22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sert faiz artışı işsizliği patlatır

MEHMET Şimşek'in ekonominin başına gelmesiyle birlikte, uluslararası finans tekelleri, politika faizinin %40'a çıkması için baskılarını artırdı. Ancak enflasyon yüksek, sanayi üretimi düşüşte. Sert faiz artışı durgunluk getirir, işsizliği patlatır.

Sert faiz artışı işsizliği patlatır

Türkiye'de 12 aylık ortalamalar özelinde baktığımızda 2017'nin Ekim ayından bu yana çift haneli enflasyon ortamında yaşıyoruz. Geçen yıl başında yüzde 20'lere çıkan enflasyon yılı yüzde 70'lerde kapattı. Halkın enflasyonu diye tabir ettiğimiz ücretli kesimlerin harcama yaptığı asgari mal ve hizmetleri dikkate alırsak kiralar başta olmak üzere yüzde 100'ü aşan bir enflasyon söz konusu. Enflasyon en nihayetinde yıllık bazda mayıs itibarıyla yüzde 40'ın altına inse de son 12 aylık ortalamalara göre yüzde 63'ün üzerinde. Enflasyonist ortamı körükleyen birçok neden var. Başlıcaları küresel enerji ve emtia fiyatları. Malum dünyada da bir enflasyonist süreç yaşanıyor. Bunun yanında Türkiye'nin genişlemeci politikalar nedeniyle yanan kendine özgü kur lambası yüzünden fiyatlama davranışlarının bozulması da fiyatları yukarı çekti. Seçimlerin ardından hem hayat pahalılığı krizini hem de olası ödemeler dengesi krizini aşmak için faiz silahının çekileceği bir politikanın masaya konulacağı öne sürülüyor. Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı, Hafize Gaye Erkan'ın da Merkez Bankası Başkanı olarak atanması bu beklentileri güçlendirdi.

BASKILAR BAŞLADI

Bank of America (BofA) uzmanları Türkiye'ye yönelik kaleme aldıkları analizde politika faizinin yüzde 40'a çekilmesi durumunda TL'de uzun vadeli pozisyon alınabileceğini belirttiler. Bir başka finans kuruluşu Goldman Sachs'ın ekonomisti Clemens Grafe'nin de müşterilere gönderdiği notta, “Bize göre bu durum, ortodoks bir politika yapıcının faiz oranlarını mevcut mevduat faiz seviyesi olan yüzde 40’a çıkaracağını gösteriyor.” görüşüne yer verdiği bilgisi basında yer aldı. Bu iki kurum önemli. Çünkü Merkez Bankası'nın başındaki Erkan, eski bir Goldman Sachs çalışanı. Yine Şimşek de 2008 krizinde BofA bünyesine katılan Merrill Lynch kökenli.

GEREKLİ DE OLABİLİR

Halihazırda politika faizi yüzde 8.5 seviyesinde. 2021 yılı Mart ayında politika faizi enflasyonist beklentiler dikkate alınarak o dönemki Naci Ağbal yönetimi tarafından yüzde 19'a çıkarılmıştı. Ağbal'ın görevden alınarak Şahap Kavcıoğlu'nun guvernör olarak atanmasıyla faiz indirim süreci başladı. Hızla aşağı çekilen faiz hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem de TÜSİAD dışındaki Türk iş dünyasının talepleri doğrultusunda yapıldı. O dönem bunun tehlikeli bir deney olacağı yönündeki eleştirilere kulak tıkandı. Gelinen noktada TL'den sert bir kaçış döviz fiyatlarında hızla yükseliş ve ardından KKM'nin devreye alınması sayesinde dengelenen ve baskılanan piyasayı doğurdu. Ancak döviz ihtiyacı ve iç piyasadaki oyuncuların ucuz kredi imkanı ile beslenen spekülatif hareketleri rezervlerde ciddi bir erimeye neden oldu. Nihayetinde küreseldeki durgunluk yüzünden ihracat da geçen 7-8 aylık dönemde yeterince canlı olmayınca yüksek enflasyonist ortamda bir ödemeler dengesi krizi tehlikesi gündeme geldi.

HER ŞEYE RAĞMEN İŞ VE AŞ SAĞLANDI

Esasen deprem etkisine rağmen yılın ilk üç ayında yüzde 4 büyüyen ekonominin bir miktar soğuması için seçimler öncesi kredi muslukları kesilmeye başlamıştı. Madde bağımlısı gibi kredisiz yaşamayan ekonominin bu gerçekliği bir yana ilk üç aylık milli gelir verileri özelindeki durumun sürdürülemez olduğu açıktı. Sanayi ve tarımda düşerken, net ihracatın büyümeye katkısı negatif olurken, hizmet ve finansman artışı ile büyüyen bir ekonomide, şayet dış finansman girişi de sınırlı ise, motorun hararet yapmaması mucizedir. Şimdilerde bunu yaşıyoruz. Salgın döneminde hızlanıp 2021 ve 2022'nin Haziran ayına kadar yüksek seyreden sanayi üretiminin bu aydan sonra yıllık bazda küçülme çizgisinde ilerlediği ve son üç ay özelinde de (Şubat-Nisan 2023) azaldığı görülüyor. Yine 2021 sonbaharından beri eşik değerin altında kalarak faaliyetlerde düşüşe işaret eden İSO İmalat PMI verisinin de son beş ayda eşik değerin üzerine çıkması bir toparlanma işareti. MÜSİAD SAMEKS raporu da karışık seyretse de orada da bir toparlanma söz konusu. Bütün bu enflasyonist, devalüasyonlarla dolu ve sanayi üretimi ile ihracatta zafiyetin yaşandığı döneme karşın istihdam göstergeleri olumlu seyretti işsizlik oranı 2021 başındaki yüzde 12.9 seviyesinden Mart 2023 itibarıyla yüzde 10'a indi. İstihdam oranı yüzde 44.8'den yüzde 48.2'ye yükseldi. Atıl işgücü (geniş tanımlı işsizlik) yüzde 25.5'ten yüzde 21.8'e düştü. Bir şekilde denge sağlanmışken faiz lobilerinin istediği sert bir faiz artırımı ekonomide küçülmeye, işsizlikte artışa ve sanayi üretimindeki toparlanma çabalarının başarısız olmasına neden olur.

'YÜKSEK KUR BEKLENTİMİZ YOK'

Sert faiz artışı işsizliği patlatır - Resim : 1

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı, İhracatçının yüksek kur beklentisinin olmadığını, enflasyona paralel bir kur beklediklerini de belirtti. İHBİR'in Mayıs 2023 ihracat verilerine yönelik yazılı açıklamasında görüşlerini aktaran Taycı, "Enflasyon yüksek, kur düşük kaldığı zaman maliyetlerde ve fiyat vermede zorluklar yaşıyoruz. Bu da bizim rekabet ve ihracat şansımızı azaltıyor. ‘Ne kadar yüksek kur olursa ihracatçı o kadar avantajlı olur’ gibi bir durum söz konusu değil. İhracatçılar olarak talebimiz, yurt dışı pazarlarda rekabet edebilmek ve ilgi görmek için enflasyon ve kurun birlikte hareket etmesidir." dedi.

KURDAKİ HAREKET KAYBEDİLENİ GERİ GETİRECEK

Sert faiz artışı işsizliği patlatır - Resim : 2

Akdeniz Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin (AKAMİB) mayıs ayı ihracat verilerine ilişkin yazılı açıklamasında, ihracatçı firmaların enflasyonla paralel artan kur beklentisi olduğunu belirtti. AKAMİB Başkanı Onur Kılıçer, “Seçimlerin ardından kurun yukarı yönlü hareketliliği, ihracatçıların kaybettiği rekabet avantajını geri kazandıracaktır. Özellikle haziran ayıyla birlikte ertelenen talepler gelecektir.” dedi. Kılıçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir diğer konu ise finansmana ulaşım. Bu noktada ihracatçı firmalarımızın gerek işletme, gerekse ihracat kredileri noktasında desteklenmesini, kaynakların bu ölçüde artırılmasını talep ediyoruz. Yeni kabine ile birlikte, yeni politikaların devreye girmesini, ülke ihracatına dinamizm kazandıracak adımların atılmasını bekliyoruz.”

Mehmet Şimşek Faiz ekonomi ihracat