Sözleşmeli erler kamuda istihdam haklarını istiyor

Terörle mücadelede ön cephede vatanı için canını hiçe sayarak 7 yıl boyunca görev yapmış sözleşmeli er Mehmetçiklerin kamuda istihdam sorunu devam ediyor. Kamuda atama bekleyen 3 bin civarındaki sözleşmeli erden yalnızca 200’ü mülakata çağırıldı. Sözleşmeli er Mehmetçikler kendilerine ayrılan kontenjana ve cephede birbirine canlarını emanet eden askerlerin mülakatlarda birbirine rakip yapılmasına tepki gösterdiler.
Atama bekleyen sözleşmeli erler Ümit Şerif ve Yunus Yıldırım konuya ilişkin Aydınlık’a açıklamada bulundu. Sözlerine devlet kurumlarının, terörle mücadelede en ön safta canını hiçe sayıp yıllarca en zorlu şartlarda fedakarca görevde bulunmuş olan fedailerini sahipsiz bıraktığını belirttiler.

SİLAH ARKADAŞLARINI BİRBİRİNE RAKİP ETTİLER

Ümit Şerif sözleşmeli erlerin atama sorununu şu ifadelerle anlattı: “Hizmet süresini tamamlamış yaklaşık üç bin sözleşmeli er Mehmetçik müjdeli olan atanma haberini beklerken, halihazırda gündemde tüm kamu kurum ve kuruluşları on binlerce istihdam sağlarken Mehmetçikler için sadece takribi yüz kişilik kadro açıldığı ortaya çıktı. Bir de bu takribi yüz kişilik istihdam kadrosunda her bir kadro başına iki kişi mülakata çağrılıp omuz omuza mevzide vatanını müdafaa eden silah arkadaşlarını yarıştırma pozisyonuna soktu.”

‘HAKSIZLIK VE AYRIMCILIK’

“Maalesef ki, devletimiz bu yaptığı beklenmedik olayda sanki; bu vatanın fedai müdafilerini oyalarmışçasına, savsaklarmışçasına, adetâ umut tüccarlığı yaparmışçasına geçiştirmek için böyle bir durum sergiledi. Bu şekilde yapılması yıllardır hakkını almak için mücadele eden sözleşmeli er Mehmetçiklerin büyük tepki vermesine sebep oldu. Mücadelemizde en önemli vurgumuz ‘hiçbir sözleşmeli er Mehmetçiğe ayrımcılık ve haksızlık olmadan herkesin atanması’ idi ama ne yazık ki haksızlığın ve ayrımcılık yapıldı.
“Silahlı kuvvetlerimizde şerefiyle görev süresini tamamlayıp yıllardır mağdur bir şekilde atanma hakkını bekleyen Mehmetçikler uğradığı büyük hüsranla umutları, hayalleri ve planları yıkıldı. Bazı silah arkadaşlarımız hakkını bir türlü alamamasından ötürü girdiği bunalım sonucunda ve hayatındaki belirsizlikler yüzünden intihar edeceğini söylemektedirler. Eğer adetâ umut tüccarlığı mağduru olmuş bu arkadaşlarımız intihar ederler ise devletimizin ve milletimizin vicdanı rahat olacak mıdır? başlarını yastığa her koyduklarında rahat yatabilecekler midir? Bu sorumluluğun yükünü omuzlarında hissedecekler midir?

‘SİLAH ARKADAŞLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRÜLDÜ’

“Bu yapılan haksızlıkla vatan savunmasında aynı cephede omuz omuza nöbet tutan silah arkadaşlarını ister istemez birbirlerine düşürmüşlerdir. Değerli silah arkadaşlarım, mülakata çağrılan veya çağrılmayan hepimizin morali kuşkusuz ki çok bozuktur. Ne mülakata çağrılan arkadaşlarımız sevinçlerini yaşayabilmişlerdir ve yürekleri buruk kalmıştır ne de geride kalan silah arkadaşlarımız memnun değildir.

‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Sözlerinin sonunda silah arkadaşlarına seslenen Ümit Şerif, haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini şu ifadelerle anlattı: “Değerli silah arkadaşlarım; iyi veya kötü bir şekilde herkesin mücadelesi ile vaziyet bugünkü noktaya kadar getirildi. Tabii ki bundan sonra mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, ne zaman mücadelemizden vazgeçersek işte o zaman kaybetmiş oluruz. Şu an düştük ama artık daha güçlü bir şekilde ayağa kalkacağız. Madem bize böyle bir hak verildi bu hakkımızı alana kadar, bir tane bile atanmamış silah arkadaşımız olmayana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”

‘MÜLAKAT İSTEMİYORUZ’

Atama bekleyen Sözleşmeli erlerden Yunus Yıldırım da sorunu ve arkadaşlarının yaşadığı mağduriyetleri şöyle anlattı: “Biz mülakat istemiyoruz. Çünkü en büyük mülakatımızı bu vatana hizmet ederek, aldığımız nitelik puanıyla zaten verdik. Ancak 300 arkadaşımız mülakata çağrıldı. Haliyle de bu Mehmetçikleri hüsrana uğrattı. Bizleri de derinden üzdü ki ben arkadaşlarımın temsilcisi olarak mülakata çağrılmama bir gram sevinemedim. Eşiyle ayrılma derecesinde olan arkadaşlarımız var. Deprem bölgesinde her şeyini kaybeden arkadaşlarımız var. En azından bu atama olursa hayata bir yerden tutunurum deyip hakkının verilmesini bekleyen arkadaşlarımız var. Ama ne yazık ki olmadı.”