26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sosyal hezeyan

Kimsenin şiir yazma özgürlüğüne müdahale hakkımız yok. Velev ki dünyanın en kötü şiirini yazsa da. Ama şiiri, şairinden ayrı bir yere koyamayız. Bugün maalesef şairlere ait olmayan bazı şiirler, okul kitaplarına bile girebiliyor

Sosyal hezeyan
Sahte şiirlerini paylaştığınız şairlerin, düşüncelerini de sahteleştiriyorsunuz
A+ A-
YENER AKSOY

1981 yılında gösterime giren Hababam Sınıfı Güle Güle isimli filmde karakterlerden biri sınıfta kendi şiirim diye Orhan Veli'nin Anlatamıyorum şiirini okuyunca, edebiyat öğretmeni Mehmet Bülbül müdahale ederek şiirin aslında Orhan Veli'ye ait olduğunu ve bunun bir hırsızlık olduğunu söyler. Teknolojinin çok yaygın olmadığı ve henüz bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olmadığı dönemlerde çok yapılırdı bu. Bir şairin şiirini kendi şiiriymiş gibi okuyanlar aramızda çoktu.

Bir de büyük şairlerin müstear isimle şiir yayımlamaları vardı ki bu da edebiyatımızın her döneminde sıklıkla görülen bir yöntemdi. Örneğin; dönemin Tan gazetesinin ikinci sayfasında “Bu da benden” isimli köşede yazılar yazan Orhan Selim, Nâzım Hikmet'ten başkası değildi. Nâzım'ın Orhan Selim anıları başka bir yazımızın konusu olsun diyerek bunu burada kapatalım.

Müstear isimle yazılar, şiirler yayımlamanın gayet normal hatta kimi durumda bir mecburiyet olduğu herkesin hemfikir olduğu bir konu. Üstelik eserin sahibinin eseri istediği isimle yayınlama hakkı olduğunu da unutmamak gerekir. Gelelim başka birinin şiirini kendi şiirimiz gibi göstermeye. Olayın ahlaki boyutunu bir tarafa bıraktığımızda bunun da kabul edilebilir bir durum olduğunu linç yeme pahasına da olsa söylemek zorundayım. Çünkü şiir, şairinin olduğu kadar okurunundur da. Şiiri sahiplenen bir okurun, kendi şiiri gibi söylemesinin edebi anlamda hiçbir zararı yoktur. Hatta faydası olan bir durumdur ki; iyi şiirin yayılmasına isteyerek yahut istemeyerek önayak olur.

Sosyal hezeyan - Resim : 1
Bazı şairler müstear isimle şiir yazarlar. Nâzım Hikmet de, Orhan Selim imzasıyla yazılar kaleme almıştır.

BİR TAKIM SÖZLERİ ŞAİRLERE İSNAT ETMEK

O günlerden şimdiye çok zaman geçti, deyim yerindeyse köprünün altından çok sular aktı. Artık bilgiye ulaşmanın süresi, birkaç saniyeyle eş değer. Sosyal medya o kadar hızlı büyüyor ki Seul'de yaşanan bir olaydan, Nijer'de yaşayan birinin aynı anda haberi olabiliyor. Bir bilginin teyit edilmesi en fazla beş dakikamızı alıyor. Bu yüzden artık kimsenin “Yağmur Kaçağı” şiirini kendi şiiriymiş gibi göstermesi mümkün değil. Ama artık daha büyük bir tehlike var. Birtakım söz öbeklerini şairlere isnat ederek paylaşma hastalığı. Bu konu ülkemizde o kadar vahim bir duruma ulaştı ki. Milli Eğitim Bakanlığı 2013- 2014 eğitim öğretim yılı için ortaöğretim 10. sınıflara dağıttığı “Dil ve Anlatım” kitabında “Her Şey Sende Gizli” adlı şiir Can Yücel imzasıyla girmiş! “Sevdiğin kadardır ömrün.../Gülebildiğin kadar mutlusun./ Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin/Sakın bitti sanma her şeyi/Sevdiğin kadar sevileceksin.” dizelerinin yer aldığı bu şiir “sahte”. Üstelik Can Yücel'in bir şiirini dahi okuyan, Can Yücel'i biraz olsun anlama zahmetine girişen birinin bu şiiri Can Yücel'in yazmayacağını bilmesi gerekir. Bununla birlikte onlarca cümle öbeği; Nâzım'a, Can Yücel'e, Cemal Süreya'ya dayandırılmış durumda. Geçmiş yıllarda herkesin bildiği, tanıdığı bir oyuncu, çok izlenen bir kanalda son derece seksist, cinsiyetçi bir şiir okuyarak şairine Can Yücel demiştir. Oysa Can Yücel'in şiirlerindeki o mizahtan, ironiden bir zerre dahi taşımayan bu şiir tabii ki Can Yücel'e ait değildir.

Sosyal hezeyan - Resim : 2
Can Yücel'e ait olmayan bir şiir Milli Eğitim Bakanlığının 2013- 2014 eğitim öğretim yılı için ortaöğretim 10. sınıflara dağıttığı “Dil ve Anlatım” kitabında yer aldı.

HALK SAĞLIĞI KADAR CİDDİ

Bu durum en az halk sağlığı kadar ciddi bir olgudur kanımca. Çünkü şiir bir milletin öz belleğidir, kimliğidir hatta yaşam tarzıdır. Şiir geçmiş dönemde yaşanmış olaylar hakkında en objektif bilgiyi, en cesur biçimde geleceğe aktarma şeklidir. Daha önceleri bir yazımda bahsetmiştim. Şairler dünyanın en cesur insanlarıdır. Herkesin korktuğu dönemde kral çıplak diyebilen kişilerdir. “Açılsın kapılar şaha gidelim” diyebilen de bir şairdir. Bolu Beyi'ne selam gönderen de. Hiroşima'da ölenler için yas tutabilen de bir şairdir, yiğidin soğan ekmeğe muhtaç olmasına dertlenen de.

Cemal Süreya'yı Üvercinka'dan değil de Twitter'daki arabesk cümlelerden öğrenen, Can Yücel'in Yaşasın Cumhuriyet şiirinden haberi olmayıp, kadın dediğin, erkek dediğin gibi cinsiyetçi şiirler yazdığını sanan bir neslin yetişmesi demek, şiddeti meşrulaştıran, linç kültürünü normalleştiren bir topluma dönüşmemiz demektir. Son dönemde artan intihar vakalarının, kadın cinayetlerinin, sokaktaki dostlarımıza yapılan işkencelerin sebeplerini tartışadursun sosyologlar. Tüm olumsuzlukları siyasi parametrelere yüklemeye çalışan zihinlerden de arındıktan sonra tüm benliğimle söylemek isterim ki sebep edebiyat eksikliği.

Çünkü şiiri intihar meyilliliği, insan vücudunun metalaşması olarak gören. Şiiri tüm insani ve ahlaki değerleri yozlaştırma özgürlüğü olarak algılayan. Hatta bu tip söz öbekleriyle yapılan edebiyatı okuyan tüm hasta kişilikler bunu kendilerinde hak olarak görmekte. Can Yücel ne demiş “Erkek dediğin avucunun içiyle kavrayacak kadını” diyerek söze başlayan birey kendi yaptıklarını onaylatmak için Can Yücel'i kullanmakta.

Sosyal hezeyan - Resim : 3
 Şairler dünyanın en cesur insanlarıdır. Herkesin korktuğu dönemde kral çıplak diyebilen kişilerdir. “Açılsın kapılar şaha gidelim” diyebilen de bir şairdir.

ŞİİRİ ŞAİRİNDEN AYRI KOYAMAYIZ

Bu yaşadığımız sosyal hezeyan çağımızın vebasıdır. Toplum tarafından kabul görmüş kimselere bu yapılanlar, cinsiyetçi, seksist, ataerkil, empati duygusundan uzak, hiç kimseye, hiçbir şeye saygısı olmayan bir toplumun yetişmesine neden oluyor. Kimsenin şiir yazma özgürlüğüne müdahale hakkımız yok. Velev ki dünyanın en kötü şiirini yazsa da. Ama şiiri, şairinden ayrı bir yere koyamayız demiş İsmet Özel. Şiir benim düşüncemdir. Sahte şiirlerini paylaştığınız şairlerin, düşüncelerini de sahteleştiriyorsunuz. Şiir dediğiniz sözcük öbeklerini kendi gerçek şairleriyle paylaşın ki; herhangi bir sosyal mecrada Cemal Süreya'nın Kehanet şiirine denk gelen biri bir nebze olsun Cemal Süreya'dan bir şeyler öğrensin. Çünkü onlardan öğrenecek hala çok şeyimiz var. Bizim hala onlara ihtiyacımız var.

Son Dakika Haberleri