11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Son yemek

MUHARREM YERLİ

Son yemek
A+ A-

Ne masalar kuruldu bu topraklarda,

Nice masalar devrildi bu topraklarda.

Bozuk tohumu tutmadı bu topraklar,

Güneş doğmadı üzerine,

Su akağını değiştirdi.

Bu toprağın üstündekiler,

Aç gezdi tok sallandı.

Seyid Ali bir tas hoşafla girdi güllenin

altına

Düşman belliydi.

Bakmayın siz masanın başındakilere

O masanın ayakları,

Uhud kadar, Bedir, Hendek kadar...

Kutsal bir savaş meydanın topraklarına kurulu

Devrilecek, yıkılacak o masa!

Anzavur Ahmet oturuyor bir ucunda,

Bir ucunda yüzü pudralı Çopur Musa,

Örs'ü dükkanda bırakmış,

Amerikan Çekiç'i ile gelmiş Asena.

Kravat ile oturuyor Dersimli Rıza...

Beri yanında Ebu Suud...

Hepsinin dirseğinde "demokrat" yaması...

Zelzele çıksa...

Tufan kopsa,

"Bunlar birbirini yer" diye

Nuh

Almazdı hiçbirini gemisine...

Birini alır ötekini atardı coşmuş ummana...

Kendi çöpünden topluyor efendi

Birilerinin artıklarını,

Akşamdan kalan yemekler bir kazanda...

"Baba bir, ana ayrı üvey evlatlar gibi,

Nasıl da gülümsüyorlar,

Washington Post objektifine!

Ne zavallı bir şey;

Şu ölümlü dünyada,

Bir başka ülke adına çalışmak,

Hiç bir ihanetin mezarı yok oysa!

Düşmanın yüzen dağını devirdi,

Seyit Onbaşı...

O onbaşı, on yıllardır

Bu milletin yüreğinde on binbaşı...

Var mı bir örneği daha...

Her kasım ayında saatini kurup yola çıkan bir millet...

Ve o saat gelinde kendini olduğu yere çivileyen bir ulus...

Nasıl iradeleri alınmış,

Nasıl bir ant içmişler,

Neye söz vermişler,

Ne almışlar karşılığında,

Duydunuz mu,

Hiç biri aday olmayacakmış!

Böyle buyurdu Özgür Özelleri...

Nasıl da hemen belli oldu:

O masanın kiralık olduğu!

İşte böyle;

Omuzuna basılarak oturtulduğun masadan

Kendi iradenle kalkamazsın.

Sizi o masada oturtanlara ve size cevap

Her biri "Sakarya" gibi meydanlardan geliyor;

İndirdiğiniz şalterleri kaldıracaklar geliyor.

Saltanatını kurduğunuz doların

Saltanatını yıkacaklar geliyor...

Ürettiğini almayan köylüyü,

Baştacı edenler geliyor.

Söndürdüğünüz bacaları

Tüttürecekler geliyor.

Topunuzu kaçırttığı efendinizin yanına gönderecekler geliyor...

"Binmeyin el atına, tez inersiniz"dendi size

Öz dağına yaslanıp,

Kendi atına binen Koç Köroğlular geliyor...

Söyleyin kiralık masanızın şef garsonuna;

Bu masayı devirecek, yaman bir uğultu geliyor...

Son Dakika Haberleri