiz bir duvar’. Ama bu aynı zamanda ağız ve burunun da önünü kapatan bir nesne olduğu için, küçük bebeklerde nefes almanın durmasına neden olabiliyor. O nedenle de biz biraz daha güvenli olalım diye bunu 2 yaşına kadar çekiyoruz. Diyoruz ki. Yani bebeklerimizi o şekilde korumamız lazım. Artı olarak bebeklerin yanına giderken bizim maske takmamız da onların korunması için çok önemli” şeklinde konuştu.

Kara her çocuğun gelişiminin farklı seyrettiğini belirterek, “Eğer çocuk belirli fonksiyonları kazanabilmişse, bu durum şöyle, cümleyi uzun olarak kurabiliyor ve bu sırada da nefes alıp vermede sorun yaşamıyorsa, yemek yerken arada bir nefes almak zorunda kalmıyorsa, biz bunları fark edebiliyorsak o zaman artık bu çocukların maske takabileceğini, özellikle dış alanlarda kalabalık alanlara geçildiğinde maske takabileceğini söylememiz lazım. Biraz daha büyüdükten sonra da artık çocuklar çok rahat maske takabilirler. Bu yaşı da kabaca 3 ila 5 yaş olarak değerlendirebiliriz. O yaş grubunda maskeyi çok rahat takabilirler” ifadelerini kullandı.

'12 YAŞIN ÜZERİNDEKİLER MUTLAKA MASKE TAKMALI'

Dünya Sağlık Örgütü’nün '12 yaş üzerindeki çocuklar mutlaka maske takmalı' tavsiyesine değinen Kara, “Bizim verilerimizde de Dünya Sağlık Örgütü verilerinde de dünyanın diğer verilerinde de şunu görüyoruz; gerçekten çocuklar virüsü alıyorlar, bu virüsü bulaştırabiliyorlar ama hasta olma oranları az. Ama yaş büyümeye başladıkça özellikle 12 yaştan sonra artık çocuklarda da hastalanma başlıyor. Özellikle de 15 yaşından büyüklerde virüs aynen yetişkinler gibi davranıyor ve neredeyse aynı oranlarda hastalanıyorlar. O bakımdan o grupların hem kendilerini korumaları hem de çevreyi korumaları için mutlak ve mutlak sürekli maskeli olmaları lazım. O zaman şöyle söyleyebilir miyiz? 2 yaşın altındaki çocukları biz koruyacağız. Biz maske takacağız ve onların önüne yüz siperliği gibi veya çok kalabalık bir ortama girecekse ve kullanacaksa, bizim bazen yüz siperliği olarak söylediğimiz şeffaf yüz koruyucuları ya da pusetlerindeki bebek arabalarındaki gibi bir koruyucuyla onları koruyacağız. 2 yaşından büyük çocuklarda eğer başka bir problemi yoksa maske takabilirler. Riskli alanlara geçerken, kalabalık alanlara geçerken maske taksınlar. Ama bazı çocuklar gelişim basamağında biraz daha yavaş olabilirler. Ama çocuk büyümeye başladıktan sonra özellikle 3’lü 5’li yaşlardan sonra maske takabilir. Özellikle 12 yaşın üstündekilerin mutlak ve mutlak her ortamda maskeli olmaları gerekiyor. Onlar mutlaka maske takmalılar. Aynı Dünya Sağlık Örgütü’nün söylediği gibi” diye konuştu.

Koronavirüs Kovid-19 Pandemi Bilim Kurulu prof. dr. ateş kara