Soner Polat da bir 'Emre'ydi

Henüz etimolojik (kökenbilimsel) kanıtlarım yok ama devrimci sezgilerim var. “Emre” sözcüğünün “bir yola, bir teşkilata giren, o teşkilatın iktidar olması için mürşitlerden (yol göstericilerden, ustalardan) emir almayı kabul eden, emre giren” anlamına geldiğini düşünüyorum. 13'üncü yüzyılda soyadı kanunu olmamasına rağmen birçok Anadolu ereninin ikinci adının “Emre” olması bir tesadüf olamaz. Tapduk mesela; mürşidi (yol göstericisi) Hacı Bektaş-ı Veli idi, emrine girdi, Tapduk Emre oldu. Yunus mesela; mürşidi (ustası) Tapduk idi, emrine girdi, Yunus Emre oldu.

Hangi Tapduk? Bizim Tapduk.

Emre giren Tapduk. Tapduk Emre.

Hangi Yunus? Bizim Yunus.

Emre giren Yunus. Yunus Emre.

Emre olmak demek bir davaya bağlanmaktır. Yol doğruysa, mürşit de üryansa (malsız, mülksüz ise) öyle bir mürşidin “müridi” olmak, verilebilecek en doğru karar, bu gezegende yapılabilecek en doğru iştir. Mürşit varsa demek ki mürşide ihtiyaç var demektir. Mürşit varsa “mürit” de vardır. Bu iki kavram birbirini gerektirir.

TÜRK MİLLETİNİN EMRİNDE BİR ÖMÜR

Soner Polat bir Emre idi. Vatan Partisi'nin emrine girdi, şehir şehir dolaşıp konferanslar, eğitimler verdi, uçak krizini çözmek üzere Rusya'ya giden heyetin başkanlığını yaptı, dostluk köprüleri kurmak üzere defalarca Suriye ve İran'a gitti, kanal kanal dolaşıp televizyonlarda Vatan Partisi'nin stratejisini ve çözümlerini anlattı, masa çalışmalarına katıldı, caddelerde Aydınlık gazetesi sattı.

Öncü partinin emrine girmek, geniş anlamda tüm mazlum milletlerin yani insanlığın, dar anlamda Türk milletinin emrine girmek demektir. Bundan daha güzel bir "makam" olabilir mi?

Soner Polat komutan maddi-manevi her şeyiyle Türk milletinin ve onun öncü kuvveti Vatan Partisi'nin emrine girmişti.

Hangi Soner?

Emre giren Soner.

Soner Polat Emre...

Sevgili komutanım!

“Emre”lik seninle soy bağımızdır, biz de “Emre”yiz!

Sana söz veriyoruz!

Kemalist Devrimi tamamlayacak, tam bağımsız ve demokratik Türkiye'yi yeniden kuracağız!
Gözün arkada kalmasın, huzurla uyu!