Sinan Ateş davasında 5.gün: Ara karar çıktı! 22 sanıktan 10’u tahliye edildi, dava 19 Temmuz’a ertelendi
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesine ilişkin davada bugün beşinci celse görüldü. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 22 sanığın yargılandığı davada 22 sanıktan 10'u adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın beşinci duruşması başladı.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tanıklar dinlendi.
'PLAKA KISMI BANTLIYDI VE KAPATILMIŞTI'
Yusuf Mert isimli tanık, "Ben motorcu kuryeyim. O gün siparişe gidiyordum. Işıklarda beklerken kaçan 2 şahsı gördüm. Biri motordaydı, diğeri de motora bindi. Motoru süren kişinin başında kask vardı. Diğer kişi kasksızdı. Herhangi bir silah sesi duymadım. Biraz motoru hızlı kullanıyorlardı. Benim dikkatimi de bu çekti. Motorun plakası 35 E şeklindeydi ancak plakanın diğer kısmı bantlıydı ve kapatılmıştı" ifadelerini kullandı.
'OCAK BAŞKANINI ÖLDÜRMÜŞLER'
Yavuz Süleymanoğlu isimli tanık şöyle konuştu:
"Benim Ersan diye arkadaşım var. O beni aradı. 'Ocak başkanını öldürmüşler' dedi. Daha sonra Aytaç Ataç telefonu kapatınca bana ne olduğunu sordu. Rahmetlinin öldürüldüğünü söyledim. O da 'Tolgahan'ı ben bir arayayım o bilir' dedi. Telefon konuşması bitti. 'Ne olmuş?' dedim. Bilmediğini söyledi."
'PLAKANIN 3 RAKAMI KAPALIYDI'
SEGBİS sistemiyle dinlenen tanık Gönül Ergin de, "O gün doktordan çıktım. Arabama bindim. Giderken bir silah sesi duydum. Daha sonra yine silah seslerini duydum. Bu ses nereden geliyor diye etrafıma bakarken sol elinde biraz büyük bir silah olan, kafasında herhangi bir bere, maske olmayan kişinin koşarak geldiğini, kaskla motorda bekleyen kişinin motoruna binip hareket ettiğini gördüm. Plakanın son 3 rakamı kapalıydı. Daha sonra kafasına kaskı takarak devam ettiklerini gördüm. Polisi arayıp durumu anlattım. Olay yerine gittim. Oradaki komiserin telefonunu alıp çektiğim fotoğrafları gönderdim" diye konuştu.
'9-10 EL ATEŞ EDİLDİ'
Olay anında Sinan Ateş'in yanında olan Ahmet Keçik de tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde şöyle konuştu:
"Rahmetliyi genel başkanlığı döneminden tanırım. Olay günü birlikte namaz kılmak için camiye gittik. Namazı kıldık. Selman Bozkurt da vardı yanımızda. Giderken de dönerken de yürüdük ve aynı yolu kullandık. Dönüşte bir lokantanın olduğu yerde saldırı oldu. Şahıs aniden karşımıza çıkıp ateş açmaya başladı rahmetliye. Çok seri şekilde ateş açtı. En az 9-10 el ateş etti. Hatırladığım kadarıyla belinden üste doğru ateş açtı. Şahıs ateş ederek ayrıldı bölgeden. Ben de rahmetlinin yanına gittim. Belinde silah olduğunu gördüm. Kendimi savunma ihtiyacı duydum o an. Belindeki silahı aldım. Şahsı hedef alarak ateş açtım. Daha sonra rahmetliyi kontrol ettim, tepki vermiyordu. Daha sonra Selman abiyi kontrol ettim. O da yaralıydı. Onun elinde de silah olduğunu gördüm. İki silahı alıp ofise götürdüm. Daha sonra tekrar olay yerine gittim."
'BUNLARI İYİ KORU'
Mahkeme başkanının, "Sinan Ateş tehdit alır mıydı?" sorusuna Keçik, "Bir tehdit aldığına dair bilgim yok" cevabını verdi. Doğukan Çep'in avukatı Emine Tosun'un, silahların ofise götürülmesi konusunda sorduğu soru üzerine Keçik, "Selman Bozkurt bana bunları al götür ofise şeklinde emir vermedi ama kendisi yaralıydı silahını aldığımda 'bunları iyi koru, bir şey olmasın' dedi" şeklinde konuştu.
Keçik, "Sinan Ateş, Selman Bozkurt'un silahından açılan ateşle yaralanmış olabilir mi?" sorusunu da, "Zannetmiyorum, görmediğim için bu konuda yorum yapamam" şeklinde cevapladı. Sanıklardan Eray Özyağci'nin avukatının, "Olay anında 'reisi vurduk' diye birey söylediniz mi ya da duydunuz mu?" sorusuna ise Keçik, "Ben zaten kendisine başkan diye hitap ederdim, Selman abi de akrabası olduğu için kendisine abi derdi" yanıtını verdi.
'HABER SİTELERİNDEN ÖĞRENDİM'
Tanık Gökhan Türkmen ise verdiği ifadesinde, "Ben şahsın vefat ettiğini haber sitelerinden öğrendim. Onun haricinde konuyla alakalı bir bilgim yok" dedi. Alper Atay’ı beş yıldır tanıdığını ve Sancaktepe’de bulunan otelinde futbolcuların konaklaması için yönlendirme yaptığını söyledi. Türkmen, Çep’i ise tanımadığını söyledi. Türkmen, Alper Atay ile olan görüşmesine ilişkin şunları söyledi:
“Alper beni görüntülü aradı. Otoparkçılarla arasında bir problem olduğunu ve karakolluk olduğunu söyledi. Benden oda talebi de oldu. Odayı kimin için istediğini bilmiyorum. Oteldeki doluluğun yüksek olduğunu ve sadece otoparkçıların kaldığı odayı verebileceğimi söyledim. Alper’in odada kalıp kalmadığını bilmiyorum. Odada kiminle kalacağına dair bilgi vermedi ama yanında bir arkadaşı vardı. 31 Aralık gecesi, ben şehir dışındayken otelden aranıp, otelin otoparkında bir kavganın olduğu söylendi. Alper benden odayı kimin ve ne için talep ettiğini bilmiyorum. Otoparkçıların kaldığı odayı müşterilere verip, vermediğimizi hatırlamıyorum. Daha önceki ifademde yanılmış olabilirim."
Mahkeme başkanı, Türkmen’den salonda bulunan sanık Caner Günay’ı teşhis etmesi istedi. Günay, kürsüye gelerek SEGBİS ile bağlanan Türkmen’e gösterildi. Türkmen, otelde gördüğü kişinin Günay olmadığını söyledi.
ARA KARAR VERİLDİ
10 sanık hakkında tahliye kararının verildiği, duruşma 19 Temmuz'a ertelendi.
AYŞE ATEŞ'TEN AÇIKLAMA
Davada verilen ara kararın ardından Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş gazetecilere açıklama yaptı. Ateş şunları söyledi:
"5 gün boyunca sanıklar ve müdafilerinin kumpas tiyatrosu bugün sonlandı. Bu yargılamaya eksik iddianame ile yapılan yarım mahkeme diyoruz. Bu siyasi cinayetin aydınlatılabilmesi için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması zorunludur. Bu cinayet karartılırsa bu namlunun sonraki hedefi herhangi bir vatandaş olabilir. Buradan alınan cesaretle peş peşe siyasi cinayetler işlenebilir. Bu komisyonla yeni bir sürecin ilk adımı atılacak olacaktır. Her milletvekilimizden bu hususta bir irade göstermesini bekliyorum."