Silahlanma ve ekonomi iç içe: AB çare arayışında
Avrupa Birliği (AB) savunma harcamalarını artırma ve ekonomik rekabet gücünü yeniden canlandırma çabaları içinde. Akıllardaki önemli soru ise ‘motoru tekleyen’ Avrupa, hangi sermaye ile bunu başarabilecek


ABD Başkanı Donald Trump Transatlantik bağlarını fiili olarak kırdı. Avrupa acil şekilde kendi yolunu bulmaya çalışıyor. Gündemin başta gelen maddelerinden biri savunma harcamalarını artırmak. Avrupa Komisyonu’nun koridorlarını takip eden Politico’daki haber ve yazılar, AB liderliğinin karşılaştığı sorunları ortaya koyuyor.
Politico’da yazan Kathryn Carlson’un durum tespiti çarpıcı: “Kıtanın büyüme motoru tekliyor ve onlarca yıllık güvenlik mimarisi parçalanıyor. Dünya ayaklarının altından kayarken, Avrupa Birliği sadece kendini savunmak için çabalamakla kalmıyor, aynı zamanda tüm bunların bedelini nasıl karşılayacağıyla da boğuşuyor.”
EKONOMİYİ HAREKETLENDİRME
Carlson, AB liderlerinin 20 Mart’taki toplantısının önemli olduğunu belirtiyor. Gündem savunma harcamaları ve AB’nin ekonomik rekabet gücü. Carlson Avrupa’nın geleceğini güvenceye almak için AB liderliğinin önündeki en önemli meselenin “yalnızca vergi mükelleflerinin finansmanına güvenmek yerine özel sermayeyi nihayet harekete geçirip geçiremeyecekleri” olduğunu düşünüyor:
“Mali piyasaların derinleştirilmesine yönelik yıllardır süren gönülsüz çabalar, bürokrasi ve kişisel çıkarlar yüzünden tıkandı. Yine de jeopolitik gerçekliğin zorlamasıyla birlikte, kıtanın parçalanmış sermaye sistemini nihayet birleştirme ve Avrupa’nın çıkarlarına hizmet etmesini sağlama itkisi yavaş yavaş ortaya çıkıyor.”
DÜŞÜK YATIRIM
Bu bağlamda planlanan önemli kuruluş, Tasarruf ve Yatırım Birliği (Savingsand Investments Union – SIU). Adından da anlaşıldığı üzere plan, AB çapında bir yatırım piyasasını amaçlıyor. Carlson, AB liderliğinin artık bu planda kayde değer adımlar atmak istediğini belirtiyor. Durum rakamlarla şu şekilde:“Avrupa Komisyonu, riskten kaçınan tasarruf sahiplerinin banka hesaplarında duran yaklaşık 10 trilyon avroyu borsaya yatırmalarını sağlamak için ABD tarzı bir yatırım kültürü yaratmaya öncelik vermek istiyor. Bunun gerekçesi AB şirketlerine daha fazla nakit sağlayarak savunma gibi öncelikli projelere harcama yapmalarını sağlamak ve Avrupa ekonomisini canlandırmak (…) Brüksel on yıldan uzun bir süredir bunu hayata geçirmeye çalışıyor ama pek başarılı olamadı. Avrupa, ulusal engellerle parçalanmış paranın banka hesaplarında atıl bir şekilde durduğu ve potansiyelinin sürekli olarak altında kaldığı bir sistemle devam edegeldi.”
ABD’DEKİ MODEL
Bu noktada Carlson’un andığı model, ABD’deki model. Avrupa ile ABD’yi karşılaştırarak şöyle yazıyor:“Bunun tam tersine, ABD’deki derin ve birleşik sermaye piyasaları, risk almaya yönelik kültürel içgüdü ile birleştiğinde, buradaki şirketlerin finansman sağlamasını çok daha kolay hale getirmektedir. ABD’de hane halkının neredeyse yüzde 60’ı ya doğrudan ya da emeklilik maaşları aracılığıyla dolaylı olarak hisse senedine sahiptir. Fransa ve Almanya’da ise bu oran yüzde 18’e yakındır.”
Bu satırlardan da anlaşılıyor ki, silahlanma çabaları ile ekonomik durgunluğu aşma niyetleri iç içe. Transatlantik bağın koptuğu koşullarda AB, hem askeri hem ekonomik bakımdan acil çare arayışında.
İSVEÇ’TEN 300 MİLYAR KRONLUK EK SAVUNMA YATIRIMI
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, gelecek 10 yılda savunmaya 300 milyar kronluk (yaklaşık 29,8 milyar dolar) ilave yatırım kararı aldıklarını bildirdi.
Kristersson, düzenlediği basın toplantısında, İsveç'in 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana en ciddi güvenlik sorununu yaşadığını belirterek "Bu nedenle önümüzdeki 10 yıl içinde savunma silahları için 300 milyar kron ek yatırım yapacağız." ifadesini kullandı.
Soğuk Savaş günlerinden bu yana savunmaya en fazla asker ve silah yatırımı yapacaklarını kaydeden Kristersson, "İsveç'in istikrarlı ekonomisi var ve savunmamıza ek yatırımla birlikte istikrarlı büyüme hızı da yakalayabiliriz." dedi.
İsveç'in NATO üyesi bir ülke olarak gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 2,4'ünü savunma harcamalarına aktardıklarını ifade eden Kristersson, savunma harcamalarını 2030 yılına kadar geçici olarak GSYİH'nin yüzde 3,5'ine çıkarmayı planladıklarını vurguladı.
AB, 3 GÜNLÜK ACİL DURUM MALZEMESİ STOKLANMASINI İSTEDİ
Avrupa Birliği (AB), üye ülkelerde kritik ekipman stoklarının artırmasını ve halkın acil durumlar için en az 72 saat yetecek malzeme bulundurmaya teşvik edilmesini talep etti.
AB Komisyonu, doğal afet, savaş veya jeopolitik krizler gibi karmaşık tehditler ve sınamalar karşısında yaşanabileceklere yönelik yeni hazırlık stratejisini kamuoyu ile paylaştı.
Stratejiye göre, Avrupa krizlere karşı daha hazırlıklı hale getirilecek.
Kriz durumlarında temel toplumsal hizmetlerin devamı sağlanacak. Bu kapsamda hastaneler, okullar, ulaşım ve telekomünikasyon gibi temel hizmetler için asgari hazırlık kriterleri geliştirilecek.
Üye ülkelerde su dahil kritik ekipman ve malzeme stokları artırılacak.
Halkın acil durumlara karşı daha hazırlıklı olması sağlanacak. Bu kapsamda, halkın acil durumlarda en az 72 saat boyunca yeterli olacak miktarda temel malzemeleri ve ihtiyaçları bulundurması teşvik edilecek.
MÜFREDATA DERSLER EKLENECEK
Okulların müfredatlarına hazırlıklı olunması için yapılacaklar konusunu içeren dersler entegre edilecek ve bir hazırlıklı olunma günü başlatılacak.
Krizlere karşı müdahalede koordinasyon geliştirilecek.
Mevcut AB kriz yapıları arasındaki entegrasyonu iyileştirmek için bir AB Kriz Merkezi kurulacak.
Sivil ve askeri işbirliği güçlendirilecek. AB genelinde silahlı kuvvetler, sivil koruma, polis, sağlık çalışanları ve itfaiyecileri bir araya getiren düzenli hazırlık tatbikatları yapılacak.
Doğal afetler veya karma tehditler gibi krizleri önlemeye yardımcı olmak için kapsamlı risk ve tehdit değerlendirmesi geliştirilecek.
Temel malzemelerin, malların ve hizmetlerin hızlı bir şekilde bulunmasını sağlamak ve kritik üretim hatlarını güvence altına almak için işletmelere yönelik acil durum protokolleri geliştirilecek.
ALMANYA’NIN KAMU BORCU 2,5 TRİLYON AVROYU AŞTI
Almanya'nın kamu borcu, geçen yıl 63,9 milyar avroluk artışla 2 trilyon 509 milyar avroya ulaştı.
Almanya Federal İstatistik Ofisinin (Destatis) açıkladığı öncü verilere göre, ülkenin geçen yıl federal, eyalet, sosyal güvenlik fonları, belediye ve belediye birlikleri düzeyinde tüm temel ve ilave bütçeleri de dahil kamu dışı kurumlara genel kamu borcu 63,9 milyar avro arttı. Borç, 2023 sonuna göre yüzde 2,6 yükselişle 2 trilyon 509 milyar avroya çıktı.
Söz konusu dönemde federal kamu borcu, 36,5 milyar avro artış kaydetti. Eyaletlerin borcu ise 12,7 milyar (yüzde 2,1) artışla 606,9 milyar avroya yükseldi.
Destatis açıklamasında, Kovid-19 salgını sırasında şirketlere yardımcı olmak için kurulan Ekonomik İstikrar Fonu (WSF) borcunun yüzde 40,2 azalarak 22,1 milyar avroya gerilediği kaydedildi.
Açıklamada "Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr) Özel Fonu'nun borcu ise aynı dönemde yüzde 295,6 (17,2 milyar avro) artarak 23 milyar avroya yükseldi." ifadesi yer aldı.
Rusya-Ukrayna savaşının devamında Alman ordusunun personel, teçhizat ve altyapı yönünden "önemli iyileştirmelere" ihtiyacını gidermek için hükümet, 100 milyar avroluk özel fon kurmuştu.
RUS EKONOMİSİ 200 TRİLYON RUBLE BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin, ekonominin geçen yıl 200 trilyon ruble (yaklaşık 2,37 trilyon dolar) büyüklüğe ulaştığını ve Avrupa’dan 6 kat daha hızlı büyüdüğünü söyledi.
Mişustin, Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’da ülke ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ekonomik büyümenin arkasındaki itici gücün iç talep olduğuna işaret eden Mişustin, sabit sermaye yatırımlarının geçen yıl yüzde 7,5 arttığını kaydetti.
Mişustin, Rusların harcanabilir gelirlerinin 2024’te yüzde 8,5 arttığını, işsizlik oranının ise tarihin en düşük seviyesine gerilediğini belirtti.
Ülke ekonomisinin son 4 yılda yaklaşık iki kat büyüdüğünü vurgulayan Mişustin, “Ekonomimiz 2024’te ilk defa nominal olarak 200 trilyon ruble büyüklüğe ulaştı.” dedi.
Ekonominin son iki yılda dünya ortalamasından iki kat daha hızlı büyüdüğünü aktaran Mişustin, “Rusya, satın alma gücü paritesi açısından dünyanın en büyük dört ekonomisi arasında yer alıyor. Ekonomimiz geçen yıl yüzde 4,1 büyüdü. İki yıldaki büyümemiz Avrupa'yı neredeyse 6 kat aştı. Bu devletlerin bir kısmı zaten durgunluk içinde. Örneğin, Alman ekonomisi bunca zamandır küçülüyor.” yorumunu yaptı.
AVRUPA SAVUNMA SANAYİSİ PATENTLERDE GERİDE KALDI
Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerin yeni askeri teknolojilerin geliştirilmesinde ABD'nin çok gerisinde kaldığı belirtildi.
Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) "Silah ve savunma sanayinden patent başvuruları: ABD ile büyük fark?" başlıklı araştırmasının sonuçlarını açıkladı.
IW tarafından 2015-2023 yıllarında yapılan hesaplamalara göre, silah ve savunma sanayindeki ABD merkezli şirketler yaklaşık 18 bin patent başvurusunda bulunurken, AB üyesi ülkelerdeki şirketlerin bu alandaki başvurusu sayısı 12 binin altında kaldı.
Savunma sanayi alanında Fransa'da yaklaşık 5 bin 300, Almanya'da yaklaşık 4 bin 300, İngiltere'de yaklaşık 3 bin 500 ve diğer NATO ülkeleri Kanada, Norveç ve Türkiye'de toplam 1.000 patent başvurusu yapıldı.
Askeri güç mücadelesi aynı zamanda yeni teknolojilerde rekabet üstünlüğü ve bağımsızlık kazanmakla da ilgili olurken, AB'nin silah ve savunma sanayinin ABD'ye kıyasla patent başvurularının sadece üçte ikisini yapması dikkati çekti. Bu açığı kapatmak için AB ülkelerinin birlikte askeri araştırmalara ek yatırımlar yapması gerektiği vurgulandı.
Ukrayna-Rusya savaşının, Kiev'in ve Almanya'nın ABD askeri teknolojisine son derece bağımlı olduğunu açıkça ortaya koyduğu ifade edilen araştırma raporunda, "ABD'nin mart başında Ukrayna'nın savaş bölgesinden uydu görüntülerine erişimini engellemesi, Ukrayna'nın savunma kapasitesini bir anda önemli ölçüde zayıflattı." denildi.
Alman Silahlı Kuvvetlerinin ABD'li Lockheed Martin'den F-35A Lightning II modeli savaş uçağı alımı için milyarlarca avroluk sözleşmesi yaptığı hatırlatılan raporda, "Bu uçakların ABD'den zorunlu olan yazılım güncellemeleri olmadan savaşa hazır olma durumlarını kaybetme riski altında oldukları ve hatta ABD'den kontrol edilebilen sözde bir 'killswitch' (uzaktan kapatma) nedeniyle uçuşa hazır olma durumlarını tamamen kaybedebilecekleri de ortaya çıktı." ifadelerine yer verildi.
Araştırmada, acil bir durumda, askeri teknoloji üzerindeki kontrolün, bu teknolojinin dahil edildiği ürünün mülkiyetinden daha önemli olduğu ortaya konulurken, bunun aynı zamanda temel patentler için de geçerli olduğu belirtildi.
IW'nin araştırmasında, ABD'de savunma sanayisine yönelik patent başvurularında çok sayıda üniversite, enstitü ve askeri hastanenin önemli bir katkı sağladığı da ortaya kondu.
İNGİLTERE’DE ENFLASYON BEKLENTİNİN ALTINDA
İngiltere'de yıllık enflasyon şubatta yüzde 2,8 ile beklentilerin altında gerçekleşti.
İngiliz Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) şubat ayına ilişkin enflasyon rakamlarını açıkladı.
Buna göre, yıllık enflasyon şubatta yüzde 2,8 ölçüldü. Beklenti, yıllık enflasyonun yüzde 3 olacağı yönündeydi. Enflasyon yıllık bazda Ocak 2025'te ise yüzde 3 olarak hesaplanmıştı.
Enflasyon, aylık bazda ise yüzde 0,4 seviyesinde gerçekleşti.
Enerji ve gıda fiyatlarının hariç tutulduğu çekirdek enflasyon yıllık bazda yüzde 3,5 olurken, hizmet sektörü enflasyonu yüzde 5'te sabit kaldı.
ONS Başekonomisti Grant Fitzner, verilere ilişkin değerlendirmesinde, giyim ürünleri fiyatlarındaki düşüşün enflasyonda aşağı yönlü eğilimine katkı sağladığını belirtti.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.