Soruşturma üç kişiye yoğunlaşacak
Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin davada, sanık avukatı Hüseyin Ersöz, failin bulunması için yeni bir soruşturma başlayacağını söyledi. Ersöz 'Hablemitoğlu’nu Eskişehir’de takip eden üç kişinin cinayetle bağlantılı olabileceğini, kimliklerinin tespit edilmesi için araştırma yapılacağını' aktardı
Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin görülen dava devam ederken yeni bir soruşturma süreci gündeme geldi. Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu ve ailenin avukatı Ersan Barkın’ın verdiği dilekçede, tetikçinin, dava sanıklarından Ahmet Tarkan Mumcuoğlu olmayabileceği, asli failin kim olduğunun tespiti için suç duyurusunda bulunulmuştu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Şengül Hablemitoğlu ve Avukat Barkın, savcılığın bu kararına itiraz ederken Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği itirazı kabul ederek savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının (KYOK) kaldırılmasına karar verdi. Böylece, Hablemitoğlu suikastına ilişkin yeni bir soruşturmanın önü açıldı.
AVUKATTAN AÇIKLAMA
Diğer yandan sanıklardan Levent Göktaş'ın avukatı Hüseyin Ersöz, yeni gelişmeyle ilgili açıklama yaparak şunları söyledi:
“Necip Hablemitoğlu cinayeti davasına bakan Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi, Mustafa Levent Göktaş hakkında verdiği tahliye kararı ile birlikte ‘dinlenen tanık beyanları karşısında cinayeti T. M.’nin işlememiş olabileceği’ değerlendirmesiyle gerçek faillerin tespiti için suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmada verilen KYOK kararı, Sulh Ceza Hakimliğine yapılan itiraz üzerine kaldırıldı.
"Savcılık kararının kaldırılma gerekçesi ise ‘Eskişehir ADD ve Migros’ta’ merhum Hablemitoğlu’nu takip eden kişilerin, cinayetle de bağlantılı olabileceği, bu sebeple kimliklerinin tespit edilmesi için gerekli araştırmanın yapılması gerektiğiydi. Bu karar üzerine soruşturma yeniden başlayacak.”
Ersöz, önceki gün görülen duruşmada verilen ara karara ilişkin de şunları kaydetti:
“Duruşmada, yargılanan sanıkların ‘yaşadıkları şehri terketmemek’ şeklindeki adli kontrol kararlarının kaldırılması talepleri de reddedildi. Oysa ki, dosya kapsamında dinlenen tanıklar, cinayeti işlediği iddia edilen T. M.’nin, cinayet tarihinde Kazakistan’da olduğunu teyit etmişti. Yargılama süresince dosyaya, sanıklar aleyhine bir delilin girmediğini, aksine ‘kuvvetli suç şüphesini kaldıran’ gelişmelerin yaşandığını da ifade etmek gerekiyor.
"Kanımca, davaya olan ‘kamuoyu ilgisi’, mahkeme heyetinin adli kontrol kararlarının kaldırılması konusunda tereddüt yaşamasına neden oluyor. Ancak algılar bir kenara bırakılarak olgulara itibar edilmesi; ne olursa olsun, hukuka ve vicdana uygun bir karar verilmesi gerekiyor. Tek beklentimiz adil yargılanma hakkına uygun bir sürecin işletilmesi.”