Şentop: İstikali milletçe sağladık
TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TBMM'nin açılışının 100. yılı etkinlikleri kapsamında, 8 Şubat 1921'de Antep'e 'Gazi' unvanı verilişinin yıldönümü dolayısıyla Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde (Birinci Meclis Binası) düzenlenen anma programına katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başlayan programda, Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçıları sahneye gelerek, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve 100 yıl önce gerçekleştirilen oturumu canlandırdı.
'İSTİKBALİMİZ İÇİN MİLLETÇE MÜCADELE ETTİK'
Programın açılış konuşmasını yapan Şentop, insanlık tarihinin en kaotik dönemlerinden birinin, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşandığına işaret etti ve şöyle sürdürdü: “Kurtuluş ve kuruluş yılları da diyeceğimiz dönemde mukadderatımıza sahip çıkmak ve mukaddesatımızı muhafaza etmekle imtihan edildik. Bağımsızlığımızı elde etmek için işgalcilere karşı savaştık. Şeref ve haysiyetimizi koruyup, istikbalimizi temin etmek için milletçe mücadele ettik.”
Şentop, Türk milletinin, yüzlerce yıl birbirine omuz vererek ayakta kalan bir millet olduğunu vurgulayarak, toprakları işgal edilirken Anteplilerin de böyle yaptığını anlattı.
'ACI ZERDALİ ÇEKİRDEĞİNDEN EKMEK YAPTILAR'
TBMM Başkanı Şentop, 35 bin Antepli'nin, imkanlarını seferber ettiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Parası olan parasıyla, altını olan altınıyla sivil dayanışmayı destekledi. Evlerdeki erzaklar ortaklaşa tüketildi. Eski askerler, emekli subaylar başta olmak üzere eli silah tutan herkes seferber oldu. Bir şehir topyekun savunmaya geçti. Daha önce İngilizler silahlarını topladığı için kendi silahlarını imkansızlık içinde kurdukları atölyelerde yaptılar. Atacak kurşunları ve yiyecek ekmekleri kalmayıncaya kadar Fransızları şehre sokmadılar. Her şeyleri bittiğinde, acı zerdali çekirdeğini bile öğütüp ekmek yaptılar. Birçok insan acı zerdali çekirdeğinden yapılan ekmek zehirlenmesinden öldü.
'ANTEPLİLER ZALİME BOYUN EĞMEDİ'
“1 Nisan 1920'de başlayan savunma, 7 Şubat 1921'e kadar devam etti. 11 ay boyunca insanlar adeta açlıkla imtihan edildi. Şehrin üzerine 300 binden fazla mermi ve top güllesi düştü. 27 mahallede 8 bine yakın ev, işyeri harap oldu. Buna rağmen Antepliler zulme rıza göstermediler, zalime boyun eğmediler. Zillete düşürülmeyi hiçbir şekilde kabul etmediler. Sarsılmaz bir imanla direnerek devrin en muazzam ordusuna karşı ordu-millet bir olduğumuzu gösterdiler."
Şentop, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Gaziantep'in milli mücadeledeki rolünü ve önemini, "Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar yalnız Antep'i değil bütün Türkiye'yi kurtardılar" veciz sözüyle ifade ettiğini anımsattı.
'YA İSTİKLAL YA ÖLÜM'
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de programda yaptığı konuşmada, Milli Mücadele sırasında Antep halkının tarihi bir direniş gösterdiğini, "Ya istiklal ya ölüm" diyerek esarete boyun eğmediğini hatırlatarak, bu destansı direnişin kısa zamanda Anadolu'nun dört bir yanına yayıldığını ve kurtuluş mücadelesinin meşalesini yaktığını ifade etti. Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
ŞEHİT KAMİL'DEN HALİL İBRAHİM'E
“İstiklal ve istikbal meşalesi 14 yaşındaki Şehit Kamil'den 15 Temmuz gecesi şehit düşen 15 yaşındaki Halil İbrahim'e, babasıyla birlikte şehit düşen Abdullah Tayyip'e geçmiştir, devrolmuştur. İstiklal ve istikbal meşalesi kıyamete kadar asla yere düşmeyecektir. Zira milletimiz, vatanımız ve mukaddesatımız için canını vermeye hazırdır."