08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 25°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Sosyal devlet ilkesini hatırlayın’

Ülkemizde her yıl en az bin 500 emekçi iş kazalarında, en az 10 bin emekçi de meslek hastalıklarında hayatını kaybediyor. MMO’dan yapılan açıklamada emekçileri korumak için işçi sağlığı ve iş güvenliği sisteminin yeniden düzenlenmesi gerektiği vurgulandı; ‘Sosyal devlet ilkesi hatırlanmalı’ denildi

‘Sosyal devlet ilkesini hatırlayın’
A+ A-
EMEK SERVİSİ

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Kovid-19 salgını sürecinin işçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları ve çalışma yaşamının sosyal devlet ilkeleri gereğince yeniden düzenlenmesinin gerekliliğini gösterdiği belirtildi.

Meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından alınan bir kararla 2003 yılından bu yana her yıl farklı bir temanın öne çıkarıldığı 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, 2015 yılından bu yana Türkiye’de anıldığı belirtilen açıklamada Kovid-19 salgın süreci dolayısıyla işçi sağlığı ve iş güvenliği ile çalışma yaşamının acil sorunlarının, bu yılki başlıca konu olduğu ifade edildi.

2019 yılı sonundan itibaren bütün dünyayı etkileyen salgının, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavram ve uygulamalarının önemini bir kez daha ortaya koyduğu vurgulanan açıklamada şunlar kaydedildi:

‘SOSYAL DEVLET’ VURGUSU

“Koronavirüsün ‘sınıf-ırk vb ayrımı olmaksızın herkesi etkilediği’ iddia edilse de, önlem alınmadan (zorunlu ve acil işler dışındaki) üretim ve hizmetlerin Kovid-19’un etkilerinin de eklendiği ağır koşullarda devam etmesi, tüm çalışanların salgınla daha çok karşı karşıya bırakıldığını ve sistemin acımasız sınıfsal ayrımcılığını bir kez daha göstermiştir.

“Pandemi, emperyalist-kapitalist dünyanın ‘küreselleşme’sinin ve neoliberal düzenin emekçilerin düzeni olmadığını, sosyal devletten vazgeçmenin işçiler, emekçiler, kendi emeği ile geçinenler için yıkım oluşturduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özellikle kısmi süreli işçiler, geçici işçiler, kadın, çocuk, göçmen işçiler, ev işlerinde çalışanlar için sosyal koruma sistemlerindeki eksikliği ve acımasız çalışma koşullarını daha da görünür kıldı. Ayrıca işsizler ordusuna yeni milyonlar katıldı.

“Pandemi, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin yıllardır söylediğimiz yaklaşımın doğruluğunu bir kez daha ortaya koydu: İşçi sağlığı ve iş güvenliği, işyerleri ile ve 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası’nın kapsamı ile sınırlı değildir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği; insanca çalışma hakkı, tam zamanlı, kadrolu iş güvencesi hakkı, sosyal güvenlik hakkı, örgütlenme hakkı, insanca yaşanacak ücret hakkı başta olmak üzere temel sosyal haklardan ayrı tutulamaz.”

ACİL ÖNLEMLER

Açıklamada yapılması gereken acil düzenlemeler ise şöyle sıralandı:

  • Kapitalizmin 40 yılı aşan neoliberal döneminde tasfiye edilen sosyal devlet ilkesi hatırlanmalı, sosyal devletin gerektirdiği politikalara dönülmelidir.
  • Pandemi çalışanların sağlık hakkının yok sayıldığını ispat etmiştir. Yaşam hakkı, sağlıklı yaşam hakkı, sağlıklı koşullarda çalışma, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşabilmenin öncelikli insan haklarından olduğu hatırlanmalı, düzenleme ve uygulamalar bu gereklilikler üzerinden yeniden kurgulanmalıdır.
  • İş güvencesi ile işçi sağlığı ve iş güvenliğinin birbirini tamamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar insana yakışır norm ve standartta bir sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır.
  • Zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalıdır.
  • Çalışılan işyerlerinde pandemiye ilişkin olarak göstermelik önlemler yerine, bulaşmayı gerçekten ortadan kaldırılacak önlemler alınmalı, Kovid-19 tespit edilen işyerlerinde faaliyetler durdurulmalıdır.
  • Kovid-19 vakaları, başka bir değerlendirmeye gerek duymaksızın iş kazası olarak kabul edilmelidir, sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak değerlendirilmelidir.
  • Ülkemizde meslek hastalıkları tespit edilmemektedir, meslek hastalığı tespit süreci, tüm vakaların tespitine olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  • 6331 sayılı İş Sağlığı Kanunu’nda var olan “çalışmaktan kaçınma hakkı” talepleri hemen kabul edilmeli, bunun yanında işyeri koşulları uygun hale getirilmelidir.
  • Günlük 39 TL’lik ödeme ile işsizliğin ve ücretsiz iznin bir farkı yoktur, işten çıkarma ve ücretsiz izin yasaklanmalıdır.
  • Durdurulan işlerde çalışanlara herhangi bir ücret maddi kaybına yol açmaksızın İşsizlik Fonu’ndan ödeme yapılmalıdır.
  • Pandemi döneminde Fon’dan yapılan ödemeler, ileride de işsiz kalınması durumunda “mahsuplaşma” gerekçesi olmaktan çıkarılmalıdır.
  • Kayıtdışı çalışmakta iken işini kaybeden işçilere en az asgari ücret düzeyinde destek sağlanmalıdır.
  • Köprü, tünel, otoyol, havaalanı, şehir hastanesi vb yerler için verilmiş olan yolcu, araç, hasta garanti ödemeleri durdurulmalı, bu kaynaklar, işsiz kalanlar ve işyerlerini kapatmak zorunda kalanlara destek olarak verilmelidir.
  • Sigortasız ve sendikasız çalıştırma yasaklanmalı, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
  • Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.
  • Özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.
Son Dakika Haberleri