21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Soyadı, ne aile ne eşitlik meselesidir’

AYM, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan ve kadının yalnızca evlenmeden önceki soyadını kullanmasını engelleyen hükmü eşitliğe aykırı bularak kanunun iptalini istedi.

‘Soyadı, ne aile ne eşitlik meselesidir’

Evlenen kadınların eşinin soyadını alma zorunluluğunu getiren kanunun iptali, Resmi Gazete’de yürürlüğe girmeyi bekliyor. Karar daha yürürlüğe girmemişken tartışmalar başladı. Toplumun bir kesimi hükmün iptalini kadın için “özgürlük” olarak nitelendirse de, bir kesim Türk aile yapısını zedeleyen bir durum olacağını öne sürdü. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, bu değişikliğin kadın mücadelesiyle alakalı olmadığını söyledi. Oygür, “Türk aile yapısının korunmasındaki esas mesele neoliberal yozlaşmaya karşı mücadele etmektir, soyadı değişikliği değildir.” diye konuştu. CKD Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan da Türk Medeni Kanunu’nda bu hükmün eksik kaldığını, yerinde bir karar olduğunu söyledi.

‘ÖNEMLİ BİR KAZANIM DEĞİL’

Oygür, hükmün iptalinin kadınlar için önemli bir kazanım olmadığını söyleyerek şöyle konuştu: “Annenin ayrı soyad, baba ile çocuğun ayrı soyad olmasında kadın lehine nasıl bir durum çıktığını anlayabilmiş değilim. Kadın lehine önemli bir gelişme olarak görmüyorum. Zaten kadınlarımız aile soyadlarını da taşıyabiliyorlardı. O bakımdan önemli bir kazanım olarak görmek bizim açımızdan mümkün değil. Biz daima kadın-erkek eşitliğini üretim ilişkilerinde arıyoruz ve mücadele de buradan kazanılacaktır.”

‘SOYADINDAKİ DEĞİŞİKLİK AİLE YAPISINI BOZMAZ’

Yeni alınacak kararın Türk aile yapısını etkilemeyeceğini söyleyen Oygür, esas tehdide işaret etti: “Türk aile yapısına neoliberal saldırıyı ciddi bir sorunumuz olarak görüyoruz. Aile yapımızın saldırı altında olduğu bir gerçek. Fakat soyadı konusuyla bunu çok ilişkilendiremiyorum. Zaten son derece az ailede böyle bir durumun görüleceği tahmin edilebilir. Aile yapımızın korunması esas itibariyle bizim soyadı meselelerinden değil bizim cumhuriyet kültürüyle tekrar donanmamız ve çocuklarımızı geleneğimize göreneğimize ve cumhuriyet devrimimize göre eğitmeyi en öne koymamızla mümkün olacaktır. Biz aile yapımızı esas olarak neoliberal yozlaşmış kültürü toplumumuzdan silerek güçlü kılacağız.”

‘BU BİR EKSİKLİKTİ’

CKD Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan da kararı hukuki açıdan değerlendirdi. Kadan, alınacak kararda zorunluluğun olmamasının önemli bir gelişme olduğunu ifade etti: “Kadın-erkek eşitliği açısından olumlu bir gelişme oldu. Soy bağını ve aile birliğini bozar mı gibi düşünceler var, ben böyle bir şeyle bozulacağına inanmıyorum. Olması gereken düzenlemeydi. Pek çok ülkede de bu var zaten. Şimdi burada zorunluluk da yok, o da güzel. İsteyen istediği soyadını kullansın. Özgürlük içerisinde olması çok iyi. İlla kimse bunu alacaksın demiyor. Aslında Medeni Kanun’nda kadın hakları lehine pek çok değişiklikler yapılmıştı. Bu bir eksiklikti, bence bu eksikliğin giderilmesi iyi oldu.”

BÜYÜK BİR DEĞİŞİKLİK OLMAYACAK

Karar yürürlüğe girince akın akın talep olacağını düşünmediğini söyleyen Kadan, şöyle konuştu: “Aslında bu olay çok elzem bir olay değil. Kadının şu an toplum tarafından ikinci plana itilmesi o kadar çok ki, soyadla mı bilinç yükselecek? Bu sadece bir eksiklikti. Düzenlenmeliydi ve düzenlendi. Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra Türkiye'den müthiş bir talep gelmez. Ama yine de talep eden olur.”

İSVİÇRE 2013'TE DEĞİŞTİRDİ‘Soyadı, ne aile ne eşitlik meselesidir’ - Resim : 1

Türk Medeni Kanunu, 1926 yılında İsviçre Medeni Kanunu baz alınarak hazırlandı. İlerleyen süreçte Türk Medeni Kanunu’nda toplumun yapısına göre değişiklikler yapıldı. Evlilikte kadının eşinin soyadını alması hükmü de İsviçre Medeni Kanunu’ndan gelen bir hüküm. İsviçre, 2013 yılında kanunda değişiklik yaparak “soyadının değişmezliği” ilkesini benimsedi.

ÇİN'DE GELENEKSEL

Çin’de kadınlar, geleneksel olarak kendi soyadını evlendikten sonra da sürdürüyor. Çin Medeni Kanunu’nda kadın ve erkeğin evlilik birliği içinde eşit haklara sahip olduğu ve her birinin kendi soyadını kullanmaya devam edeceği ifade ediliyor.

AVRUPA’DA ÇEŞİTLİLİK HAKİM

İtalya’da ise daha fazla seçenek var. Buna rağmen 1975’ten beri kadınlar yasal olarak soyadlarını değiştiremiyorlar. Onlara verilen seçimlik hak ile kocalarının soyadlarını kendi soyadları ile birlikte kullanabiliyorlar. Hollanda’da kâğıt üzerinde her zaman doğumla kazanılan soyadları geçerli. Burada kadınlar yalnızca özel durumların varlığı halinde eşlerinin soyadlarını kullanabilir. Belçika hukukunda ise evlilikten sonra soyadı değiştirilmesine izin verilmiyor.

Soyadı AYM Medeni Kanun CKD Tülin Oygür