08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Tıbbın Köşe taşları: Eski çağlardan beri Spor Hekimliği - 1

Spor hekimliği tıp alanına görece 20. yy girmiş olsa da eski çağa değin uzanmaktadır. Her ne kadar spor takımları uzun yıllar boyunca takım hekimleri çalıştırmış olsalar da, spor hekimliğinin ayrı bir sağlık dalı olması geç 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır

Spor hekimliğinin tarihçesi nedir? Spor hekimliği ne zaman ortaya çıktı? Spor hekimleri ne yapar? Doktorların ilk uzmanlık alanı spor mu?
A+ A-
DR. EREN FIRAT

Spor hekimleri, tıp eğitimini tamamlamış ve spor hekimliği veya 'spor ve egzersiz hekimliği' dallarında uzmanlaşmıştır. Spor hekimliği alanında uzmanlaşma doktorun ilk uzmanlık alanı olabilir (Avustralya, Hollanda, Norveç, İtalya gibi). Bazı ülkelerde ise fiziyatri, aile hekimliği, pediatri veya ortopedik cerrahi gibi bir uzmanlığın bir alt uzmanlık dalı da olabilmektedir.

Tıbbın Köşe taşları: Eski çağlardan beri Spor Hekimliği - 1 - Resim : 1

UZMANLIK ALANI

Spor hekimliği kişilere uygun sportif etkinliklerin belirlenmesi, uygulanması, spor esnasında ve sonrasında meydana gelebilecek belirli sağlık sorunlarının önlenmesi, geliştiği takdirde tedavi ve takibinin yapılması ve sporla ilişkili yaralanmaların tedavi edilmesi ile ilgilenen uzmanlık dalıdır. Spor hekimliği ihtisası bütünüyle spor özelinde gerçekleşen sağlık sorunlarına odaklanarak, sportif aktivitelerin sağlıklı şekilde gerçekleştirilmesini hedefler.

Spor Hekimliği hem koruyucu hem de tedavi edici hekimlik uygulamalarını içine alan multidisipliner bir uzmanlık dalıdır ve Tababet Uzmanlık Tüzüğü’ne göre Spor Hekimliği alanında uzmanlık almış hekimler tarafından uygulanır.

Spor Hekimliği egzersiz fizyolojisi ve biyokimyası, spor travmatolojisi ve sportif iyileştirme gibi konulara odaklanmakla birlikte sporcuların ve rekreaktif amaçlı spor yapanların düzenli statik ve dinamik muayenelerini yapma, performanslarını ölçme ve izleme, spor yaralanmalarının oluş mekanizmalarını saptama ve yaralanma insidansını azaltma, antrenmanların sporculara daha yararlı olmasını sağlama ve yaralanan sporcuların en kısa zamanda eski performans düzeylerine ulaşmalarını sağlama hizmetleri vermektedir.

Ayrıca obezite, koroner kalp hastalıkları, osteoporoz, diyabet, astım ve bazı kanser türleri gibi birçok kronik hastalığın önlemesine ve/veya tedavisine yönelik egzersiz reçeteleri ve uygulamaları da Spor Hekimliğinin hizmet alanları içerisinde yer almaktadır.

GLADYATÖRLERİN YARA BAKIMCISI

Spor ve tıp birlikteliğini tarih boyunca sürdürmüş iki konu olarak birçok kaynakta karşımıza çıkmaktadır. Hipokrat (İ.Ö. 460-377) bir klinisyen olarak vücudun aşırı zorlanması durumunda sağlık sorunları çıkabileceğini belirtmiştir. Philostratos ise (İ.Ö. 3. yy.) insan performansının fizyoloji ile ilgisi konusunda ilk yorum yapanlardan birisi olarak bilinmektedir.

Claudius Galen (İ.Ö. 201-131) Spor Hekimliği tarihinde önemli bir yere sahiptir ve spor hekimliğinin babası olarak anılmaktadır. Bergamalı olan bu düşünür ve hekim daha sonra Roma’ya göç etmiş ve gladyatörlerin “yara bakımcısı” olmuştur. Romalıların boş zamanlarını hamamlarda ve eğlence yerlerinde geçirmelerinin sağlıklarını bozacağını belirtmiş ve egzersizlerle sağlığın korunabileceği konusunda kitaplar yazmıştır.

ROMA’DAN HİNDİSTAN’A

Batılı kaynakların dışında daha önceki dönemlere ait bilgiler araştırıldığında Çin’de Huang-Ti Hanedanı zamanında Kung-Fu olarak bilinen, önceleri Tao’cu rahipler tarafından uygulanan ve daha sonra halkın benimseyip yaygınlaştırdığı bedensel hareketlerin bugün İsveç jimnastiği olarak bilinen egzersizlerin kökeni olduğu anlaşılmaktadır. Bu egzersizler hekim-rahipler tarafından hastalara önerilmekteydi ve uygulamalar Hindistan’a kadar yayılmıştı.

Bunlara ek olarak İranlı ve Mısırlıların da ampirik uygulamaları olduğunu ve egzersiz ile tıp konularını birleştirdiklerini görmekteyiz. İbn-i Sina (980-1037) eserleriyle yüzyıllar boyunca Batı tıp bilimlerine yol gösterici olmuştur. Eserlerinde bedensel egzersizlere oldukça önemli bir yer ayırmış ve ‘‘El Kanun Fit Tıp’’ adlı eserinin ‘‘Hıfzıssıhha’’ bölümünde bugün için dahi geçerli olabilecek sınıflamalarla egzersizleri incelemiştir.

Leonardo Da Vinci’nin (1452-1529) çok yönlü çalışmalarından bazılarının insan hareketleri ile ilgili olduğu ve biyomekanik üzerine yazdıklarının birçok araştırmacıya ışık tuttuğu bilinmektedir. Rönesans ile birlikte bedensel aktivitelere ilgide bir artış olmuştur. Hieronymus Mercurialis (1530-1606), 1596’da Venedik’te “Jimnastik Sanatının Kitabı” adlı bir eser yayınlamış ve bir bakıma Spor Hekimliğinin o güne kadar olan gelişimini kaleme almıştır ki bu eser altı baskı yapmıştır.

16. yüzyılda egzersizler sistematik olarak ele alınmış ve beden eğitiminin kültürel gelişimdeki yeri vurgulanmıştır. Reform ile birlikte kilise beden eğitimine sahip çıkmaya başlamıştır. 17. yüzyılda ise bedensel aktivitelerin paramiliter amaçlara hizmet etmek üzere planlandığı ve ordu mensuplarına antrenmanlarla kondisyon kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir.

HAFTAYA: 19. Yüzyılda spor ve tıp

Tıp spor egzersiz Roma Hindistan