Sevgiliye bir gül yeter!
Dünyanın pek çok ülkesiyle birlikte ülkemizde de 14 Şubat Sevgililer Günü olarak kutlanıyor. MS 270’lere dayanan Katolik Hıristiyan kültüründe St. Valentine’e adanmış, 1969’da kilisenin takviminden çıkarılmış bir gün. Yine de bildiğim kadarıyla, Hıristiyan kültürünün dini ögelerine dayalı olduğundan bu kutlama geleneği Özbekistan, Türkmenistan, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan tarafından kutlanmamaktadır.
Peki, Türkiye’de nasıl ve ne zaman başladı? Sevginin, sevgilinin, sevdanın derin anlamlar taşıdığı ülkemizde böyle bir gelenek, böyle bir kutlama günü ne zaman, nereden çıktı? Geleneklerimizde derin bir geçmişi var mı? Hayır, bizim kültürümüzde 14 Şubat gününe ilişkin bir anlam yok.
1981 yılında Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, 150 binin üzerinde satan Erkekçe Dergisi'ni yönetirken, Amerikalı eşi Holly’nin önerisi üzerine, derginin şubat sayısını "Sevgililer Günü" kapağıyla çıkarıyor. Sonraki yıllarda ise basın destekleyerek bu fikri yaygınlaştırıyor. Pazara yansıyan yanıyla öneri tartışmasız ve bilinçsiz tutuyor. Mağazalar, alışveriş merkezleri o gün dolup taşıyor. Öte yandan, Sevgililer Günü’nün ortaya çıkışının 12 Eylül faşizminin en koyu zamanına denk gelmiş olduğunu görüyoruz.
Aziz Valentine günü, bir anda Türkiye’nin “Sevgililer Günü” oluveriyor! Oysa Türkiye’de ve Asya’da, sevgililer günü ilan edebileceğimiz pek çok anlamlı tarih var. Her şeyden önce, 21-22 Mart Nevruz, yani Bahar Bayramı'na bağlı olarak bu günlerde doğanın uyandığı, sevginin, aşkın coştuğu bu günlerden biri sevgililer günü olarak kutlanabilirdi. İşte size, sevgiye uygun anlamlı bir gün daha: Dünyaya ilk cemrenin düştüğü, toprağın canlandığı, aşkın uyandığı, 19-20 Şubat günlerinden biri de olabilir.
Kaldı ki öykücü Özcan Karabulut’un, 14 Şubat’ın ‘Dünya Öykü Günü’ olmasını Uluslararası PEN Kulüp’e öneriyor ve kabul ediliyor. Karabulut böyle bir kararı çıkartmışken ve uçlarına öykü takılı balonları sokakta halka dağıtarak bu günü benimsetmeye çalışırken, elimize bir öykü kitabı alıp bir köşede öyküler okusak ne güzel olurdu.
Ben de şimdi, bizim ve bütün Asya kültüründe yeri olan 1. cemrenin toprağa düştüğü 19 Şubat’ı Sevgililer Günü olarak öneriyorum. Türküsü de, Azerbaycan halk müziği sanatçısı Zeynep Hanlarova sesiyle ‘Ceyran’ olsun Yaşasın 19 Şubat Sevgililer Günü. Sevgiliye bir gül, bir içten gülüş, bir sevdalı bakış yeter.