Sırada Gara var ardından Sincar
Emekli Tuğgeneral Fahri Erenel, TSK’nın Kuzey Irak ve Suriye’de yürüttüğü faaliyetlere ilişkin Aydınlık’a şu değerlendirmelerde bulundu:
Bu harekâtın temel hedefi, mevcut üs bölgelerini daha da genişletmek ve derine doğru çekmek. Daha önce icra ettiğimiz sınır ötesi operasyonlarla bölgede çok sayıda üs bölgesi teşkil etmiştik. Bu üs bölgeleri arasındaki bağlantıları sağlamak, daha kritik bölgeyi kontrol edecek geniş bölgelere açmak ve biraz da derinliğe doğru taşımak… Çünkü terör örgütü sınırımızın hemen dibinde sürekli baskımız nedeniyle artık eylem yapamaz hale geldi ve sınır içindeki yandaşlarına da lojistik destek sağlayamıyor ve derinlere çekildi. Daha evvel yapılan Gara Operasyonu’nun nedeni de hem oradaki şehitlerimizi kurtarmaktı hem de Kandil sonrası ikinci ana üs bölgesi olarak kullandığı Gara’da terör örgütüne darbe vurmaktı. Dolayısıyla derine doğru gitmek; bundan sonra Gara’ya yapılacak olası bir kara operasyonu ile Gara’nın ardından Sincar’a ilerlemek anlamına geliyor. Aynı zamanda Gebu/Başika denilen üs bölgesiyle teması kurmak da önemli. Bütün bunlara baktığınızda hakikatten Türkiye açısından stratejik önemde bir harekât. PKK da Türkiye’nin bu niyetini anladı. Türkiye burada PKK’yı tamamıyla silmeyi hedeflemiş durumda. PKK’yı yok etmek amacında ve harekât alanını giderek daraltıyor. Bundan dolayı Gara ve Sincar arasındaki temasın kesilmesi Karayılan’ı da endişelendirmiş görünüyor. Karayılan ‘Bu savaş stratejik’ derken ‘var olma’ mücadelesi anlamında bu ifadeyi kullanıyor.
“Sayın Hulusi Akar ‘Dost bildiklerimiz füze veriyor’ derken; bu tür silahları verenin ABD olduğunu biliyoruz. İkincisi; bundan önce Başika’ya yapılan operasyonda kullanılan ise 122 milimetrelik İran yapımı bir roketti. Dolayısıyla tanksavar güdümlü füze, İran’a bağlı gölge milisler tarafından da verilmiş olabilir. Çünkü İran’a bağlı Haşdi Şabi kuvvetleri daha evvel Başika’ya da Erbil’e de saldıran unsurlardı. Burada Erbil bölgesindeki ABD üsleri de Haşdi Şabi tarafından hedef alınıyor. ABD, bu bölgede PKK’nın Türkiye ile olan etkileşiminden rahatsız. Kendisi de Irak’ın kuzeyine tam etki sağlayamıyor bunlar yüzünden. Bu nedenle ben saldırıların arkasında İran’ın da olabileceğini düşünüyorum.”
İRAN DEYREZOR’DAN PKK’YI ATMAK İSTİYOR
“İran, Deyrezor’da YPG ile alan mücadelesi veriyor. Son dönemde Deyrezor’da hareketlilik başladı. Esasında Rusya’nın ilk kez buraya düzenlediği ciddi bir hava harekâtı vardı ve 100’ün üzerinde IŞİD’linin öldürüldüğü ifade edildi. İran’ın YPG’yi hedef almasının altında yatan nedenlerden biri de; YPG ile Şam rejimi arasında Rusya aracılığıyla zaman zaman olan iletişim. İran bu yakınlaşmayı bozmaya çalışıyor. Rusya ve İran arasında bölgede gergin bir ilişki var. İsrail de bu bölgede İranlı milislerin varlığını istemiyor. Rusya ise İranlı milisler bu bölgede olduğu müddetçe İsrail’in saldırılardan vazgeçmeyeceğini biliyor. Ocak ayında yapılan bir toplantıda, İranlı milislerin bu bölgelerden atılması karşılığında Şam rejimine maddi destek, istihbarat desteği verilmesi gibi teklifler yapıldı. Bu toplantıyı Ruslar Hmeymim Hava Üssü’nde organize etmişti. Şu an İranlı milisler kendilerine bir alan kapmaya çalışıyorlar. Stratejik önemde de Deyrezor olduğu için Deyrezor’u PKK’dan temizlemek istiyorlar. Burası hem petrol açısından önemli hem de Suriye’nin kalbi diyebileceğimiz bir bölge. Diğer yandan Süleymaniye, Musul kuzeyi ve Sincar hattı, İran’ın Suriye ile temas kurduğu, lojistik destek eleman aktarımı yaptığı bir hat.
“Sincar’ın ABD açısından da önemi var. ABD, PKK’nın PYD ile geçişine engel olmak istiyor. Tabi bunu başaramıyor ama PKK ve PYD’nin ayrı olduğunu vurgulamaya çalışıyor. Kurmaya çalıştığı sözde yapının PKK ile ilişkisi olmadığını göstermek istiyor. O yüzden Karayılan’ın başına para ödülü koydular. Geçen gün ABD Büyükelçisi de bunun aynen geçerli olduğunu ifade etti. Dolayısıyla Irak’ın kuzeyindeki PKK yapısı ile Suriye’nin kuzeyindekini ayırma politikası var, ama bu gizli bir şekilde gerekli silah desteği sağlamayacağı anlamı taşımaz. Düşünün yaya unsurlara karşı tanksavar füzesi kullanıyorlar. Bir tanksavar füzesinin insana karşı kullanılması demek her türlü savaş hukukuna, insanlığa aykırı bir şey. Bu bölgede zırhlı birlik kullanılması mümkün değil. Fakat ellerinde ne varsa vererek Türkiye’nin ileri harekâtını güçleştirmeye çalışıyorlar.”