Sevinç, hüzün ve gururla döndüler: İtfaiyeciler canından geçti enkaz altına girdi

Bilim insanlarının "bin yılın afeti" dediği Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremin ardından 2 hafta geçti. 13,5 milyon vatandaşımızın doğrudan etkilendiği depremde on binlerce canımızı kurtarmak için itfaiye teşkilatı da önemli görevler aldı. Türkiye'nin dört bir yanından deprem illerine giden itfaiye erleri, kendi canlarından vazgeçerek arama kurtarma çalışmalarına atıldı.

Herkesin kaçarak uzaklaştığı yerlere koşarak gidenlerin teşkilatında, itfaiye erleri enkaz altına girmekten de çekinmedi. Arama kurtarma çalışmalarının peyderpey tamamlanması ve ekip değişiklikleri için illerine geri dönen itfaiye erleri hem sevinçleri hem hüzünleriyle döndü.

Hatay'daki arama kurtarma çalışmalarına katılan Erzurum Büyükşehir Belediyesi ekibinden bir grup da kente döndü. Depremlerin hemen ardından bölgeye giden Erzurum Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığına bağlı itfaiye arama kurtarma ile Erzurum Arama ve Kurtarma (ERAKUT) ekibi, Antakya'da çalışmalara katıldı. Bölgedeki diğer ekiplerle 12 gün boyunca gece gündüz koordineli çalışarak enkaz altındaki 81 kişiyi kurtaran Erzurum ekibi, enkazda buldukları değerli eşya ve paraların kimini sahiplerine, kimini ise yetkililere teslim etti.

4 GÜN UYUMADILAR

Antakya'ya gelen diğer ekip arkadaşlarıyla görev değişimi yapan ve kente dönen 17 arama kurtarma personeli, Erzurum'daki mesai arkadaşları ve ailelerinin alkışlarıyla karşılandı.

ERAKUT ekibinden ve belediyenin sivil savunma uzmanı Mustafa Zan, Antakya ilçesinin Ekinci Mahallesi'ndeki 13 katlı Rönesans Rezidans Sitesi'nin enkazı ve çevresinde yoğun çalışma yaptıklarını belirtti. Zan, "ERAKUT ve itfaiye ekibi olarak 3 mahalle ile yaklaşık 8 enkaza müdahale ettik. Enkaz altından biz 41, itfaiye arama kurtarma ise 40 vatandaşımızı canlı olarak çıkardı." dedi.

Depremzedelerin yardım çağrılarına koordinasyon içinde yetişmeye çalıştıklarını anlatan Zan, "Canlı bulduklarımızı enkazdan çıkarmanın sevinci, hüznü, gururu, manevi duygusu çok fazlaydı. Dört gün boyunca hiç uyumadık. Dördüncü günün sonunda 8 yaşındaki Ege kardeşimizi canlı kurtardık." diye konuştu.

'KURTARDIKLARIMIZI DÜŞÜNDÜK'

Arama kurtarma sırasında unutulmayacak anlara tanıklık ettiklerini dile getiren Zan, şöyle devam etti: "Canlı olarak enkaz altındaki birinin elini tuttum ve tam kurtaracağımız an artçı deprem oldu ve o kişi enkazdan daha aşağıya gömüldü. O esnada ekip olarak çok derin sarsıntı yaşadık. Yine enkazdan vefat eden 4 kişilik aileyi birbirlerine sarılı halde çıkardığımızda ekip olarak çok etkilendik ama kurtardıklarımızı düşünerek psikolojimizi iyi tuttuk."

‘MUTLULUĞU KELİMELERLE ANLATILAMAZ’

İtfaiye ekibinden Yücel Küçük ise olay yerine ilk giden Erzurum ekibi olarak, Antakya'da enkazdan vatandaşları çıkarıp yaralılara müdahale ettiklerini söyledi. Küçük, "Bölgede insanların bağırışları, yardım çığlıklarını duyunca hemen kurtarma çalışmalarına başladık. Bazı insanlar yakınlarını kurtarmaya çalışıyor ve bizden yardım istiyordu. Kendi canımızdan vazgeçmiştik, kurtardığımız canların mutluluğu kelimelerle anlatılamaz." ifadelerini kullandı. Enkazdan çıkarmaya çalıştıkları sırada 9 yaşındaki Ravza ile yaptığı sohbeti ve onu teselli ettiği anları unutamadığını ifade eden Küçük, devam eden artçı depremlere rağmen can kurtarmaya çalıştıklarını vurguladı.

ERAKUT ekibinden Zübeyir Kırkpınar ise kurtardıkları canlar sayesinde yorgunluklarının kalmadığını ancak enkazdan cesetlerin çıkarılmasıyla hüzne boğulduklarını belirterek kurtardıkları insanlarla moral bulduklarını anlattı.

AİLESİNİ ENKAZDAN ÇIKARDI ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİ

17 Ağustos 1999 depremini en yakından yaşayan teşkilatlardan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri de görevlerini tamamlayarak kente döndü. İtfaiye Daire Başkanlığı Müdahale Şube Müdürü Hüseyin Gürbüz yola ilk çıkan ekiplerin Adıyaman'a gittiğini belirterek, kendisinin de Adıyamanlı olduğunu ve ailesinin bir kısmının enkaz altında kaldığını aktardı.

Adıyaman'da ikisi kendi ailesinden toplam 15 kişiyi canlı çıkardıklarını anlatan Gürbüz, "Dayımlar enkaz altındaydı. Dayımlardan 3 kişiyi kaybettik, 2 kişiyi sağ çıkardık. Acımızı içimize gömdük. Cenazeleri çıkarttıktan sonra büyüklerimize teslim ettik. Onlar cenaze işlemlerini yaparken biz çalışmaya devam ettik." şeklinde konuştu.

'BİZ TÜRK MİLLETİYİZ KORKUYLA İŞİMİZ YOK'

Yavuz, başka ülkelerden gelen ekiplerin bazı enkaza girmeye cesaret edemediğini söyleyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu enkaza girmek tehlikeli dediler ama biz Türk milletiyiz, korkuyla işimiz yok. Kadere inanan insanlarız. Oraya giriyorsunuz, o insanlar sana o kadar çok dua ediyor ki, sen artık kendini unutuyorsun. Onu çıkarmak gerekiyor ve Rabbim güç kuvvet veriyor. Benim bel fıtığım var, 14 gün orada çalıştım bir gün şikayet etmedim. Allah'ın lütfu. Hele 110 kiloluk kişiyi çıkardım tek başıma, o da Rabbimin gücü. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettik."