Şile’de ‘mayın patladı’ iddiası doğru mu? İşte ayrıntılar
Ukrayna'nın Karadeniz'e bıraktığı serseri mayınlardan biri, dün Şile'de sahile vurarak infilak etti. Patlama sırasında sahilde bulunan bir restoran da zarar gördü.
Ukrayna donanması, Rusya tarafından Donbas bölgesinde özel askeri harekâtın başlatılmasının ardından, Odessa, Özi, Çornomorsk ve Yuzhne limanlarına ve açıklarına yaklaşık 420 eski tip mayın tarlası oluşturmuştu. 20. yüzyılın ilk yarılarında üretilen bu mayınlar, fırtınalı koşulların da etkisiyle zincirlerinden boşalarak Karadeniz'de serbestçe dolaşmaya başladı. Daha önce İğneada açıklarında bir Türk balıkçı teknesine çarparak ağır hasar yaratan serseri mayınlardan biri, dün de Şile'de sahile vurarak infilak etti. “Türk Deniz Medya” tarafından mayının patlama anına dair kamera görüntüleri yayınlandı. Yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi: “Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Karadeniz’e serilen mayınlardan olduğu düşünülen bir mayın, Ağva’da sahile vurdu.”
Patlama sırasında sahilde bulunan bir restoranın da hasar aldığı bildirildi.
Daha önce Türk ve Romanyalı donanma personeli tarafından etkisiz hale getirilen manyınların künyelerinde, bunların Ukrayna'ya ait olduğunu gösteren ifade ve işaretler tespit edilmişti.
ZELENSKİY SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR
Mayınlama ile ilgili 1907 tarihli Uluslararası Lahey Konferansı'na atıf yapan uzmanlar, “serseri mayın” bırakmanın savaş suçu teşkil ettiğini belirtiyor. Konuyla ilgili verilen bilgiler şöyle:
“1907 yılında düzenlenen Uluslararası Lahey Konferansı’nda, deniz mayınlarının herhangi bir sebeple zincirinin kopması ve sürüklenmesi durumunda bir saat içinde etkisiz kalacak şekilde ayarlanabilir olması istendi. Buna göre konferansta alınan kararlarda, açık denizde otomatik olarak sürüklenen mayınların, bir saat içinde nötralize edilmesini sağlayan bir cihazla donatılması gerekliliği ve mayınlanan sahaların diğer devletlere diplomatik yollarla bildirilmesi zorunluluğu esası kabul edildi. Otomatik temaslı mayınların açık ya da iç denizlerde ticari gemi geçiş hatlarına yerleştirilmesi de yasaklandı. VIII. Lahey Sözleşmesi, Ocak 1910'da yürürlüğe girdi.
“38 devlet tarafından imzalanan Lahey Konferansı’ndaki hükümleri Çin, İspanya, Karadağ, Portekiz, Rusya ve İsveç imzalamadı. Osmanlı, Çanakkale ve İstanbul Boğazları girişlerinin müdafaasından mahrum kalmak istemediği için, İngiltere de mayın kullanımına kısıtlama getirilmesinin meşruiyet ve hakkaniyete uygun olmayacağı düşüncesi ile geneline ihtiyatî tedbir belirterek imzaladı. Bu hükümlere göre devam eden süreçte ülkeler mayınlarında tadilat yaptı, Osmanlı da bu yönde 'sautter harlé' model mayınları kullanıma soktu.”
Özetle; eğer bir devlet mayınlama yapıyor ise bu bölgeyi deklare etmeli ve zincirlerini kırdıklarında zararsız hale gelen demirli mayınları kullanmalı. Uzmanlar, deklerasyonun spesifik olmasının gerekli olmadığını belirtiyor. Buna örnek olarak da II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık'ın detay vermeden sadece İngiliz Kanalı, Kuzey Denizi ve Fransa kıyılarını mayınladığını açıklaması gösteriliyor.
Dolayısıyla Ukrayna'nın konu hakkında izahat vererek hangi bölgeye ne kadar mayın döktüğünü ve bunların kaçının serbest dolandığını söylemesi; rüzgar/akıntı durumuna göre de arama sahası belirlenip bu mayınların imha edilmesi isteniyor.
Aksi durumda Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'in “savaş suçu” işlediği gerekçesiyle uluslararası bir mahkemede yargılanması gerekiyor.