19 Kasım 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Son üç yılda hanelerin gelir ve tasarrufları eridi

Kovid dönemindeki istihdam kayıplarına dikkat çeken iktisatçı Yükseler, 'Özellikle kendi nam ve hesabına çalışanların istihdam ve gelir kaybı ile işgücü ödemelerindeki azalış hane halkı harcanabilir gelirini olumsuz etkilemiştir.' tespitini yaptı.

Son üç yılda hanelerin gelir ve tasarrufları eridi
Iğdır'da bir hazır giyim işletmesi. (AA)
A+ A-
EKONOMİ SERVİSİ

Devlet Planlama Teşkilatı'nın eski uzmanlarından, iktisatçı Zafer Yükseler ekonomide 2009-2022 dönemini inceleyen bir çalışmaya imza attı. İktisatçı Yükseler, kurumsal sektör hesaplarını analiz ederek hane halkının üretim değeri içindeki payının gerilemesinin nedenlerini kaleme aldı. “Makronomik Bakış” adlı blogunda yer alan analizde Yükseler, 2009-2022 dönemi genelinde mali şirketlerin toplam üretim içindeki paylarında belirgin bir değişim olmazken, son yıllarda genel devlet ve hane halkının payında düşüş gözlendiğini not etti. Buna göre, “Hane halkının toplam üretim içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 18.3 iken bu pay 2020-2022 döneminde yüzde 15.9’a geriledi. Ekonomide şirketleşmenin yaygınlaşması, çiftçiler ile kendi nam ve hesabına çalışanların gelirlerindeki düşüş, hane halkının üretim değeri içindeki payının gerilemesine yol açtı.”

ŞİRKETLERİN PAYI ARTTI

Çalışmaya göre, hanehalkı harcanabilir gelirinin toplam gayri safi harcanabilir gelir içindeki payı da son yıllarda düşüş gösterdi: “2009-2019 döneminde hanehalkı harcanabilir gelirinin toplam harcanabilir gelir içindeki payı yüzde 68.6’dan, 2020-2022 döneminde yüzde 62.7’ye geriledi. Benzer durum, genel devlet harcanabilir gelirinde de gözlendi. Genel devletin payı da yüzde 16.9’dan yüzde 15.2’ye düştü. İncelenen dönemde mali olmayan ve mali şirketlerin harcanabilir gelir içindeki paylarında yükseliş gözlendi. Mali olmayan şirketlerin gayri safi harcanabilir gelir içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 11.1 iken, bu pay 2020-2022 döneminde yüzde 16.9’a çıktı. Aynı dönemde mali şirketlerin payı da yüzde 3.4’ten yüzde 5.2’ye ulaştı.”

Kovid-19 salgınının hizmetler kesiminde istihdam ve gelir kaybına neden olduğunu anımsatan Yükseler, “Özellikle kendi nam ve hesabına çalışanların istihdam ve gelir kaybı ile işgücü ödemelerindeki azalış hane halkı harcanabilir gelirini olumsuz etkilemiştir. Salgının neden olduğu vergi kayıpları ve transfer harcamalarındaki artışta genel devlet harcanabilir gelirinde düşüşe neden olmuştur. 2015 sonrasında mali olmayan ve mali şirketlerin toplam harcanabilir gelirden aldıkları payda yükseliş gözlenmiş ve 2020-2022 döneminde de yüksek seviyelerini korumuşlardır.” dedi.

12 YIL ÖNCESİNE GERİLEDİ

Hane halkının tasarruflar içindeki payında da son yıllarda önemli bir düşüş gözlendiğini tespit eden iktisatçı Yükseler, “2009-2019 döneminde hanehalkı tasarruflarının toplam tasarruflar içindeki payı yüzde 34.3’ten, 2020-2022 döneminde yüzde 24.3’e gerilemiştir. 2009 yılında yüzde 10.5 olan hanehalkı tasarruf oranı 2015-2017 dönemindeki yükselişin ardından son yıllarda tekrar düşüş göstermiştir. 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 12.2 olan hanehalkı tasarruf oranı, 2020-2022 döneminde yüzde 11.1, 2022 yılında ise yüzde 10.5 olmuştur.” ifadelerini kullandı.

TÜİK'in yayınladığı kurumsal sektör hesaplarına göre, ekonomide 2009 yılında 1.8 trilyon lira olan toplam çıktı (üretim) değeri, 2018 yılında 7.4 trilyon lira, 2022 yılında ise 32 trilyon lira oldu. Ekonominin temel üretici kurumunu mali olmayan şirketler kesiminin oluşturduğunu belirten Yükseler, 2009-2019 döneminde toplam üretimin ortalama yüzde 71'inin mali olmayan şirketler tarafından yapılırken, bu oranın 2020-2022 döneminde yüzde 74.4’e yükseldiğini not etti.

DEVALÜASYON İHRACATA YARADI

İncelenen dönemde üretim üzerinde etkili olan mal ve hizmet ihracat ve ithalatında da önemli değişim gözlendiğini ifade eden iktisatçı Yükseler, şunları kaydetti: “2009-2019 döneminde üretim değeri içinde mal ve hizmet ihracatının payı yüzde 13.5, mal ve hizmet ithalatının payı ise yüzde 15 olmuştur. Bu oranlar, 2020-2022 döneminde, sırasıyla, yüzde 17.1 ve yüzde 18.2’ye yükselmiştir. Toplam mal ve hizmet ihracatının şirketler kesimi üretimine oranı ise, sırasıyla, yüzde 18.4 ve yüzde 22.2 olmuştur. Son yıllarda Türk lirasındaki reel değer kaybının özellikle mal ve hizmet ihracatı üzerinde olumlu etkileri olduğu görülmektedir. Ancak 2020 yılında mal ve hizmet ihracatının üretime oranında, Kovid-19 nedeniyle turizm gelirlerindeki düşüşten kaynaklanan ciddi bir düşüş meydana gelmiştir. Mal ve hizmet ithalatında gözlenen yükselişe ise faizlerdeki düşüşün etkisiyle parasal olmayan altın ithalatında yaşanan aşırı artış neden olmuştur.”

BORCUN GELİRE ORANI AZALDI

Hanehalkının milli gelir içindeki üretim, gelir ve tasarruf oranlarının azalmasına karşın Merkez Bankası'nın yayınladığı Finansal Hesaplar Raporu'nun 2022 son çeyrek sonuçlarına baktığımızda şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor: Hanehalkı borçluluğuna ilişkin göstergelere bakıldığında; hanehalkı borcunun GSYİH’ye oranı (yüzde 11), borcun toplam finansal varlıklara oranı (yüzde 23) ile borcun harcanabilir gelire oranı (yüzde 40) bir önceki döneme göre yakın seyretti. 2019'un son çeyreğinde durum neydi diye bir göz attığımızda ise; “hanehalkı borcunun GSYH’ye oranı ile borcun harcanabilir gelire oranı bir miktar artış göstererek sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 45 olarak gerçeklemiş, borcun toplam finansal varlıklara oranı ise yüzde 31 seviyelerinde yatay seyretmiş” Buna göre hanehalkı borcunun harcanabilir gelire oranı 2019'da yüzde 45 iken 2022 sonunda yüzde 40'a gerilediği görülüyor.

İstihdam tasarruf TÜİK gelir devalüasyon