Sentetik uyuşturucu kullanımı ve internetten satış arttı! Bebek zıbınına metamfetamin formülü! 'Madde kullanımına çok yönlü önlem lazım'
Dünyada ve Türkiye’de kullanımı hızla artan sentetik uyuşturucu nedir, neden, nasıl yayılıyor, etkileri, sakıncaları ne, ne yapmak lazım? Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan psikiyatri uzmanı ve eğitici Mine Ergelen anlattı…

Uyuşturucu kullanımına karşı alınan önlemler artırıldığı halde bağımlılık vakalarındaki artış devam ediyor. Edindiğimiz bilgilere göre madde bağımlılığı tedavisi yapılan sağlık kuruluşlarımızda yığılma söz konusu. Bu artışın, üretimi ve erişimi kolay olan sentetik uyuşturucuların yayılmasından kaynaklandığı ifade ediliyor.
Sentetik uyuşturucu nedir, neden, nasıl yayılıyor, etkileri, sakıncaları ne, ne yapmak lazım? Bütün bu ve diğer sorularımızı, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde psikiyatri uzmanı ve eğitici olarak görev yapan Mine Ergelen’e sorduk.

ÜRETİMİ DAHA KOLAY VE UCUZ
Sentetik uyuşturucu kullanımının günümüzde ciddi ölçüde yaygınlaştığı biliniyor. Edindiğimiz bilgilere göre madde bağımlılığı tedavisi yapılan sağlık kuruluşlarımızda yığılma söz konusu. Artışın temel nedenlerine dair gözlemlerinizi aktarabilir misiniz?
Sentetik uyuşturucular, laboratuvar ortamında kimyasal reaksiyonlarla sentezlenen, doğal kaynaklardan elde edilmeyen ve genellikle psikolojik veya fizyolojik etkiler yaratmak için tasarlanmış maddelerdir. Metamfetamin, MDMA, sentetik kannabinoidler ve sentetik opioidler bu sınıfta yer alır.
ÇOĞU STANDART TESTLERLE TESPİT EDİLEMİYOR
Bu maddeler özellikle son yıllarda dünya genelinde yaygınlaştı, kullanımı ciddi bir artış gösterdi. Yaygınlaşma nedenlerinden biri, üretimlerinin daha kolay ve ucuz olması. Sentetik uyuşturucular, doğal maddelere göre daha düşük maliyetlerle üretilebiliyor. Yeni sentetik uyuşturucuların çoğu standart testlerle tespit edilemiyor, kimyasal yapılarının hızla değiştirilebilmesi de denetimlerini zorlaştırıyor. Ayrıca genç yaş grubundaki bireylerin, bu maddelere kolay ulaşılabilir olması da kullanımın artmasına katkıda bulunuyor. Ergen ve genç erişkinlerin bu maddelerin ciddi ve olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız olduğunu da vurgulayalım.
BİREYSEL, AİLESEL, TOPLUMSAL ETKENLER ELE ALINMALI
Uyuşturucu kullanımına karşı alınan önlemler artırıldığı halde bağımlılık vakalarındaki artış devam ediyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu artışı engellemek için ne gibi stratejiler önerirsiniz?
Alkol, madde kullanım bozuklukları ve davranışsal bağımlılık tanılı vakaların artışını değerlendirirken, yalnızca alınan önlemleri değil, bağımlılığın ortaya çıkışını etkileyen geniş çaplı biyolojik, psikososyal ve çevresel faktörleri de göz önünde bulundurmak gerekir. Önlemler artırılsa da madde kullanımına yönlendiren bireysel, ailesel ve toplumsal faktörler de ele alınmalı. Travmatik yaşantılar, eşlik eden ruhsal hastalıklar, ekonomik güçlükler, ya da ergenler ve genç erişkinler arasında akran faktörü, bir gruba dahil olma arzusu veya sosyal dışlanma gibi etmenler madde kullanımına yol açabiliyor.
KORUYUCU RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİYLE DESTEKLENMELİ
Alkol/madde kullanımındaki artışı engellemek için bu alanlarda önleme çalışmaları, erken yaşlardan itibaren koruyucu ruh sağlığı hizmetleriyle desteklenmeli. Bu alanda çalışan profesyonellerin öncülüğünde aile, okul ve işyeri temelli önleme çalışmaları yürütülmeli, medya araçları da bu doğrultuda aktif ve etkin şekilde kullanılmalı. Toplum temelli yaklaşımlar güçlendirilmeli. Madde kullanımına karşı toplumsal farkındalık artırılmalı, gençleri destekleyen sosyal politikalar geliştirilmeli.
Risk altındaki bireylere yönelik müdahaleler erken dönemde yapılmalı. Bunun yanı sıra tedavi hizmetlerine erişim kolaylaştırılmalı ve yaygınlaştırılmalı.
Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Biyolojik ve psikososyal tedavi yaklaşımlarının bir arada uygulanması gerekir. Bağımlılıkla mücadelede etkili olmak için çok boyutlu ve bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var. Sağlık, eğitim ve sosyal politikalar birlikte ele alınmalı.

İNTERNETTEN EDİNENLERİN SAYISINDA ARTIŞ VAR
Hastalarınız arasında internet üzerinden uyuşturucu temin ettiğini belirten kişilerle karşılaşıyor musunuz? Bu durumun artış göstermesiyle ilgili gözlemlerinizi anlatabilir misiniz?
Evet, son yıllarda internet üzerinden uyuşturucu temin eden bireylerin sayısında artış olduğunu biliyoruz. Özellikle sosyal medya platformları ve gizli forumlarda kullanıcılar uyuşturuculara kolayca ulaşabildiğini belirtiyorlar. Çoğu zaman, bu maddeler "yasal kimyasallar" ya da "bitkisel ürünler" gibi masum gösterilen isimlerle satılabiliyor. Özellikle gençler, merak ve yanlış bilgilendirme nedeniyle bu tür platformlardan madde temin edebiliyor. Bu yolla madde temin eden kişiler genellikle sentetik kannabinoidler ve metamfetamin gibi maddelere yöneliyor. Ancak bu tür maddelerin içeriği belirsiz olduğu için, kullanılan dozun ve etkilerinin tahmin edilmesi çok zor oluyor. Bu da ciddi zehirlenmelere ve ruhsal bozukluklara yol açabiliyor.
BAĞIMLILIK DAHA ÇABUK OLUŞABİLİR
Sentetik uyuşturucuların bağımlılık yapma süreci diğer maddelere göre daha mı karmaşık ve tedavisi zor? Bunun nedenleri nedir?
Evet, sentetik uyuşturucuların bağımlılık yapma süreci genellikle daha karmaşıktır ve tedavisi bir takım zorluklar içerir. Bunun birkaç temel nedeni var:
- Sentetik maddeler genellikle dopamin, serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin fazla salgılanmasına neden olur. Bu durum, beyin ödül sisteminde güçlü bir değişiklik yaparak hızla bağımlılık gelişmesine yol açar. Üstelik bazı sentetik maddeler, yoğun ve hızlı etki gösterdiği için, kısa sürede yüksek tolerans gelişebilir ve bağımlılık çabuk oluşabilir. Kimyasal yapılarının sürekli değişmesi de bu duruma yol açabiliyor.
- Sentetik kannabinoidler ve metamfetamin gibi maddeler, kullanımı bırakıldığında yoksunluk belirtileri gösterir. Anksiyete, depresyon, paranoid düşünceler, aşırı huzursuzluk ve hatta psikoz tabloları ortaya çıkabilir. Bu belirtiler, kişinin madde kullanımına devam etmesine neden olabilir ve tedavi sürecini zorlaştırır.
- Sentetik uyuşturucuların ciddi psikiyatrik etkileri olabilir. Halüsinasyonlar, paranoya, şiddetli anksiyete, psikoz ve bilişsel bozukluklar yaygındır. Hatta bazı sentetik maddeler, uzun süreli nörolojik hasara neden olabilir. Bu durum, bağımlılık tedavisinde sadece detoksifikasyonun yeterli olmadığını, aynı zamanda psikiyatrik destek gerektirdiğini gösterir.
Sonuç olarak, sentetik uyuşturucuların bağımlılık mekanizması hem biyolojik hem de psikososyal açıdan daha karmaşıktır ve tedavi süreci bireyselleştirilmiş, uzun vadeli bir yaklaşım gerektirir. Bağımlılıkla mücadelede yalnızca detoksifikasyon değil, psikososyal destek, terapi ve rehabilitasyon süreçlerinin de güçlü bir şekilde devreye girmesi gerekir.
YÜKSEK DOZLARDA ÖLÜMCÜL ETKİLERİ VAR
Sentetik uyuşturucular daha fazla mı öldürücü? Hangi koşullarda ölüm riski daha yüksek oluyor?
Sentetik uyuşturucular, genellikle yüksek dozlarda ölüm riski taşır çünkü bu maddelerin kimyasal yapıları, vücutta beklenmedik etkilere yol açabilir. Dozajı belirlemek oldukça zordur. Çünkü üreticiler bu maddeleri sıklıkla değiştirir ve her yeni üretim, farklı kimyasal bileşikler içerebilir.
Ayrıca, bu maddelerin ölümcül etkilerinin hızlı bir şekilde kendini göstermesi, kalp krizi, solunum yetmezliği veya nöbetlere yol açması mümkündür. Ayrıca, sentetik uyuşturucuların yanında başka maddelerin de kullanılması (örneğin alkol veya benzodiazepinler) ölüm riskini artırabilir.
PSİKİYATRİK HASTALIKLARI TETİKLEYEBİLİR
Sentetik uyuşturucular, psikiyatrik hastalıkları tetikleyebilir mi? Bu tür maddelerin psikolojik ve psikotik etkileri nelerdir?
Evet, sentetik uyuşturucular psikiyatrik hastalıkları tetikleyebilir ve mevcut ruhsal bozuklukları ağırlaştırabilir. Bu maddeler, beyin kimyasallarını aniden ve yoğun bir şekilde etkileyerek kısa süreli, şiddetli psikotik reaksiyonlara yol açabilir. Halüsinasyonlar, paranoya, yoğun anksiyete, depresyon, sanrılar ve manik ataklar bu etkiler arasında yer alır. Uzun süreli kullanım ise kronik psikoz, majör depresyon ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi durumların gelişme riskini artırabilir. Sentetik uyuşturucuların serotonin, dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterler üzerindeki güçlü etkileri, psikiyatrik bozuklukları daha belirgin hale getirebilir ve tedavi sürecini zorlaştırabilir.
ÇOCUKLAR VE GENÇLER DAHA HASSAS
Uyuşturucu kullanımı, özellikle genç yaş gruplarında giderek daha fazla yayılıyor. Çocuklar üzerindeki potansiyel etkilerine dair uyarılarınız neler?
Uyuşturucu kullanımı, genç yaş grupları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Beyin, ergenlik döneminde hâlâ gelişimini sürdürmektedir ve bu dönemde uyuşturucu kullanımı, nörolojik ve psikolojik gelişimi olumsuz etkileyebilir. Özellikle sentetik uyuşturucular, beynin ödül sistemini etkileyerek bağımlılığa yatkınlık oluşturabilir. Çocuklar ve gençler, duygusal ve ruhsal olgunluklarını henüz tam anlamıyla kazanmadıkları için, uyuşturucu kullanımının etkilerine karşı daha hassastırlar. Bu grubun korunması için aile içi eğitim, okul bazlı programlar ve toplum temelli farkındalık çalışmaları, sonuç alıcı olur.
UYUŞTURUCU MADDE BEBEK ZIBININA KADAR GİRDİ!
Algıyı değiştirir risklerin üstünü örter
Gördüğünüz bebek zıbını ve çocuk tişörtünün üzerindeki desen, Metanfetamin molekülünün kimyasal formülünü ifade ediyor. Üretici firma ve satışı yapan popüler internet alışveriş sitesi, giysilerin altına, desenin uyuşturucu molekülü olduğunu yazmaktan çekinmemiş. Üretici firma Darkhane, tam adı ‘Viyana Tasarım Tekstil Dijital Baskı Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi’.
Metamfetamin molekülü deseninin uyuşturucu satışı için bir şifreleme aracı olarak kullanılmış olabileceği, olasılık dışı değil. Uyuşturucu ticaretinde internetin kullanıldığı raporlara girmiş durumda. Bilinen, artık markalaşmış alışveriş sitelerinin buna alet olması akla çok yatmıyor. Ancak Kovid 19 salgını döneminde bu tür sitelerden sipariş verildiği konuşulmuştu.
Bu olasılığı da dikkate alarak, söz konusu zıbın ve tişörtleri satışa sunan firmaya sorular yönelttik. Amacınız ne, ne mesaj vermek istediniz, bebekle, çocukla Metanfetamin arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz, gibi sorular. Ancak alışveriş sitesinde verilen adres yanlıştı, gönderdiğimiz sorular bize geri döndü. Bu haber yayına girene kadar firma yetkililerinden yanıt alamadık. Mine Ergelen’e bunu da sorduk:
SATIŞI ÖNLENMELİ
Bir bebek ya da çocuk giysisine Metamfetamin molekülü deseni işlenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz ve toplum üzerinde yaratabileceği potansiyel etkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Uyuşturucu kullanımını yüceltmeye veya normalleştirmeye hizmet eden bu tür ticari faaliyetler, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde tehlikeli bir algı yaratabilir. Semboller ve desenler aracılığıyla uyuşturucunun zararları göz ardı edilerek, bu maddeler "moda" veya "popüler" bir unsur gibi gösterilebilir. Bu durum, genç yaş gruplarında uyuşturucuya karşı algının değişmesine, merak oluşmasına ve risklerin hafife alınmasına neden olabilir. Bu tür ürünlerin satışının önlenmesi ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi önemlidir. Çocukların güvenliği ve sağlığını tehdit eden bu tür girişimlerin toplumsal sorumluluk çerçevesinde ele alınması ve düzenlemelerle kontrol altına alınması gerekmektedir.
Tedavisi birkaç yıl sürebilir
Sentetik uyuşturucu bağımlısı bir kişinin tedavisi ne kadar sürüyor? Tekrar tekrar yeniden başlama durumları oluyor mu? Bu durum özellikle gençlerin yaşamını nasıl etkiliyor?
Sentetik uyuşturucu maddeler, özellikle sıklıkla gördüğümüz metamfetamin ve sentetik kannabinoid gibi maddelerin kullanım bozukluklarının tedavisi diğer bağımlılıklar gibi arındırma ve idame tedaviden oluşur. Tedavi süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte birkaç haftadan birkaç yıla kadar sürer.
Akut yoksunluk döneminin tedavisi ilk dört hafta içinde yapılır, bu dönemde özellikle çekilme belirtilerini tedavi etmek gerekir. Arındırma tedavisi hastanın ihtiyacına göre yataklı ya da ayakta tedavi olarak yapılabilir.
PSİKİYATRİK HASTALIK VARSA
Depresyon, kaygı bozukluğu yada psikotik bozukluklar gibi eşlik eden psikiyatrik hastalık varsa tedavide ele alınması gerekir. Akut yoksunluk döneminden sonra uzun süreli idame tedavi planlanır. Tüm bu süreçlerde hem medikal hem de psikososyal tedavilerin bir arada yürütülmesi gerekir.
Psikososyal rehabilitasyonda bireyin madde kullanmadığı bir hayata yeniden adapte olması, maddeyi bırakmasını destekleyen beceriler geliştirmesi amaçlanır. Nüksetmeyi (tekrar kullanımı) önlemek için genellikle en az 1-2 yıl boyunca psikoterapi, ilaç tedavisi ve sosyal destek devam etmeli.
Hastanemizde kurulan ve diğer şehirlerde de açılmaya başlanan BAHAR (Bağımlılık Tanılı Hastalar için Rehabilitasyon) merkezleri de bu amaçla, kapsamlı bir tedavi hizmeti sunuyor.
Bağımlılık kronik bir beyin hastalığı olduğu için tekrar kullanma riski yüksek. Özellikle tedavi bırakıldığında, stresli durumlar, depresyon gibi ruhsal hastalıklar veya travmatik yaşantılar varlığında ya da bağımlı olunan çevreyle temas devam ettiğinde tekrar kullanım riski artar. Nüks, bu hastalıkta yaygın bir durumdur ancak bu, tedavinin başarısız olduğu anlamına gelmez. Uygun destek ve müdahalelerle kişi yeniden iyileşme sürecine alınabilir.