22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sistem seçenek üretemiyor

Yerel seçime az kaldı. Vatandaş kampanyalara ilgisizdi, miting alanları dolmadı. Uzmanlar sistem partilerinin halkın sorunlarına yanıt veremediğini söyledi.

Sistem seçenek üretemiyor... 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine az bir zaman kaldı. Miting alanları doldu mu? Kampanyalara ilgi oldu mu? Partiler ne yaptı?

Yerel seçime sayılı saatler kaldı ama vatandaşın seçim kampanyalarına ilgisizliği şimdiden 31 Mart 2024’ yerel seçimlerine damga vuran olgular arasındaki yerini aldı. Süreç boyunca adaylar sahada konuyu bir türlü yerel meselelere getirememekten yakındı. Miting alanları dolmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta sonu düzenlediği Yeniden Büyük İstanbul Mitingi’nde “Biz burada 1,5 milyona alışmıştık, bugün 650 bin kişi var.” dedi.

Alanda 650 bin kişinin dahi olmadığı da iddia edildi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) de Ankara, İstanbul ve İzmir’de büyük mitingler yapamadı. Tüm partiler buluşmalar için pek çok noktada meydanlar yerine sınırlandırılmış caddeleri tercih etti. Kampanyalar geçmişe göre sönük kaldı. Seçim değil “geçim” derdi ağır bastı.

İzmir 9 Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaya ve Bingöl Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Nurettin Kalkan, halkın seçim kampanyalarına ilgisizliğinin nedenlerini Aydınlık’a değerlendirdi.

‘APOLİTİK DEĞİL ANTİ-POLİTİK’

Öncelikle sistem sorununa işaret eden iki uzman, halkın seçim kampanyalarına ilgisizliğinin nedeni olarak iktidar ve muhalefetin baskın unsurlarının sorun çözme umudu vermediğine dikkat çekti.

Sistem seçenek üretemiyor - Resim : 1

Siyasetin toplumla bağının zayıfladığını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Kaya, “Siyaset, mevcut sistemin değiştirilmesi, dönüştürülmesi ya da iyileştirilmesi umudu yarattığında kitlelerin ilgisini çeker.” dedi. Seçmenin “apolitik değil anti-politik” olduğunu anlatan Dr. Nurettin Kalkan da, “İktidar rant ve gücü taksim ederken muhalefet de rant ve çıkarı paylaştıran ikincil mekanizma olmayı yeğliyor.” ifadelerini kullandı.

‘DEMOKRASİ KRİZDE Mİ?’

Prof. Dr. İbrahim Kaya, dünyada “Demokrasi krizde mi?” sorusunun yüksek sesle tartışıldığını dile getirdi. Kutuplaşmanın halkı yorması ve sistem aktörlerinin çözümsüzlüğünün ilgisizlik yarattığını aktardı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kutuplaşma doğurduğunu belirten Kaya, şunları kaydetti:

“Dünya genelinde siyasetten bir uzaklaşma olduğunu söyleyebiliriz. Batı Avrupa ve Amerika kıtasında seçimlere katılım oranları gittikçe düşüyor. Hatta seçimlere katılımın düşmesi ‘Demokrasi krizde mi?’ diye bir tartışma da başlattı.

‘BAŞKANLIK SİSTEMİ KUTUPLAŞTIRDI’

“Siyaset, mevcut sistemin değiştirilmesi, dönüştürülmesi ya da iyileştirilmesi umudu yarattığında kitlelerin ilgisini çeker. Bu anlamda siyasetin toplumla bağının zayıfladığını söyleyebiliriz. Sistem siyaseti umut yaratamıyor.

“Bizdeki yüksek katılım oranları bir toplumsal değişimin varlığının göstergesi değil. Daha çok kutuplaşmadan kaynaklı. Seçimlere daha iyiye ulaşmanın aracı olarak bakmaktan ziyade kendi ideolojik kutbunun pozisyonunu yitirmemesi, karşıt kutbun kazanmaması ekseninde yaklaşılıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bunu tetikledi ve seçmen iki kutuptan birine yerleşmeye zorlanıyor. O nedenle daha yaşanılır bir kent arayışından ziyade kutbuna göre davranış söz konusu.”

‘HALLERİNDEN MEMNUN GÖRÜNTÜ’

AK Parti ve CHP’nin halinden memnun bir görüntü çizdiğini bildiren Prof. Dr. İbrahim Kaya, sözlerini şöyle noktaladı:

“Hem kutuplaşmanın kitleleri yorması, hem aktörlerin sorun çözeceklerine dair umut vaat etmemeleri, hem de seçmenin ilgisini üzerinde toplayabilecek adayların üretememesi gibi nedenlerle bu seçimde ilginin düşüklüğü konusunda hemfikirim.

“Katılımın da bir miktar düşeceğini zannediyorum. Çünkü baskın olan taraflar ve onlarla organik bağı olan grupların halinden memnun bir görüntüsü var. Ayrıca Ekrem İmamoğlu, Hamza Dağ gibi isimler ilgiyi üzerinde toplayabilseler de seçim ikliminin genelini sürükleyemediler. Mitingler konusunda; kampanya kültürü değişme eğiliminde... Büyük mitingler dönemi kapanıyor gibi.”

TEMSİL KRİZİ TEZİ

Sistem seçenek üretemiyor - Resim : 2

Dr. Nurettin Kalkan da Türk demokrasisinin temsil krizi yaşadığını söyledi. Sistem elitlerinin iktidarı ve muhalefetiyle vatandaşın sorunların altında ezilmesini seyrettiğini ekledi.

“AK Parti iktidarının yavaş yavaş toplumsal sorunlara çözüm üretme takatinden düşmesi ve böyle bir iktidarın karşısındaki muhalefetin her şeye rağmen seçim kaybetmesi, temsil krizini Türk demokrasisinin yeni kronik sorunu hâline getirdi.” yorumunu yapan Kalkan, şöyle devam etti:

“Siyaset kurumu, seçmenin sorunlarına çözüm ürettiği yahut seçmene ümit verdiği sürece seçmenlerin nezdinde değerlidir. İktidar bir süredir seçmenin sorun çözemiyor, muhalefet ise tüm şartlar lehine olmasına rağmen böyle bir iktidarı sandıkta mağlup edemediği için seçmene ümit vermiyor.”

‘TEMEL İHTİYAÇLARA CEVAP VEREMİYOR’

Kalkan, muhalefetin iktidarın taklidi konumunda olduğunu iddia etti. “İktidar rant ve gücü taksim eden aslî mekanizma iken onun karşısındaki muhalefet iktidarın antitezi olmak yerine rant ve çıkarı paylaştıran ikincil mekanizma olmayı yeğliyor.” diye konuştu.

Yerleşik siyaset kurumunun en temel ihtiyaçlara cevap veremez halde olduğunu bildiren Kalkan, şunlara değindi:

“Bu da muhalefeti seçimlerde muktedir kılmayıp onu iktidarın kötü bir mukallidi yapıyor. Hâliyle bu tablo seçmeni anti-politikleştiriyor ve sandıktan soğutuyor. Bakın tekrar altını çiziyorum. Apolitikleşme değil, anti-politikleşme. Yani siyasete hasım olma, siyaseti işe yarar bir müessese olarak görmeme eğilimi giderek revaç buluyor. Türkiye’de siyaset kurumu artık en temel ihtiyaçlara cevap veremez bir hâldedir ve bu vaziyetin vahameti salt otoriterlikle açıklanmayacak düzeye erişmiştir... Vatandaş onca sorunun altında ezilirken gerek iktidar elitleri gerekse muhalif elitler kaleydoskopik bir mercekle memlekete bakıp rengarenk bir dünya solumaya devam ediyor.”

31 Mart 2024 Yerel Seçimler İbrahim Kaya Nurettin Kalkan Seçim AK Parti