‘Seslendirme Ödülü’ Burak Tüzün’ün
Türk bestecilerin sanat dünyamızdaki önemi bütün otoriteler tarafından vurgulanırken, bu alanda çalışmaları nedeniyle Burak Tüzün ‘Seslendirme Ödülü’nün sahibi oldu.
Besteciler, Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği Derneği (BESOM) Genel Kurulu, 9 Nisan 2021 Cuma günü, Ankara'da toplandı. Sanattanyansımalar.com sitesinin haberine göre, yapılan genel kurul, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, dernek kurucusu Muammer Sun ( 1932-2021) ve yitik sanatçılar için saygı duruşuyla başladı. Toplantıda BESOM Seslendirme Ödülü, Türk bestecilerinin eserlerini en çok seslendiren orkestra şefi olarak Burak Tüzün'e verilirken, BESOM Beste Ödülü Hasan Uçarsu’ya verildi.
Aydınlık’a konuşan Orkestra Şefi Burak Tüzün, Türk bestelerine yeterince değer verilmemesinden öğrencilik yıllarından itibaren yakındığını söyledi. Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası ile sürdürdüğü yolculuktan bahseden Tüzün, bu misyonun ülkemiz açısından önemini anlattı.
ÇALIŞMA RAPORU AÇIKLANDI
Toplantıda oy birliğiyle kabul edilen BESOM yönetim kurulu çalışma raporunda, “Cumhuriyet dönemi çağdaş Türk besteciliğinin verimi; nicel ve nitel olarak, yurt içinde ve yurt dışında ne denli etkili olabilmiştir? Elde edilen sonuca hangi nedenler yol açmıştır ve bu nedenler nasıl yorumlanabilir?” konulu, toplam 21 bin TL. ödüllü Ulusal Araştırma-Makale Yarışması düzenlendiği belirtildi. Bununla birlikte BESOM Çağdaş Türk Müziği Ödülleri oluşturulduğu, “Bale sanat mı, spor mu?” tartışmasına yol açan bazı gelişmeler karşısında, BESOM'un görüşünün bir bildiriyle kamuoyuna açıklandığı ve besteci-eğitimci İlhan Baran'ın nota ve belgelerden oluşan arşivinin BESOM'da koruma altına alındığı da kayıtlar arasında yer aldı.
Çalışma raporunda ayrıca; “onursal üye listemizde bulunan Ahmet Adnan Saygun, 30. Ölüm Yıldönümü'nde, 6 Ocak 2021 günü Zoom üzerinden düzenlediğimiz etkinlikle anılmıştır. Bu toplantı, kurucu başkanımız Muammer Sun'un vefatından önce katıldığı son toplantı olmuştur.” İfadeleri yer aldı. Yapılan etkinliklerin videolarına BESOM Youtube kanalından ulaşılabileceği belirtilen raporda, özellikle üniversite öğrencilerinden oluşan geniş bir kitleye yararlı olmak amacıyla kalıcı sohbetler düzenlendiği belirtildi.
BESOM yönetimi şu isimlerden oluştu: Rengim Gökmen (Orkestra Şefi- Başkan), Şefik Kahramankaptan ( Müzik Yazarı-Başkan Vekili), Cemii Can Deliorman ( Orkestra Şefi-Yazman), Deniz Atalay (Besteci-Yazman), Ertuğrul Bayraktarkatal ( Müzikolog, Besteci- Üye)
‘BESTECİLER YOKSA GERİSİ BOŞ’
Orkestra Şefi Burak Tüzün, Türk bestecilerinin eserlerini en çok seslendiren orkestra şefi olarak değerlendirilen “Seslendirme Ödülü”ne giden yolculuğunu Aydınlık’a anlattı. Burak Tüzün şunları söyledi;
“Aslında konservatuvar yıllarımdan itibaren hep duyduğum bir yakınma olmuştu kendi bestecilerimizin eserlerinin diğer bestecilere göre az seslendirilmeleri. Hatta seslendirilmemeleri. Ama bu konuda bilinçlenmem Moskova’daki öğrencilik yıllarıma rastlar. Sovyetler Birliği’nin henüz dağılmış olmasına ve sistem olarak tam bir karmaşa yaşamalarına rağmen Rusların besteci yetiştirmek ve onları geliştirerek lanse etmek için gösterdiği çaba ilginç gelmişti bana. Bu desteğin amacı yalnızca kendi kültürünü diğer kültürlerle yarıştırmak değildi tabi ki. Kendini sürekli geliştirmenin, zenginleştirmenin, yaşamı tanımanın ve daha anlamlı kılmanın yolunun buradan geçtiğini biliyorlardı. Besteciler ülkenin müzik yaşamının Amiral gemileriydi ve onlar yoksa gerisi boştu.”
“Kendi ülkemde ise öğrenciliklerinden profesyonel yaşamlarının sonuna kadar bestecilere gereken değerin verilmediğini görüyordum. Eserlerinin seslendirilmesi için çaba harcıyorlardı ama o eserleri çalmak için çabalaması gerekenler bizdik. Öğrencilerin gelişmeleri ve ustalaşmaları, profesyonellerin ise daha çok ve daha nitelikli üretmeleri için yazdıklarını duymaları, başarılarından ilham almaları gerekiyordu. Ülkeme dönüp Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın kuruluşunu gerçekleştirdikten sonra Türkiye’de bu doğru olmayan durumu değiştirmek için orkestra ile birlikte kolları sıvadık. Okulumuzdaki bestecilerin, genç bestecilerin eserlerini çalmak, kıyada köşede kalmış eserleri gün ışığına çıkarmak orkestranın ana hedeflerinden biri oldu. Bestecilerden eserlerini istedik, bazen hiç bir ücret ödemeden siparişler bile verdik. Böyle birçok konser ve kayıt yaptık. Bu konserler içinde beni en fazla etkileyen Faik Canselen’in gençliğinde yazmış olduğu eserinin ilk seslendirilişine 100 yaşındayken şahit olduğu konserimizdi. Duygu yüklü o an aslında bir bakıma da çok acıydı. Çünkü kendi bestecilerimize yıllardır vermediğimiz değerin tesciliydi.”
“Daha sonra halen genel müzik yönetmenliğini yürüttüğüm Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası ile de bu anlayışı sürdürdük. Bu konuda öyle bilinir olduk ki, her yıl yazılan onlarca eser bize gönderilmeye başlandı. Özellikle genç bestecilerin tanınmasında ve deneysel projelerde Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın üstlendiği misyon ülkemiz açısından çok önemli.”
“Repertuvarımda Türk bestecilerinin eserlerinin taşıdığı ağırlık sebebiyle BESOM’un ilk defa verdiği bu ödüle layık görüldüğüm için onur duyuyorum. Ama bu onuru Anadolu Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestraları ile paylaşmam gerekiyor. Bu hedefe onlarla birlikte yürüdük. Ve bu toprakların sesini ölümsüzleştiren bestecilerimize şükranlarımı sunuyorum. O tınıların bir parçası olabilmek, işte asıl büyük ödül bu.”