Sivaslı üreticiler: Ata tohumları ve balımız bereketi artırır
Vatan Partisi, Sivas Divriği'de Üretim Devrimi Kurultayı' yaptı. Üreticiler ata tohumları ile 1'e 15 aldıklarını belirterek, bu tohumların yaygınlaştırılmasını istediler. Arıcılar da, “Divriği’nin balı çok değerli. Ama diğer ballarla karıştırıyorlar. Denetim olmalı.” diye konuştu.
Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen Üretim Devrimi Kurultayı’nın durağı bu kez Sivas’ın Divriği ilçesi oldu. Kurultaya ürünleriyle katılan çiftçiler, üretmek ve köyünde kalmak istediklerini dile getirdiler, girdi maliyetlerinin düşürülmesini, ata tohumunun artırılmasını istediler.
Kurultay’a, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Arif Doğan, Vatan Partisi Sivas İl Başkanı Abbas Aslandoğan, Divriği Kooperatif Birliği (DİVKOP) yöneticisi Ali Gençdal, esnaf Hanife Özdemir ve arıcı Nergiz Şahbaz konuşmacı olarak katıldı. Kurultay’ın ardından yeni üyelere rozetleri takıldı.
'ÜLKENİN TOPRAĞI NADASA BIRAKILMIŞ'
“Divriği’nin sorunlarına birlikte çözüm bulalım.” diyen Vatan Partisi Sivas İl Başkanın Abbas Aslandoğan, açılış konuşmasında şunları belirtti: “20 yıl önce Divriği nüfusu, 20 binin üzerindeydi, şimdi 10 binin altına düştü. 1980’den sonra uygulanan politikaların bizi getirdiği noktadır bu. Ülkenin toprağı nadasa bırakılmış, her taraf mera yapılmaya çalışılmış. Bizim sülalemizin Höbek köyünde ekilmeyen birçok arazisi var. Köyden göç etmek zorunda kaldık, ekonomik nedenlerden dolayı. Ama buraların değerlendirilmesi, üretime kazandırılması lazım. Çocuklarımızı sabah 5’te 6’da köylerden toplayıp şehre getiriyoruz. Bunun tersine dönmesi lazım. 3-4 köyün merkezi olduğu yerlerde sağlık ocakları bulunmalı. Köylerimizin, kasabalarımızın halkı, bu konularda bir olmalı. Seçimden seçime değil sizlerin her zaman dokunabileceği ilçe teşkilatlarımız, temsilciliklerimiz kurulacak. Sizlerin hizmetinde olacağız.”
‘AMACIMIZ ÜRETMEK’
DİVKOP yöneticisi Ali Gençdal, “Kooperatifimizi 2019 yılında kurduk. Üye sayımız 210, sermayemiz 1.5 milyon. Bu sene itibari ile bal paketleme tesisi kurduk. Günlük olarak yaklaşık 2 ton bal işleme kapasitemiz var. Bizim amacımız üretmek. Bir bira markası için 4 bin dönüm arpa ektirdik. Henüz yolun başındayız. Tesis kurmak için uğraşıyoruz.” dedi.
‘HERKES EL ELE VERMELİ’
Kuru gıda pazarında esnaflık yapan Hanife Özdemir de şunları belirtti: “Türkiye gerçekten dünyanın göz bebeği. 4 iklimin yaşandığı tek ülkeyiz, toprakları bereketli. Birçok medeniyete beşiklik yapmış bir ülkeyiz. Ama maalesef sürekli beyin göçü veriyoruz. Geçinemeyen insanlar, sürekli alternatif arıyorlar. Bana göre 15 yaşında bir çocuk, bu ülkede gelecek endişesi yaşıyorsa bu korkunç bir şeydir. Üretim anlamında bence A Partisi, B Partisi, C Partisi yok. Herkes el ele tutuşup bu gerçekliği kabul edip bu konuda ‘biz ne yapabiliriz’ diye düşünmek zorunda. Gerçekten üretim durdu. Dükkanımda kavurga yaptıracak buğday bulamıyorum. 2 sene aradım nihayet makarnalık bir buğday buldum. Eski ata tohumlarımız hiç yok. Zerrun buğdayı vardı, çok kıymetlidir, ama maalesef artık o da üretilmiyor. Böyle bir oluşum için emeği geçen herkese teşekkür ederim.”
ATA TOHUMU 1’E 15 VERDİ
Kurultaya katılan üretici Sait Şahbaz, bu yıl ki ekimlerde genetiği bozulmuş tohumların hiçbir faaliyet göstermediğini, biçilmediğini belirtti. Şahbaz, “Bizim ata tohumumuz olan Zerrin tohumu kendini kuraklıkta gösterdi. Öbürleri biçilmezken bu tohum 1’e 15 verdi. Bizim ata tohumlarımızın burada kullanılması, yeniden hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ziraatın verdiği tohumların genetiğinin değiştiğini, bizim toprağımızda yaşamının olmadığını gözlemledim.”
‘BALIMIZI TANITMAK İSTİYORUZ’
Arıcı Nergis Şahbaz da yaşadıkları sorunları anlattı: “Arılarımızın yeterince değerlendirilmediğini düşünüyorum. Ballarda denetim olması gerektiğini düşünüyorum. Arıların kalitesi çok önemli. Divriği’nin balı çok değerli. Prolin değeri çok yüksek çıkıyor ama bunu diğer ballarla karıştırdıklarında hiçbir değeri kalmıyor. Balımız yeterince tanıtılamıyor. Üniversitemizde proje yapıldı, arı üzerine araştırma yaptılar. Divriği’de yerli arı tespit edildi. Biz bu projeye destek bekliyoruz.”
‘AB’NİN DAYATTIĞI SÖZLEŞMEYİ İMZALATTILAR’
Koyun yetiştiricisi ve peynir üreticisi Ali Ekber Çardak da 2010 yılında İstanbul’dan gelip köyüne yerleşmiş, küçük baş hayvan işletmeciliği yapıyor. Yaptığı işi çok sevdiğini ama zor şartlarda üretim yaptıklarını belirten Çardak, şöyle devam etti: “İş gücünü tamamen kendimiz karşılıyoruz, çoban bulamamaktan şikayetçiyiz. Bu mesleğe ilk başladığımızda İlçe Tarım Müdürlüğü’nde bir sözleşmeye imza attım. Hayvan refahını sağlamak üzere. Bana AB’nin dayattığı bir sözleşmeyi imzalattılar. Ben köylü olarak kendi refahımı sağlayamadıktan sonra hayvanımın refahını nasıl sağlayacağım? Eğer devlet acil olarak müdahale etmezse birçok insan üretimi durduracak. Severek yaptığımız bu işi bırakmak zorunda kalabiliriz diye endişe duyuyoruz. Derhal üretim devrimlerinin hayata geçirilmesini istiyoruz. Yani kâğıt üzerinde bizim refahımızı, hayvan refahını düşüneceklerine gelip benim ihtiyacım neyse onu karşılasınlar. Üretim Devrimi Kurultaylarını yaptığı için üreticiyle ilgilendiği için Vatan Partisi’ne çok teşekkür ederim.”
Ulusal Kanal’da ‘Üreten Türkiye’ programı yapımcısı Cenk Özdemir de konuşmasında şunları söyledi: “Ben Anzahar köyünden 40’lı yıllarda göçmüş iğneci Hüseyin’in torunuyum. Benim dedem neden göçtü? Benim dedem o yıllarda neden hayvanını, toprağını bırakıp Ankara’ya göçtü? Bunu irdelemek lazım. Dedem bunu isteyerek yapmadı. Burada karnını doyuramadığı için Divriği’den Ankara’ya gitti. Buranın iklimi, coğrafyası küçükbaş hayvancılığı için çok uygun.”
ŞEHİT ÇOCUKLARI İÇİN CEVİZ FİDANI
Kemal Özdemir de kurultayda yaptığı konuşmada 10 yıldır yürüttükleri projesini anlattı: “Tüm şehitlerimizin çocuklarına yardım amaçlı 25 dönümlük araziyi ıslah ettik ve bu sene de fidanlarını diktik. 250 ceviz fidanı şehit aileleri için. Yalnız ben bu konuda hiç muhatap bulamadım. Ne kaymakam ne de belediye başkanı, benimle muhatap oldu. Bunu tamamen kendimiz yaptık. Devletten herhangi bir şey beklemedik.”
MADENLER KAMULAŞTIRILACAK
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcı Arif Doğan, üreticilere hitaben yaptığı konuşmada, Divriği madenini kamulaştırarak istihdam sağlayacaklarını belirtti. Doğan, “Divriği, başta demir olmak üzere bakır, krom, kömür gibi birçok madeni barındırıyor. Ancak 2004 yılında maden işletmesinin özelleştirilmesi ilçeye büyük zarar verdi.” dedi. Doğan, Divriği'nin sanayi ve tarım yönünden yıldız olabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Madenler 2004 yılına kadar iyi kötü Divriği’nin önemli bir gelir kaynağı oldu. 2004’ten sonra özelleştirilince firmalar kâr amaçlı çalıştılar. Divriği madenini kamulaştıracağız. Burada hammaddeyi işleyecek demir çelik fabrikası kurulabilir.”
Çiftçilerin borçları nedeniyle bankaların kıskacında kaldığını da belirten Doğan, tek çıkış yolunun Üretim Devrimi olduğunu, kaynakların öncelikle üretime aktarılması gerektiğine vurgu yaptı.