Şiddetin seyircisi olmayacağız!
Cumhuriyet Kadınları Derneği, ‘Kadına Yönelik Şiddette Medyanın Sorumluluğu’ başlıklı paneller düzenliyor. Bütün duyarlı vatandaşları bu etkinliklerine davet ediyor
Cumhuriyet Kadınları Derneği İstanbul şubeleri, 30 Kasım 2024 tarihinde ‘Kadına Yönelik Şiddette Medyanın Sorumluluğu’ başlıklı bir panel düzenliyor. İzmir ve Mersin Mezitli şubelerinin düzenlenlediği paneller zincirine İstanbul şubeleri de düzenledikleri bu panelle katılıyorlar.
Tuzla Belediyesi Sahil Sahnesi’nde, saat 14.00’teki panelin moderatörlüğünü Avukat Elif Eskin yapacak. Panele konuşmacı olarak, sinema sanatçısı Gülsen Tuncer, oyuncu Sevtap Çapan, gazeteci Özlem Konur Usta, sinema eleştirmeni Tunca Aslan, klinik psikolog Burcu Aslantaş, Avukat Elif Sedef Çelik Babacan katılıyor.
Cumhuriyet Kadınları Derneği İstanbul şubeleri, ‘Medyada sahte kadın, sahte aile, sahte yaşam kuşatması istemiyoruz!’, ‘Şiddetin seyircisi olmayacağız!’ taleplerine katılan bütün duyarlı vatandaşları bu etkinliğe davet ediyor.
MESERRET TAŞKIN'DAN MEKTUP VAR: ÖZELLEŞTİRMEDE ISRAR
Özelleştirmenin en kötü sonuçlarını, sağlıkta ‘Yenidoğan Çetesi’nin cinayetleri, enerji sektöründe de Çayırhan Maden İşletmesi’ndeki gelişmeler, ruhumuza derinlemesine nüfuz edecek şekilde yaşattı maalesef. Televizyonları ‘Yenidoğan Çetesi’ haberleri doldurdu. Yetkililer en üzgün ifadelerini takınarak, çetenin vahşiliği üzerine nutuklar attılar.
Buna mukabil, Çayırhan’daki maden özelleştirmesi Ulusal Kanal dışındaki hiçbir televizyonda yok. Yetkililerin basın toplantılarında, attıkları nutuklarda hiç yok. Eğer Ulusal Kanal ve Aydınlık’tan izlemesem, hayal görüyorum diyeceğim.
Sağlıkta özelleştirmenin geldiği nokta önümüzde dururken ve hatırı sayılır, güvenilir, dürüst tıp insanları, sağlıkta yürürlükte olan sistemin, ne yazık ki ‘bu’ olduğunu söylemiş, Vatan Partisi sağlıktaki bu çetenin CIA- MOSSAD bağlantıları olduğunu açıklamışken, Çayırhan özelleştirmesi konusundaki suskunluk neden?
Yetkililer, sendikacılarla adeta gizli görüşüyorlar. Her görüşmelerinin reklamını yapanlar, bu görüşmeler sanki hiç yokmuş gibi sözünü bile etmiyorlar. Başkent Ankara’nın burnunun dibindeki Çayırhan, madencisiyle, aileleriyle, esnafıyla, halkıyla ayağa kalkmış, 500 madenci 10 gündür kendini madene kapatmış, ‘açlık grevi’ oylanmış. Ülkeyi yönetenler neyi bekliyor?
Umarım, bu tavır son bulur ve sorun, madencinin yüreğine de bizimkine de su serpecek bir şekilde çözülür. Yoksa toplumla inatlaşan bu tutum iktidara ne kazandırır, ne kaybettirir merak konusu. İç cepheyi sağlamlaştırmaktan söz ederken, ‘bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ dedirtmeyin kardeşim!