Sızdıran ABD
Kürtaj konusu ülkedeki siyasi ayrımın bir malzemesi haline geldi. Seçim sürecinde Cumhuriyetçilerle Demokratların ayrımının kürtaj tartışması üzerinden daha da ortaya çıkması bekleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde Yüksek Mahkeme’nin 1973’teki tarihi “Roe-Wade’e karşı” olarak bilinen kürtaj hakkını geri alacağına yönelik bir karar taslağının basına sızdırılması, ülkenin en yüksek yargı organının güvenilirliğini tartışmaya açtı. 9 üyeli Yüksek Mahkeme’deki 3 yargıcın Demokrat başkanlar, 6 yargıcın ise Cumhuriyetçi başkanlar tarafından görevlendirildiği biliniyor. Metni kaleme alan Yargıç Alito ile birlikte Cumhuriyetçiler tarafından atanan dört yargıcın da bu kararın arkasında olduğu ileri sürülüyor.
Mahkemenin kararı temmuz ayında açıklaması bekleniyor. 30 Haziran'a kadar ise taslak metin üzerinde müzakere edilebilecek. Söz konusu taslak metin eğer çoğunluk kararı olarak açıklanırsa, ABD'de kürtaj anayasal bir hak olmaktan çıkabilir ve eyaletlerin bu konuda tekil kararlar vermesinin önü açılabilir. Mevcut yasanın feshedilmesi halinde 22 eyaletin kürtajı büyük oranda yasaklayacak yasaları uygulamaya koyabileceği kaydediliyor.
Nisan ayında Politico, mahkemenin muhafazakar çoğunluğunun, ABD Yüksek Mahkemesi’nin kadınların hükümet kısıtlamaları olmaksızın kürtaj olma hakkını koruyan dönüm noktası niteliğindeki bir kararı olan Roe v. Wade’i devirmeye hazır olduğunu öne süren bir görüş taslağı sızdırmıştı.
MAHKEMENİN GÜVENİLİRLİĞİ TARTIŞILIYOR
Kendi iç müzakerelerinin gizliliğini korumakla övünen Yüksek Mahkeme’nin yakın tarihinde hiçbir karar taslağı henüz dava devam ederken kamuya açıklanmamıştı. Sızıntı ile ülkenin en yüksek yargı organı olan Yüksek Mahkeme’nin ve yargıçların güvenilirliği de tartışmaya açıldı. Gazetelerde ‘sızdıran Yargıtay’ manşetleri atıldı. Hukuk uzmanları bu sızıntının mahkemenin diğer Washington kurumlarından çok da farklı olmadığının kanıtı olduğunu söyledi.
Yargıç seçilmek için ABD başkanı tarafından aday gösterilmek ve detaylı Senato sorgu süreçlerinin ardından Senato onayı almak yeterli. Anayasaya göre ise bu 9 yargıç ölene dek veya kendi istekleri doğrultusunda emekli olana kadar görevde kalıyor. Parti ideolojilerinin baskın olduğu bu seçim süreci nedeniyle aslında yargıç atamalarının tamamen politik olduğu bilinse de, sızıntı ile birlikte bu gerçek daha da gün yüzüne çıktı. Öyle ki yargıçlar mahkemeye, ABD halkını muhafazakarlar ve liberaller olarak ikiye bölen ideolojik tutum ve görüşleri doğrultusunda atanıyor. Bu ayrım ırksal ve dini meseleler, kürtaj, eşcinsel evlilikler gibi başlıklarda daha da öne çıkıyor. Trump döneminde yapılan atamalarla mahkemede muhafazakar çoğunluk oluştu ve muhafazakarların gündeminde olan başlıklar mahkemenin de gündemine gelmeye başladı. Şimdi ise tarafsız bir organ olması beklenen yüksek mahkemenin taraflılığı ve güvenilirliği tartışılıyor. Rakip hizipler, siyasi avantaj elde etme umuduyla hassas bilgileri sızdırıyor. New York Times’a konuşan Cornell'de hukuk profesörü olan Sherry F. Colb, “Mahkeme artık hükümetin diğer kurumlarından daha iyi değil” yorumunu yaptı. (https://www.nytimes.com/2022/05/11/us/supreme-court-leak-roe-wade.html)
ABD’de kürtaj hakkı konusundaki tartışmanın uzun bir geçmişi var ve bu tartışma yakın zamanda çözülecek gibi görünmüyor. Dahası taslağın sızdırılması Yüksek Mahkeme içerisindeki farklılıkları ortaya çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda siyasetçiler arasında gittikçe artan farklılaşmayı ve farklı partilerden insanlar arasındaki yabancılaşmayı da gün yüzüne çıkarıyor.
SEÇİM MALZEMESİ YAPTILAR
Diğer yandan taslağın sızdırılması ile ABD'de kültürel olarak yıllardır tartışmalı konulardan biri olan kürtaj da ülke gündemine oturdu. Geçen ay New York, Washington, Los Angeles, Austin ve Chicago gibi kentler başta olmak üzere ülke genelinde kürtaj hakkını savunmak için 300'den fazla protesto düzenlendi. Dahası kürtaj konusu Kasım 2022’de yapılacak ara seçimlerin de önemli gündemlerinden biri haline gelebilir. Demokratlar, 2022 ara seçimlerinden önce kadının kürtaj hakkını koruma sözü vererek desteğini artırmaya çalışıyor. Demokratlar eğer bu seçimlerde Kongre’de çoğunluğu kazanırsa kürtaj hakkını kanun olarak geçireceklerini söylüyorlar. Bunun için ise 10 sandalyeye ihtiyaçları var. ABD Başkanı Biden konuyla ilgili röportajında, eğer karar Yüksek Mahkeme’den geçerse Kasım seçimlerinde ‘mini bir devrim’ öngördüğünü söyledi ve oy çağrısı yaptı. Kaiser Aile Vakfı’nın yaptığı ankete göre, Demokrat seçmenlerin yarısından fazlası, kürtaj hakkını geri almanın kendilerini ara seçimlerde oy kullanmaya daha fazla motive edeceğini söylerken, Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 73'ü, geri almanın motivasyonlarında bir fark yaratmayacağını söyledi. (https://thehill.com/changing-america/respect/accessibility/3517968-will-reversing-roe-v-wade-impact-midterm-election-turnout/)
Kürtaj konusu ülkedeki siyasi ayrımın bir malzemesi haline geldi. Seçim sürecinde Cumhuriyetçilerle Demokratların ayrımının kürtaj tartışması üzerinden daha da ortaya çıkması bekleniyor. 20’yi aşkın eyalet kürtajı yasaklamaya girişirken, bazı eyaletlerin yasayı yeniden düzenleyeceği, bazılarının ise serbest bırakacağı belirtiliyor. Kürtajı serbest bırakan eyaletlerde ise sağlık sisteminde bir yığılma meydana geleceği düşünülüyor. Yasak olan eyaletlerden kürtaj olmak isteyen kadınlar diğer eyaletlere başvuracaktır. Ancak bu eyaletler arası mesafe çok uzun olduğundan dolayı yol masraflarını karşılayamayacak olan kadınlar için bu ciddi bir dezavantaj olacaktır. Dezavantajlı kadınların ciddi bir kısmını da siyahi ve Latin kökenlilerin oluşturacağı tahmin ediliyor. Ayrıca bazı Cumhuriyetçi eyaletler kadınların diğer eyaletlerde de kürtaj olmasını yasaklamaya çalışacaktır. Kadınların kürtaj hakkı elinden alındığı gibi, seyahat hakkının da elinden alınmasının önü açılabilir.
Özetle bu sızıntı, içeride ve dışarıda yaşadığı başarısızlıklar karşısında kendi halkını ‘demokrasi’ söylemleri üzerinden tahkim etmeye çalışan ABD sistemine bir darbe daha vurdu. Kısa vadede Demokratlar bu gelişmeyi lehine çevirmeye çalışsa da orta ve uzun vadede hukuk başta olmak üzere pek çok kuruma halkın güvenin daha azalacağı öngörülebilir. Ayrıca, yargı sisteminde iki taraf arasındaki çekişme ABD'deki güçler ayrılığında büyük bir geri adıma işaret ediyor.