Suya kota çağrısı
Makina Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, su kaynaklarının tükenme riskiyle ile ilgili açıklamalarda bulundu. Günden güne artan endüstriyel üretim, hızlı nüfus artışı, şehirleşme, tarım ve turizmde kontrolsüz su kullanımı gibi etkenlerin risk oluşturduğunu aktardı
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Antalya Şube Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca, su kaynaklarının tükenme riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti, yetkililerin kaynak kullanımında acilen kota bazlı tedbirler alması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. İbrahim Atmaca, yaptığı açıklamada, iklim krizinin yanı sıra günden güne artan endüstriyel üretim, hızlı nüfus artışı, şehirleşme, tarım ve turizmde kontrolsüz su kullanımı gibi etkenlerin, temiz su kaynaklarının geleceği konusunda büyük bir risk oluşturduğunu anlattı.
Atmaca, temiz su kaynaklarında baş gösteren kirliliğin de riskin boyutunu artırdığına dikkat çekerek, “Son zamanlarda en çok konuşulan konu enerji kaynaklarındaki daralma ve maliyetler gibi görünse de asıl riskin su kaynaklarında olduğu gözden kaçmamalıdır. Zira enerjide oluşabilecek kriz, yenilenebilir enerji kullanımı da dahil birçok alternatif ile çözülebilir nitelikteyken tükenen su kaynakları için çarenin olmayacağı akıllardan çıkmamalıdır.” dedi.
Kaynak kullanımında acilen kota bazlı tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Atmaca, “Özellikle tarım ve turizmde kullanılan su miktarı için alınacak önlemler, su kaynaklarının geleceği ve güvenliği için son derece önemli olacaktır. Tarımsal sulamada ürün cinsi ve miktarı bazında, turizm de ise tesisin bulunduğu bölgenin iklimi ve yatak kapasitesi bazlı kota tanımlamaları, kontrolsüz su tüketiminin önüne geçecek önemli bir tedbir olacaktır.” diye konuştu.
BİLİNÇSİZ SONDAJ
Atmaca, gerek tarım gerekse de turizmdeki en büyük tehlikenin, bilinçsiz ve kontrolsüz açılan sondaj kuyuları olduğunun altını çizerek, “Gereğinden fazla ve kontrolsüz olarak yeraltından çekilen su hem su hem de enerji kaybıdır. Kuyu pompaları ile günden güne daha derinden çekilen su için ciddi oranda enerji kullanımları söz konusudur.
"Bu nedenle bilinçsiz ve kontrolsüz sondajlar, su ve enerji kaynağımızın son derece kontrolsüz kullanımı anlamını taşımaktadır. Bu noktada başlıca önlem ise yapılacak denetimler olmalıdır. Kuyu pompalarının tespiti zor olduğundan kaçak kuyuların varlığı denetlenirken kurumsal iş birliklerine gidilebilir, standart elektrik tüketimindeki artışların nedenlerinden yola çıkılarak ruhsatsız kuyular belirlenebilir.” önerisinde bulundu.
TURİZM TESİSLERİ ÖRNEK OLMALI
Ülkemiz için turizmin son derece önemli olduğunu, bu alanda yapılacak verimlilik uygulamalarının ise örnek teşkil edecek nitelikte olması gerektiğini aktaran Atmaca, şöyle devam etti:
“Tesislerde, özellikle kontrolsüz yapılan peyzaj sulamasının yanı sıra havuzlardan ve klimaların soğutma kulelerinden buharlaşan yüksek miktarlarda su kütlesi söz konusudur. Büyük bir otel tesisinin klima sistemi soğutma kulelerinde havaya buharlaşan suyun miktarı sadece bir saatte 14 metreküplere kadar çıkabiliyor.
"Bu suyu ikame etmek için hazırlanan su şartlandırılırken de yaklaşık 4 metreküp su, atık hale geliyor. Yani sadece bir tesiste bir saatte 18 metreküp su, klimaların soğutma kulelerinden buharlaşarak ya da atık olarak yok olabiliyor. Bir de havuzlardan buharlaşan su miktarı düşünüldüğünde, sadece tek bir tesiste tüketilen suyun büyüklüğü dikkat çekici boyutlara ulaşabiliyor.”
TARIMDA SU TAKİP EDİLMELİ
Tarımsal alanda özellikle ürün bazlı planlamaların da su kaynağının geleceği için son derece önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. İbrahim Atmaca, “Ürün tercihinde eğilimlerden ziyade, kaynak güvenliği ve geleceği bazlı önlemler alınmalı, aşırı su tüketen ürünler kısıtlanmalıdır. Tarımda da suyun maliyetinin ödeniyor olması kullanımı için yeterli olmamalı, modern ve verimli sulama sistemlerine geçiş süreci daha da hızlanmalı, otomasyona bağlı olarak tüketilen su sürekli takip edilmeli, kota aşımlarında oluşacak maliyetler tüketimi azaltacak tedbirlerin alınmasında teşvik edici olmalıdır. Bu alanda yapılacak kota düzenlemelerinde ürün cinsi ve miktarı etken olmalı, bu alanda da standart bir mevzuat hazırlanmalıdır.” diye konuştu.