19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sokak, özgürlük derken hastane çalışanları çaresiz

Sokak, özgürlük derken hastane çalışanları çaresiz
A+ A-
KADİM ÜLKER / VİYANA

Avusturya korona önlemleri çerçevesinde 22 Kasım Pazartesi gününden itibaren dördüncü kez kapanıyor. Kapanma kararının hükümet tarafından açıklandığı gün aşı zorunluluğunun da getirildiği duyuruldu. Avusturya sağlık bakanı, “Aşıdan başka çarenin kalmadığını” ifade etti. Toplumun önemli bir kesimi üçüncü aşı için yoğun kuyruklar oluştururken, aşı olmayanlara 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren aşı zorunluluğu getirildi. Zorunluluğa rağmen aşı olmayanlara 3.600 avroya kadar ceza kesileceği de kamuoyuna yansıyan hükümet kararı oldu. Parayı ödeyemeyenler ise hapis yatacaklar. Bütün bu kararlar açıklandıktan sonra sokaklar doldu taştı.

22 Kasım’da kapanmadan önce son alışveriş günü olan 20 Kasım günü milyonlarca Avusturyalı alışveriş merkezlerine hücum ettiler. Alışveriş merkezlerine hücum edenler şüphesiz sadece Avusturyalılar olmadı, Avusturya’nın alışveriş merkezleri ülkeye komşu olan Macaristan, Çekya ve Slovakya gibi ülkelerden gelenlerle de doldu taştı. Zira katolik dünyasının önemli günü olan Noel yaklaşmakta ve Noel alışverişine daha sonra tekrar kapanmalardan dolayı vakit de olmayabilirdi.

Avusturyalıların bir kesimi alışveriş ile meşgulken, diğer kesimi ise Avusturya federal hükümetinin almış olduğu korona önlemlerine karşı sokağa çıktı. Ya protesto eylemine katılmak ya da alışveriş yapmak gerektiğini düşünmüş olacak ki, dışarı çıktığımda komşum Zoran bana “Protesto yürüyüşüne mi gidiyorsun” diye soruyordu. “Hayır” cevabına da “Neden özgürlük için mücadele etmiyorsun?” diye soru soruyordu. Zoran eski Yugoslav kökenli. Diğer Yugoslav kökenliler gibi şiddetli bir şekilde korona olayının abartılı bulduğunu ve zaten olayın da bir komplo olduğunu düşünenlerden. Avusturya’da yaşayan eski Yugoslav kökenliler arasında Zoran gibi düşünenler çoğunlukta.

Polisin verdiği rakama göre 40 bin, organizatörlerin açıklamasına göre 100 bin insanın katıldığı korona tedbirlerinde de “özgürlük, vücut benim vücudum, aşıya karşıyım, hükümet halkını değil sınırlarını kontrol et” gibi onlarca talep ve protesto konusu dile getirildi. Protesto eylemine aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi (FPÖ) çağrıda bulundu ve FPÖ ev sahipliği yaptı. On binlerce insanın katıldığı protesto eylemine FPÖ parti başkanı Herbert Kickl katılamadı. Kaderin cilvesi bu ya, korona önlemleri karşıtlığı ile de tanınan aşırı sağcı parti başkanı Kickl koronaya yakalanmıştı. Koronaya yakalandığı günden itibaren bir daha hakkında açıklamada bulunulmamıştır. “Özgürlük, benim vücudum,aşıya karşıyım, bizi değil ülke sınırlarını kontrol et hükümet, mülteci gelmesin” seslerinin yükseldiği ve ciddi sayıda katılımın gözlemlendiği protesto eylemine Kick katılmasa da, sade vatandaşların dışında parti arkadaşları, Neonaziler, aşırı sağcılar ve ırkçıların katıldığı Avusturya devlet televizyonunun ana haber bültenlerinde dile getirildi.

Sokaklar alışveriş ve korona önlemlerini protesto eylemi ile dolup taşarken, hastanelerden de çaresizlik çığlıkları gelmeye başladı. Koronadan hasta olanların sayısı günden güne arttığı açıklanırken, hastanelerin yoğun bakım bölümlerinde sıkıntılar yaşandığı dile getirilmeye başlandı. Bu kapasiteni yeterli olmamasının temelinde hem yeterli sağlık personelinin bulunmaması hem de yatak ve teknik ihtiyaçların eksikliği bulunmaktadır. Aslında Avusturyalı ülkelerinin güzelliği ve sağlık sisteminin iyi işlemesi ile her an gurur duyabilir düşüncesi her ortamda dile getirilir. Ancak korona hastalarının artmasıyla hastanelerde daha önce de sık sık dile getirilen sorun yine dile getirilmektedir. Bu da korona hastalarının yoğunluğundan dolayı, tedavisi zorunlu olan diğer hastalara tedavi uygulanamayacağı biçimindedir. Hastane yetkililerinin basına yansıyan açıklamalarına göre yeterli personal ve yatak kapasitesinin olmaması ve hasta sayısının sürekli artması ile doktorların hastalar arasında bir tercih yapmayla karşı karşıya kalacaklarıdır. Yani triyaj. Korona tedbirleri olan, zorunlu aşı ve kapanma, maske ve mesafe gibi önlemlere karşı onbinleri sokağa döken partinin genel başkanı Herbert Kickl’in korona tedavisinde protesto eylemcilerinin “özgürlük” sesleri ve protestocuların taşıdıkları plakat fotoğrafları mı kullanılacak acaba?

Avusturya Korona Hastane