Sıcak paracılara taviz toplantısı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) 11 Ocak günü New York’ta tarihinde ilk kez düzenleyeceği “Yatırımcı Günü” toplantısı medyada “50 trilyon dolarlık toplantı” başlıklarıyla duyuruldu. 200’den fazla ABD’li firmanın talebiyle yapıldığı belirtilen buluşmada, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın 50 trilyon doları bulan yatırım fonlarının üst düzey temsilcileri ile bir araya geleceği ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çevrimiçi konferans yoluyla katılacağı açıklandı. Medya organlarında, mayıs seçimlerinden sonra uygulanan kararlı politikalarla, kredi notu görünümlerinde ve risk primlerinde kaydedilen iyileşme nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin arttığı iddia edilirken; daha önce de “75 trilyon dolarlık görüşme”, “2 trilyon dolarlık görüşme” gibi iddialar ortaya atılmış ancak beklenen yabancı sermaye girişi olmamıştı.

MOODY’S RAPORLARI ÖNCESİ

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, toplantıdan bir gün sonra 12 Ocak’ta da ocak ayına ilişkin not değerlendirme raporunu yayımlaması bekleniyor. Moody’s’in aralık ayı derecelendirme raporu yayımlayacağı gün olan 15 Aralık’ın da bir gün öncesinde Mehmet Şimşek ABD’ye yatırımcılarla “2 trilyon dolarlık” görüşmeye katılmıştı. Ancak Moody’s aralık yayında Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirme yayımlamamıştı.

‘SICAK PARA TEHLİKELİDİR’

Ekonomi yönetiminin yatırımcılarla görüşme yapmak üzere sık sık ABD’ye gitmesini ve sıcak parayışını değerlendiren ekonomist Serhat Latifoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Temel kriter yabancı yatırımcıları ve sıcak paracıları ikna etmek. Arkasından CDS ve derecelendirme kuruluşlarında düzeltmeler gelir. Sıcak paracılar için Türkiye’de yüksek faizden dolayı imkanlar doğdu. ‘Carry Trade’ yapma imkanları var. Muhtemelen ona çok odaklanmışlardır. Hem doğrudan yatırımlar hem de sıcak para yatırımlarına yönelik sunum yapacaklar. Uyguladıkları ekonomi politikalarını anlatarak, ‘rasyonel zemine geldik’ ifadelerini kullanarak ikna etmeye çalışacaklar. Doğrudan yatırımların nereden gelirse gelsin iyi bir şey. Amerikalılar Çin’e de yatırım yapıyor. Bunun için bir sorun yok. Ancak sıcak para tehlikeli. ‘Carry Trade’ için gelenler ve kısa vadede al-sat yapıp kar etme amacıyla gelenler piyasa için iyi bir şey değil. Manipülatif hareketlere sebep oluyor. Borsa’yı şişiriyorlar, TL’yi aşırı değerlendiriyorlar, ardından da kafalarına göre çekip gidiyorlar. Bu da balonların bir anda sönmesine, küçük yatırımcının zarar görmesine ve ekonomik dengenin bozulmasına neden oluyor.

“2000’lerin başındaki başındaki para girişi hiçbir zaman olmayacak artık. O yıllarda yaklaşık 120 milyar dolar sıcak para girmişti. O zaman farklı bir konjonktür çok başkaydı. Hem uluslararası hem de yurt içi koşullar farklıydı. O dönem Türkiye'de bir AB hikayesi vardı. IMF ile bir anlaşma yapılmıştı. Şimdi o koşullar söz konusu değil. AB hikayesi yok, IMF ile anlaşma söz konusu değil. Ortodoks politikaları destekleyen ekonomistler de şimdi tekrar bu girişin olmayacağını anlayınca hayal kırıklıkları başladı.

‘NEDEN SADECE BATI’YA GİDİLİYOR?’

“Uzun vadeli portföy yatırımları da olumludur. Sermaye piyasalarının derinleşmesine katkı verir. Ancak tek taraflı olmamalı. Sadece Batı değil Doğu’ya da gidilmeli. Neden Çin’e, Asya ülkelerine değil de sadece ABD’ye gidiliyor. Çin’de de Şanghay, Hong Kong gibi büyük finans merkezleri var. Oralara niye gidilmiyor? Dünya da oraya doğru gidiyor. BRİCS’e katılan birçok ülke var. Sermaye yoğunlaşması da Doğuya doğru kaymaya başlıyor. Türkiye’de burada yer almalı.”