İlköğretim çağında kaygının kaynağı %95 anne babadır
Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, lise sınavlarına girecek öğrencilere ve anne babalarına önerilerde bulundu. Son hafta, kaygılı olan ebeveynin çocuklarla, sınav hakkında mümkünse konuşmaması gerektiğini söyleyen Yılmaz, ‘Kim sakinse, çocukla o konuşsun. Hatta sınava da sakin olan ebeveyn götürsün' dedi
Yılların Eğitim Uzmanı Hatice Yılmaz, lise sınavlarına hazırlanan çocuklara hem sınav öncesine ilişkin hem de sınavda dikkat etmeleri gereken konularda önerilerde bulundu.
Yılmaz’ın bir saptaması dikkat çekiciydi. Yılmaz, “İlköğretim çağı çocuklarında kaygının sebebi öğrencinin kendisi değil, yüzde 95 oranda anne baba kaynaklıdır” dedi, “Anne baba çok heyecanlıysa, çok kaygılıysa çocuğa bulaştırır.” Sözü Yılmaz’a bırakalım:
SON ÜÇ GÜNE KADAR DENEME SINAVI ÇÖZÜN
- LGS sınavı öncesi velilere, öğrencilere tavsiyeleriniz nedir?
Son üç güne kadar deneme sınavı çözüp yanlışların üzerine gitmelerini öneriyoruz. Yeni konu öğrenmeye çalışmasınlar, geçmiş konuların tekrarını yapsınlar. En kolay tekrar da soru çözmeyle yapılıyor. Sınavı çözecek, hangi soruların yanlış yaptığını bulacaklar ve o soruların doğrusunu öğrenecekler. En hızlı tekrar yöntemi bugünlerde bu.
Okula gidiyorlarsa günde bir sınav, okula gitmedikleri günler olursa günde iki sınav çözerek bu süreci geçirebilirler.
KAFANIZA TAKILAN BİR ŞEY OLURSA BAKIN
En son gün ders çalışılmaz diye bir şey de yoktur. Kafalarına takılan bir şey olursa mutlaka o konuya baksınlar. ‘Çalışılmaz’ deyip geçip oturmasınlar. Vardır onun bir hikmeti, diyoruz biz. Çocuk düşünürken, konuları kafasından geçirirken, anlamadığı yeri fark eder aslında.
OKULUNUZU GÖRÜN
- Sınav psikolojisiyle nasıl baş edecekler?
Pandemiden bu yana sekizinci sınıflar kendi okullarında sınava giriyordu. Bu sene ilk defa farklı okullarda sınava girecekler. Sınav giriş belgesini en az iki üç gün önce alsınlar, hangi okulda sınava gireceklerse, hatta sınıfa, sıraya kadar, gidip yerinde görmeliler. Bu, çocukların psikolojik olarak hazır olmalarını sağlıyor.
SON HAFTA, KAYGININ EN YÜKSEK OLDUĞU DÖNEM
- Bu süreçte anne babaların yapacağı neler var?
Son hafta, kaygının en yüksek olduğu dönemdir. Ama ilköğretim çağı çocuklarında kaygının sebebi öğrencinin kendisi değil, yüzde 95 oranda anne baba kaynaklıdır. Anne baba çok heyecanlıysa, çok kaygılıysa çocuğa bulaştırır. Kaygı bulaşıcıdır çünkü. Sakin olun, son hafta kaygılı olan, çocuklarla mümkünse konuşmasın. Çocuklarınıza, kaygılarınızı yansıtmamaya çalışın. Sınav konusu, tekrar konusu, çocuğun sorduğu sorulara yanıtlar, bu gibi konularda ebeveynlerden kim sakinse, çocukla o konuşsun, bu konuda anlaşsınlar. Hatta sınava da sakin olan ebeveyn görsün.
BESLENMEYE, UYKUYA DİKKAT
Velilerin, son hafta çocukların beslenmesine, uykusuna, uyku düzenine çok dikkat etmesi gerekiyor. Çocuk ertesi gün okula gitmeyecekse bile geç saate kadar oturmasına izin vermemeleri gerekiyor. Eğer uzun uykuya alışırsa sınav günü sersem olacaklar demektir. 10'da sınav başlayacak, okul yakın bile olsa en geç 8 buçukta çocukların ayakta olması gerekiyor. Kalkacak, hazırlanacak, kahvaltı yapacak, saat 9'da okulda olması gerekiyor.
Çocuklar bu süreçte uykuya dalmakta zorluk çekerler. Evdeki bütün fazla ışıklar kapatılıp televizyonun sesi minimuma indirilirse hatta veliler de erken yatarlarsa, uyku ortamı oluşturmuş olurlar, çocuklar daha rahat uykuya geçer. Ama çocuk uykuya geçmekte hâlâ zorlanıyorsa, ılık bir duş almak, ılık bir süt içmek, bu da uykuyu tekrar getirir.
YEMEK EVDE PİŞSİN ZİNDE KALIN
- Evlerde bir olağanüstü hal uygulaması öneriyorsunuz, değil mi?
Evet, olağanüstü hal zaten var ama bu dönemde bir tık daha fazla dikkat etmek gerekiyor. Mesela hiçbir şekilde misafir kabul etmemek gerekiyor.
Bir şey daha var: dışarıdan beslenmeyi kesinlikle bırakmaları gerekiyor. Eve yemek söylemeyi de bugünden itibaren bırakalım. Vücut hassas olduğu için dışarıdan gelen beslenmelere fazla tepki gösteriyor, bağırsak sistemi bozulabiliyor. Çocuklar için evde yemek hazırlanmalı, o da ağır hamur işleri, börek, makarna, çörek olmamalı. Sebze ağırlıklı beslenme, hafif, mümkünse balık, tavuk gibi yemekler, salatalar, çocukların zindeliği açısından.
MOLADA SINAVLA İLGİLİ BİR ŞEY SORULMASIN
- Sınav günü ne yapmalı?
İki sınavın arasında 45 dakikalık bir süre var. En tehlikeli olaylardan biri de şu: Çocukları okula velisi götürüyor bırakıyor, okulun etrafında, bahçede otuyorlar. Çocuklar araya çıkınca veliler, nasıl geçti, nasıl geçti, diye çocukların üstüne geliyorlar. Ya da çocuklar birbirlerine, neydi şu sorunun cevabı, gibi sorular soruyorlar. Bu diyaloglarla çocuklar alt üst oluyor. Çocukların hiç kimseyle muhatap olmamaları gerekiyor. Neyse ne, bitti, öyle ya da böyle.
Bir şey daha var. Çocuklar, ‘bu sınav çok kolay’ diyorsa, maalesef o kağıt boştur. Alı al moru mor çıkıyorsa, ‘yaptım galiba’ diyorsa, o kağıt doludur. Bunu çok denedim. Onun için veliler, yapamadı mı acaba, telaşına düşmesin ya da çok iyi yapmış, demesinler. Sınavla ilgili tek bir soru bile sormasınlar. Zaten iki saat sonra cevaplar da yayınlanıyor.
SINAV ZOR DİYE PANİKLEMEYİN
Sınav zorsa herkese zordur, sınav kolaysa herkese kolaydır. Diyorlar ki ‘inşallah kolay çıkar’. En tehlikeli sınavlar kolay sınavlardır. Çünkü bilenle bilmeyeni ayırmaz. Geçen sene kolay bir sınavdı. Hem İstanbul Lisesi'ne hem Galatasaray Lisesi'ne ancak ve ancak doksanda doksan yapanlar girdi. Umarım biraz zorlarlar ki bilenle bilmeyen ayıklanır, ayrılır. 3-4 tane eleyici sorunun olması bir sınavda o yerleştirmeyi de kolaylaştırır, çalışanın hakkını almasını da kolaylaştırır. Gerçi artık sorular basılmıştır.
Paniklemesinler, ‘ay sınav çok zor ne yapacağız’ demesinler. Girecekleri sınav bugüne kadar girdikleri deneme sınavının benzeri, bugüne kadar nasıl sonuçlar alıyorlarsa, benzer sonuçlar alacaklar. O saatten sonra yaşayacakları yüksek heyecan, başarılarına ancak engel olur, başka hiçbir işe yaramaz.
ZORLUK BEŞ KATEGORİDE PUANLAR EŞİT
- Bu sene sorularda önemli değişiklik bekleniyor mu? Türkçe baraj olacak gibi iddialar ortaya atıldı.
Yok, yok. Öyle bir şey yapılamaz. Sınav soruları çok kolay, kolay, normal, zor ve çok zor sorular olmak üzere aşağı yukarı beş kategoride olur, hazırlayıcılar bunlara dikkat ederler. Yani herkesin yapabileceği, bazı çocukların zorlanacağı ya da en iyilerin yapabileceği sorular sorarlar. Ama her sorunun, en kolay soruyla en zor sorunun puan değeri eşittir. Bunu hiç unutmayacağız. Zorlandıkları sorularda, illaki yapmak zorundayım, diye düşünmemeleri gerekiyor.
SAYISALDA KALEM SİLGİ KULLAN
Sözel sorularda Türkçe, İnkılap Tarihi ya da fen- biyoloji bölümüyle ilgili sorularda ilk aklına gelen cevap doğrudur genellikle, silmemeleri gerekiyor. Sayısal soruları çözerken mutlaka kalem silgi kullanmaları gerekiyor. Çarpma, bölme, çıkarma işlemini kafasından yapan çocukların hata yapma ihtimalleri çok yüksektir.
20 fen 20 matematik sorusu var ama 80 dakika süre var, rahat rahat yetişiyor. Yeter ki okuduklarını doğru anlasınlar. Anlayan, genellikle akıl yürüten, çözer bu soruları.
Fen sorularının yapım oranı matematikten biraz daha yüksektir. Bu nedenle isteyen öğrenci fen sorularından başlayabilir ama matematiğe süre ayırmayı ihmal etmemeleri gerekiyor. Eğer matematiğe uzun süre takılırlarsa, fen sorularını yetiştiremiyorlar, sıkıntı olabiliyor.
28 HAZİRAN’A KADAR TATİL YAPIN
- Bunlar çok güzel tavsiyeler. Üniversite sınavı için de benzer tavsiyeler olacak herhalde?
Oradaki fark, alana yönelik tavsiyeler olur. Sayısal, eşit ağırlık, sözel, onlara yönelik tavsiyeler gelir. Başka da bir fark yok aslında.
28 Haziran'da sınav sonuçları açıklanacak. Öğrenciler o zamana kadar tatil yapsınlar. Çünkü Temmuz'da tercihler başlayacak.
- Çok teşekkür ederiz.
TÜRKÇE ZİHİN AÇICIDIR TÜRKÇE’DEN BAŞLAYIN
- Sözel bölüm için ne öneriyorsunuz?
Sözel bölümde Türkçe, Din Kültür ve Ahlak Bilgisi, İnkılap Tarihi ve Yabancı Dil soruları var, birinci oturumda. Sınava mutlaka Türkçe’den başlasınlar. Türkçe zihin açıcıdır çünkü.
EN KOLAYI UZUN SORULAR
Yine çocukların yanıldığı bir şey var. Uzun sorular cevabı içinde olan en kolay sorulardır. Okumaya üşendikleri için atlıyorlar, çok büyük hata yaparlar. Kısa olan sorular bazen en zor sorular olabiliyor.
Uzun paragraf sorularında önce soruyu okuyup sonra paragrafı okurlarsa, paragrafta ne arayacaklarını bilerek okurlar, daha başarılı olurlar. Paragrafı okuduktan sonra soruyu okurlarsa, paragrafa geri dönmeleri icap eder.
ORTAOKUL ÇAĞINDA BIKKINLIK, YORGUNLUK YOK
- Ortaokul çocuklarında bıkkınlık, yorgunluk gibi şeyler pek görülmüyordur, değil mi?
Ortaokul grupları daha sakin. Dün sınıftaydım, soru çözümü yapıyorlardı. Herkesin keyfi yerindeydi. Okulda, sürekli, sadece soru çözümü yapılıyor.
Ortaokul grubu okula da geliyor. Lise grubu kaytarmaya çalışıyor, iki gün gelse bir gün kaçıyor.
- Lisede ‘geleceğimi belirleyecek bu sınav’ diye bir düşünceyle stres artışı oluyordur?
Üniversite sınavlarında da sınav kaygısı eski yıllara göre daha az. Çünkü her çocuğun girebileceği bir üniversite var. Eksi bile yapsa yüzde 50 burs alıyor çocuk bazı üniversitelerde. Hedefi olan, belli, tepedeki üniversiteleri hedefleyen öğrenciler daha istekli, hevesliler, kaygıları da yüksek. Ama ‘nasıl olsa bir yere girerim’ diyen çocuklarda ne kaygı var ne de ders çalışma isteği. Türkiye geneli için konuşuyorum.