Sözde Ermeni hükümetinden Biden’a: Emrinizdeyiz!
'Batı Ermenistan Hükümeti' adını alan bir grup, ABD Başkanı Joe Biden'a 'Emrinizdeyiz' mesajı gönderdi
Batılı merkezlerden beslenen ve sözde ‘Batı Ermenistan Hükümeti’ adını alan bir grup, son iki yıldır Türkiye’ye karşı faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Sözde devletin sözde başkanı Armenak Abrahamyan, 14 Temmuz'da Birleşmiş Milletler Yerli Halkları Uzmanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Karabağ'daki savaş nedeniyle Azerbaycan ve Türkiye'yi soykırımcı ilan etti.
Abrahamyan, sözde soykırımı kabul eden ABD Başkanı Biden'a yazdığı teşekkür mesajında da, “Sayın Başkan, size bir kez daha saygılarımı sunuyorum ve birlikte barışın inşasını devam ettirmek için emrinizdeyim.” ifadelerini kullandı. Abrahamyan, Sevr Antlaşması'nın yıldönümünde düzenlenen etkinliklere de katıldı, konuşma yaptı. 10 Ağustos 2020'de yaptığı konuşmada Abrahamyan, katılan ülke temsilcilerine Türkiye'ye karşı kendilerine destek vermelerini istedi.
1915-1918 YILLARINDA İNGİLİZLERİN HİZMETİNDE
Sözde ‘Batı Ermenistan Hükümeti’, 1915-1918 yıllarında İngiliz emperyalizminin hizmetinde Anadolu’yu işgal etmek amacıyla Van ilimiz ve çevresinde kurulan sözde ‘Batı Ermenistan Yönetimini’ sürdürme iddiasında.
Biden’a hizmet etmeye hazır olduklarını ilan eden bugünkü sözde ‘Batı Ermenistan Hükümeti’nin kuruluşu, 17 Aralık 2004’e dayanıyor. O dönem Ermenistan işgali altında bulunan ve Artsakh adını verdikleri Karabağ’da sözde ‘Batı Ermenistan Ulusal Konseyi’ kurarak harekete geçtiler. Ardından 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ni parçalayan ‘Wilson Prensibi’nde yer alan ‘halkların kendi kaderini tayin hakkına’ dayanan bir bildirge kabul edildi. 2014 yılı Ocak ayında, daha önce yaptıkları seçimler sonucunda, sözde Batı Ermenistan Milli Meclisi (Parlamento)’nin oluşturulduğu ilan edildi, bu Meclis de Cumhurbaşkanı seçimi yaptı.
Türkiye’yi işgalci, sömürgeci ilan eden sözde devlet, Asala terör örgütünü ‘özgürlük savaşçısı’ olarak tanımlıyor. Tanınmak için BM'ye başvuran kukla grup, 2016’da Sevr Antlaşması'nı da imzaladıklarını açıkladılar.
Sözde ‘Batı Ermenistan’ grubu, 2017’de hazırladıkları “Batı Ermenistan Ermenilerinin ve Batı Ermenistan halklarının savunulmasına yönelik hukuki ve siyasi birleşik paket”te Türkiye’yi bölme emellerini yazılı hale getirdiler. Metnin daha önsözünde ‘soykırım’ yalanı savunuluyor. Aynı metinde, Asala'nın saldırıları ‘silahlı özgürlük mücadelesi’ olarak tanımlanıyor. Kukla grup, seçim yaparak sözde parlamento oluşturuyor, sözde cumhurbaşkanı ve merkezi Paris'te bulunan bir ‘sürgünde hükümet’ belirliyor…
YERALTI KAYNAKLARIMIZA GÖZ DİKTİLER
Biden’e selam duran sözde ‘Batı Ermenistan’ grubu, yayınladıkları sözde bildirgede, Türkiye’nin yeraltı ve yer üstü kaynaklarına göz diktiklerini ilan ediyorlar:
“Batı Ermenistan’ın doğal zenginlikleri; toprak, yeraltı kaynakları, hava sahası, su ve diğer doğal kaynakları, ekonomik, entelektüel, tarihi ve kültürel imkânları ‘Batı Ermenistan’ Ermenilerine aittir. Batı Ermenistan’ın doğal zenginliğine sahip olma, onu kullanıp yönetme şekli Batı Ermenistan hükümetinin kabul ettiği yasalarla belirlenir. Batı Ermenistan Hükümeti Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları içerisinde milli servete sahiptir. Bunların içinde altın ve elmas rezervleri, para fonunda ise pay hakkı mevcuttur.”
ÖZ SAVUNMA GÜCÜ KURMUŞLAR
Kukla grup, sözde öz savunma güçleri kurmuş. Hazırladıkları bildirge ve kararnamelerde şu ifadeler yer alıyor:
“Batı Ermenistan Ermenileri öz savunma güçleri, Batı Ermenistan Ermenilerinin yaşadığı tüm bölgelerde oluşturulacak ve onun yegâne amacı, gerektiğinde Ermenilerin ve Ermenistan’ın savunması olacaktır.”
KARABAĞ’I KENDİLERİNE BAĞLADILAR
Sözde devlet, 1 Mart'ta çıkardığı sözde yasayla Artsakh olarak tanımladığı Karabağ'ı, kendilerine bağlı özerk bir yapı olarak kabul etti: “Batı Ermenistan Cumhuriyeti, 1920’den beri Batı Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne saygı duyarak Artsakh Ermeni halkının kendi kaderini tayin hakkı ile ilan ettiği Artsakh’ın özerkliğini tanımaktadır.”
BM'YE 'BİZİ TANIYIN' BAŞVURUSU
Sözde devletin BM'ye başvuru gerekçeleri şöyle:
“BM’ye üye olmak, ABD’nin 28. Başkanı Woodrow Wilson’un, 22 Kasım 2011 tarihinde aldığı Tahkim Kararı’nın uygulanması ve Batı Ermenistan Cumhuriyeti’nin onayını Tahkim Kararı’yla sınırları belirlenmiş alanda gerçekleştirmek, Batı Ermenistan ve Kilikya topraklarının askersizleştirilmesi ve Türk işgal kuvvetlerinin oradan uzaklaştırılması, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sınırının çizilmesi.”
TÜRKİYE'YE KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI
Sözde devlet Türkiye'nin terörle mücadelesi kapsamında yürüttüğü Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonlarını da hedef almaktan kaçınmadı. TSK'yı istilacı ilan eden grup, Yunan, Ermeni ve Asurilere Türkiye'ye karşı birlikte hareket etme çağrısı yaptı:
“Her ne olursa olsun, bir şey çok nettir; açık, keyfi bir siyasi karar gerçekleştirilmiş, egemen bir ülkenin toprakları istila edilmektedir. Sonuç aynıdır. TSK'nın hiçbir şekilde orada bulunma hakkı yoktu ve şimdi de yoktur.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 1974'te Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuzey kesiminin işgali için cezasız kaldı. Bugün, bölgenin Yunan, Ermeni, Asuri ve diğer milletlerine ve onların ulusal ve manevi liderlerine, tarihsel olarak cezasız kalan işgalciye karşı direnmek, birleşik bir taktik ve strateji geliştirmek ve güçleri birleştirmek için çağrıda bulunuyoruz. İşgal altındaki bölgelerin geri verilmesi ve uluslarımızın ihlal edilmiş haklarının restorasyonu sorununda takipçi olmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz. Sadece bu tür ortak, birleşik güçler ve çabalar ile Büyük Ortadoğu, Balkanlar, Akdeniz ve Karadeniz havzalarındaki halklara ve devletlere yönelik Türk devlet terörüne son verebileceğiz. Biz hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün Ortadoğu ve Akdeniz’de yürüttüğü o vahşetlere tanık oluyoruz ve onlar Suriye’nin, Irak’ın, Kıbrıs’ın ve en önemlisi de bölgedeki insanların yaşam ve refahlarına, devletliğine ve egemenliğine dolaylı zarar veriyor. Bu tür Türk kanunsuzluklarına bir son vermeliyiz.”