Sinciang’da 5 yıldır terör eylemi yaşanmıyor
Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ve Sinciang-Uygur Özerk Bölgesi Yerel Yöneticileri’nin ortak düzenlediği “Sinciang Güzel Bir Yer” etkinliği yapıldı. Batı merkezli yalanların bir bir çürütüldüğü etkinlikte Uygur ve Kırgız birçok bölge sakini yaşamlarındaki ve bölgedeki gelişmeyi anlattı
Etkinliğe Vatan Partisi Başkanlık Kurulu Üyesi ve Öncü Gençlik Başkanı Barış Demiralay, Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Büro Üyesi Yusuf Tunçer, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çokakoğlu’nun da aralarında bulunduğu 20’ye yakın Türk katıldı.
Çin Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin
İLİŞKİLERİ ARTIRMA MESAJI
Etkinliğin açılış konuşmasını Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Liu Shaobin yaptı. Shaobin, Türk-Çin diplomatik ilişkilerinin 50. yılını kutladı ve ikili ilişkileri artırma sözü verdi. Shabin ayrıca, Sinciang-Uygur özerk bölgesine yönelik Batı’da sistemli bir kara propaganda olduğunu belirterek, “Türk dostlarımız umarız bu etkinlikle daha iyi değerlendirme fırsatı bulacaktır” açıklaması yaptı.
‘İNSAN MERKEZLİ EKONOMİK KALKINMA’
Etkinlikte Büyükelçiden sonra Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Halk Meclisi Daimi Komitesi Başkanı Şevket Emin söz aldı. Emin, “Sosyalist hukukun ve uluslararası hukukta terörle mücadeleyi etkin kıldık.” dedi ve şunları vurguladı:
“Geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, eğitimin güçlendirilmesi, mesleki beceri eğitim merkezlerinin kurulması gibi gelişmelerle terörizmi ve aşırıcılığı besleyen kaynakları kurutuyoruz. Sinciang’ta artık 5 yıldır herhangi bir terör olayı olmadı. Tüm etnik gruplardan insanların güvenlik özlemini gerçek kıldık. Yüksek kaliteli ekonomik kalkınmayı yaptık. Kişi başı gelir 2021’in ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11 arttı. Kırsal kesimde ise yüzde 12,6 arttı.
‘YOKSULLUK TAMAMEN BİTTİ’
“ Bu yıl bölge üzerinden Avrupa’ya 4 bin 200 tren ekspresi yapıldı. Bölgenin ihracat ve ithalatı yüzde 9,5 arttı. 2020 yılında 137 milyon turist ağırladık.
“Yoksulluğun azaltılmasında tam bir zafer kazandık. 2020 yılı sonunda Sinciang’taki 3 milyon kırsal yoksul insanı tamamen yoksulluktan kurtardık. Yiyecek, sigorta, içme suyu, eğitim gibi temel ihtiyaçlar tamamen herkese sağlanmıştır. 10 milyon insana yeni ev sağlanmış, bin yıl süren mutlak sefalet ortadan kaldırıldı.
“İnsanların daha mutlu yaşamasını teminat altına alıyoruz. Kamu bütçesinin yüzde 70’ini insan yaşamını iyileştirme için kullanılıyor. Kırsal ve kentsel gelişmenin eğitim olarak entegrasyonunu sağlıyoruz. 9 ve 15 yıllık zorunlu eğitimleri bölgelere göre uyguluyoruz. Vatandaşlar için ücretsiz sağlık kontrolü yapıyoruz, öncü tedavi modelini yaptık. Temel sağlık sigortası ve kritik hastalık sigortası katılım oranı yüzde 99,7’dir. Ferdi sigorta kapsamı yaygınlaşmıştır.
Milli dayanışma sağlamlaştırılmıştır. Tüm etnik grupların dayanışma ve refahını ilerletirken onların milli dayanışmaya olan katkısını da artırdık. Son 5 yılda 58,8 milyon eşya bağışlandı, 1 milyar yuandan fazla doğrudan yardım sağlandı.”
BATI’NIN YALAN KAMPANYASI
“Sinciang’ta her şey şeffaf bir şekilde yapılıyor. Son dönemde ABD ve bazı batılı ülkelerdeki Çin karşıtı güçler bu gerçeği görmezden gelerek temelsiz ve dayanaksız karalama propaganda yapıyor, hatta soykırım gibi benzeri görülmemiş yalan kampanyası var… Bu insanlık tarihindeki benzeri görülmemiş bir yalan. Terörle ve radikalizmle mücadelede eğitim merkezleri, BM’nin terörle mücadele ve aşırıcılığa karşı mücadele kararları ile tamamen uyumludur. Mesleki beceri eğitim merkezleri, öğrencilerin istihdam yeteneğini güçlendirmiştir. Ekim 2019’da mesleki eğitim görenler tamamen mezun olmuştur. Bütün bu öğrenciler kararlı bir şekilde istihdam edilmiştir.
“Sinciang insan merkezli kalkınma felsefesine bağlı kalmaktadır. Zorla çalıştırma yalanı da aynı kampanyanın ürünü. Vatandaşların çalışma haklarını kanunla koruyoruz, herkes kendi çalışma alanını seçmekte özgürdür.”
‘UYGUR NÜFUS DÜZENLİ OLARAK ARTIYOR’
“İlk ve orta öğretimde Uygurca, Moğolca, Kazakça, Kırgızca kursları vardır. Etnik kültürlerin mirası ülkemizin ortak mirasıdır ve bunları koruyoruz.
“Uygur nüfusu artmaya devam ediyor. Zorunlu doğum kontrolü ve gebelik testleri Sinciang’ta yasaktır. Sözde zorunlu kısırlaştırma gibi saçmalıklar yoktur. ABD batılı ülkeler bu yalanlara sarılarak Sinciang’taki bazı girişimcilere yaptırım uyguladı. Hiçbir güç Sinciang insanlarının güzel yaşam sürmesini ve gelişmesini, refahını engelleyemez.
Çin’de bir atasözü var, ‘bin kez duymaktan bir kez görmek iyidir’. Herkesi Sinciang’ı ziyaret etmeye davet ediyoruz. Batılı propagandanın yalan olduğunu burada gözlerinizle göreceksiniz.”
İSLAM DERNEĞİ BAŞKANI: İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ ÜST SEVİYEDE
Sinciang İslam Derneği Başkanı Abdureqip Tumulniyaz.
Sinciang İslam Derneği Başkanı ve Sinciang İslam Enstitüsü Müdürü Abdureqip Tumulniyaz ise, konuşmasına “Burada yasalar, dini özgürlüğü ve ibadeti korumaktadır. Kendi evinde veya dini mekanlarda dini faaliyetler son derece özgürdür.” diye başladı ve şunları belirtti:
“Sinciang’ta hiç kimse veya güç insanların dini faaliyetlerini engelleyemez. Uygurca, Çince, Kazakça ve Kırgızca olmak üzere 4 dilde İslamiyet’in klasik kitapları çevrildi ve insanlara ücretsiz olarak dağıtıldı.
“Camilerin çoğunluğu genel şehir planlaması çerçevesinde modernleştirildi. Su, elektrik, doğalgaz, kalorifer, internet gibi her bakımdan alt yapı tesisleri ibadet alanlarına getirildi ve Müslümanlara büyük kolaylık sağlandı.”
KÖYDEN ÇIKTI, BURS KAZANDI DOÇENT OLDU
Nulzat Abibul, şu an Sinciang Normal Üniversitesi’nde kimya mühendisliğinde doçent. Köylü bir ailenin çocuğu olarak geldiği dünyada hayatını üniversitede akademisyen olarak sürdürüyor. İşte kendi ağzından hayat hikyesi:
“Turfan şehri Bostan kasabasında bir köylü olarak doğdum. 2002’de Hunan Üniversitesine girdim. Ailemin ciddi ekonomik sıkıntısı vardı, ben ve kardeşlerimin bütün eğitim masrafları karşılandı, burs almaya başladık. İlk üniversiteye girdiğimde Çincem iyi değildi ve azınlıklar için özel ders açılmıştı. Öğretmenlerim ve kendi çabamla akademik performansım sürekli yükseldim ve mezun olduktan sonra yüksek lisans sınavını kazandım. Bursla okumaya devam ettim. Daha sonra Teknoloji Üniversitesinde doktora okudum ve mezun olduktan sonra Sinciang Normal Üniversitesine başvurdum ve kabul edildim.
“Şimdi de Doçent olarak burada akademisyen yaşantımı sürdürüyorum. Kız ve erkek kardeşim de yüksek lisans yapıyor. Benim 8 yüksek lisans öğrencim var ve 4’ü Uygur. Yurt dışında ülkemiz ve bize yönelik yalan kampanyalarını duyuyoruz. Bunlar kasıtlı olarak yapılıyor, yurtdışındaki vicdansız politikacılara sesleniyorum, biz bilimsel araştırmaları devletimizin desteği ile yaptık ve sizler yalan söylüyorsunuz.”
‘MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ SAYESİNDE İŞİM VAR’
Azmet Can Ahat, Kaşgar’da mesleki eğitim merkezinden mezun bir Uygur. Eskiden internetten Cihatçıları izlediğini ve onların izinden giderse cennete gideceğini sandığını belirten Ahat, şöyle devam ediyor:
“ Çalışmıyordum ve ailem bundan çok endişeliydi. Onlar beni mesleki beceri eğitime ikna ettiler. Aşırıcılığa karşı dersler aldım ve eski düşüncelerimin ne kadar kötü olduğunu, teröristlerin bizi şeytanlara dönüştürmek istediğini anladım. “Bu eğitim merkezleri beni aşırı fikirlerden kurtardı ve meslek sahibi oldum. Ekmek yapma uzmanı oldum ve şimdi ünlü bir fırında çalışıyorum. Nan (Uygur’lara özgü bir ekmek) yapıyorum ve günde 300 bin nan yapıp satıyoruz, 100 binini e-ticaret olarak satıyoruz. Ben de e-ticaret bölümünde sorumluyum.
Mesleki eğitim merkezinde Uygur öğrenciler, Kur’an okurken.
‘ZORLA ÇALIŞTIRMA ABD YALANI’
Mehmetreyim Nazirdin ise Kırgız kökenli, Kızılsu-Aksu bölgesinde komite başkanı. Köyünden gidip Zhejiang eyaletinde çalışıp tekrar köyüne dönmüş ve bir atölye açmış. ABD merkezli “Zhejiang eyaletinde zorla çalıştırma” yalanını şu sözlerle çürütüyor:
“Elektrik şirketinde çalıştım, Zhejiang eyaletinde. Orada zorla çalıştırma iddiaları Batı tarafından kasıtlı olarak yayılıyor. Çalışırken maaşım yüksek, bedava lojman ve sağlık sigortası hakkım vardı. Etnik azınlığımın adet ve geleneklerine uygun, Müslümanlar için özel yemekhane vardı. 8 saat çalışıyorduk ve mesai sonrası istediğimizi yapmakta özgürdük. 2 gün iznimiz vardı, eşim ve ailem de yanıma geliyordu. Şirket her sene özel izin ve tatil imkânı tanıyordu bize.
“Daha sonra annem babam yaşlandığı için onlara bakmak için Aksu’ya döndüm ve bir tamir dükkanı açtım. Şimdi otomobil parçası atölyesi kurmaya karar verdik bir arkadaşımla. İlçe yönetimi bize 500 m2’lik bedava yer tesis etti ve şu an bu atölyeyi işletiyoruz. Köydeyken bizim hikâyemizi gören arkadaşlarım beni döndükten sonra beni komite başkan yardımcılığına seçtiler. Benim köylü arkadaşlarım da hayvancılık yapmaya başladı, onlara devlet teşviki sağladık ve köyümde şu an yoksul insan kalmadı.
