08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Süleyman Soylu 15 Temmuz’u anlattı! Joe Biden'dan AK Parti'ye 'Soylu' telefonu...

Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 15 Temmuz'da yaşananları anlattı. 15 Temmuz'un arkasında ABD'nin olduğunu bir kez daha vurgulayan Soylu, darbe girişimi öncesi ABD Büyükelçisi'nin kendisini ziyaret etmesi ve Joe Biden'ın AK Parti MYK toplantısına bağlanmasına kadar tüm ayrıntıları açıkladı.

Süleyman Soylu 15 Temmuz’u anlattı! Joe Biden'dan AK Parti'ye 'Soylu' telefonu...

Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 8. yıldönümünde 15 Temmuz 2016'daki FETÖ'cü darbe girişimini anlattı.

Odatv İmtiyaz Sahibi Gazeteci Soner Yalçın'ın "Oradaydım" belgeseline konuk olan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'BİR ŞEYDEN HABERLERİ VAR MI DİYE GELDİ?'

"15 Temmuz öncesi Amerikan Büyükelçisi benden de ısrarla randevu istedi. Ben vermedim. Vermemek istedim. Fakat Büyükelçi ben 'çalışma hayatıyla ilgili birkaç şey sormak istiyorum' deyince 'buyursun gelsin' dedim. Daha sonra Amerikan Büyükelçisi'nin geldiği zaman dilimiyle olanları birleştirince, zannediyorum bunların bir şeyden haberi var mı diye geldi. Çünkü konu, onun birini ziyaret edeceği kadar mühim bir konu değildi. Bakışlarındaki bir şey arar hal hala gözümün önündedir."

'KARARGAH VE KRİZ MERKEZİ: ÇANKAYA KÖŞKÜ'

"Boğaz köprüsündeki hareketliliğin haberini alır almaz Sayın Başbakanı aradım. 'Nasılsınız' dedim. 'Galiba darbe oluyor, siz neredesiniz' dedim. 'Ben şimdi köprüyü çıktım' dedi. Ben, 'Bu hatlardan konuşmayalım' dedim. O da 'Bu hatlardan konuşmayalım' dedi. 'Kendinize dikkat edin' dedim. 'Benim ne yapmamı istersiniz' dedim. Dedi ki, 'Bence Çankaya'ya geç ama bütün arkadaşları da ara oraya gelsinler' dedi. Bence ilk etapta hem sorulan soru doğru bir soruydu, hem de verilen cevap doğru bir cevaptı. Bir karargah ve bir kriz merkezi oluşturulmalıydı. Tabii Çankaya'da bizi ne bekliyor bilmiyoruz. Ben oradan çıkarken birçok Bakan arkadaşımı aradım."

'TEZGAHA GELDİK'

"Köşke giderken Mehmet Muş beni aradı. 'Bakanım' dedi, 'Muğla'ya Marmaris'e takviye yapmamız lazım'. Dedim ki, 'Muğla'da Marmaris'e neyimiz var Mehmet Bey?'. 'Cumhurbaşkanımız var' dedi. İşte ben o zaman Mehmet'e de söyledim. Mehmet oyuna geldik dedim, tezgaha geldik. Yani Ankara'da Cumhurbaşkanlığı korunması başka bir şeydir. Tedbirler alınmış vaziyettedir. Ama Muğla bir tatil beldesi, oraya en az sayıda korumayla gidilir. Kimseyi rahatsız etmemek üzere bir kurgu oluşturur. Ve ondan sonra da hem Doğru Yol Partisi'nden kalan arkadaşlarımı, hem AK Parti Teşkilatlarımızı teker teker arayarak oraya gidip bir canlı kalkan oluşturmaları lazım geldiğini ifade etmeye çalıştım."

'KİM GELİRSE VURUN'

"Çankaya Köşkü'nün kapısının önüne geldim. Kapı kapalıydı. Kararmış bir durum vardı. Arkadaşlar benim olduğumu öğrenince açtılar kapıları. Ben indim arabadan aşağıya. Şu andaki gibi hatırlıyorum. 'Burası sizin namusunuzdur. Buraya bizim dışımızda kim gelirse vurun' dedim."

'ÇOĞALAMAYAN BİR KUVVET'

"TRT'de bildiriyi okudukları ilk andan itibaren çoğalan bir darbeci yapısı değil, tam tersi sürekli olarak aşağıya inen, yani çoğalamayan bir kuvvetle karşı karşıyaydık. Biz bunu tespit ettik. Bu bizi biraz daha cesaretlendirdi ve biz orada bir karar verdik. Dedik ki 'Meclise gideceğiz'. Meclis kapısının önüne geldiğimizde, üstümüzden uçak sonik bir patlamaya yaratarak geçti"

'TRT ALINABİLECEK DURUMDA...'

"TRT'nin binasından haber geldi. İçeriden bir arkadaşımla yaptığım görüşmeye göre, çalışanların odaya kilitlendiğini öğrendim. Rejiye el konulduğu iddiaları da var. O esnada kuzenim Sadık Soylu'dan bir telefon geldi. Dedi ki 'İnsanlar gitmek istiyorlar, nereye gitsinler? TRT'ye gitsinler' dedim. Ve bir yarım saat sonra bir telefon daha geldi. 'TRT'de şu anda alınabilecek bir durumda. Moral motivasyon yüksek, insanlar önünde birikmiş durumda. Eğer siz de gelirseniz bir moral takviye olacak ve bu moral takviyeyle TRT alınacak' denildi. Ben de Meclis Başkanımızla konuştum, 'Geliyoruz o zaman' dedim."

'ANKARA EMNİYETİ'NİN ÖNÜNDE SİLAHLAR DAĞITILDI'

"Biz TRT'nin önüne indik. Orada bir kalabalık var. Kalabalık gelince bize böyle bir tezahürat yaptılar. Ve biz o kalabalıkla birlikte oradan hep beraber yürüyerek TRT'ye girdik. Önümüzden birkaç el silah sesi geldi. Kimini sağa çekerek, kimini sola çekerek yukarı doğru yürüdük. Bizden önce bir grup var. Biz de onların hemen peşi sıra oraya çıktık. O esnada, Ankara Emniyeti'nin önünde silah dağıtıldı. Doğru, Ankara Emniyeti'nden silah dağıtıldı ancak daha sonra silahlar da toparlandı. Çok az kayıp silah var. İki elin parmakları kadar silahın geri dönmemesi söz konusu bile eğil. Şunu da söyleyeyim, yani o gece elimde bir silah yeteneği olsa ben o insanlara hepsine silah veririm. Ama böyle bir kabiliyetim yok. Silah verirdim çünkü o insanlar, Türkiye'yi darbeden kurtarmak için canını ortaya koymuş ve darbecilere karşı çıplak elleriyle oraya gelmişler."

"TRT'ye girdiğim an orayı basan yarbay, darbeci yarbay orada. Biz arkadaşlarımızla beraber hemen onun elbisesini üzerinden aldık. Onunla böyle bir itiştik. Ben telsizine vurdum, telsiz düştü. Telsiz kırıktır zaten ucundan. O yarbayın elbisesini de sıyırdık. Ondan sonra TRT spikerimiz konuştu."

'GİTMEDİĞİME HALA PİŞMANIM'

"TRT'nin ardından Meclis'e doğru yola çıktık. Kızılay'a geldiğimde Abdülhamid Gül'ü aradım. Abdülhamid Bey, bana 'Meclis'in bombalandığını ve sığınağa indiklerini' söyledi. 'Senin gelmene gerek yok' dedi. 'Bence sen Çankaya Köşkü'ne geç' dedi. Benim içimin sızılarından bir tanesi. Ben Genelkurmay'a gitmeliydim. Ama ben Genelkurmay'da öyle bir hareketlilik olduğunu da bilmiyorum. Benim orada gitmem gerekirdi, çünkü bizim 20 kişiyiz yani, 20 kişilik bir tim. Orada o mücadeleyi verebilme kabiliyetine sahibiz. Fakat oraya gitmediğime hâlâ pişmanım."

'AKINCILAR ÜSSÜ'

"Ben Çankaya Köşkü'ne geldikten sonra beni Haluk İpek aradı. Dedi ki, bir komşum seninle görüşmek istiyor. Şu anda Akıncılar üssünde. Hemen telefonu verdi, aradım. Kendisi orada sivil bir personel. Dedi ki 'Şu anda ben buradayım, damadım da burada. Buraya başına çuval geçirmiş insanlar geldi. Bu gelenlerin Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri ve Kuvvet Komutanları olduğunu düşünüyoruz' dedi. Biz o saatte anladık ki, Genelkurmay'dan alınanlar Akıncılar'a götürülmüş."

'ONU ORADA ÖLDÜRECEKTİK'

"Eğer darbeyi yapan veya bir numarası olarak değerlendirilen Akın Öztürk, Çankaya Köşkü'ne gelseydi onu orada öldürecektik. Karar vermiştik. Ve bu işi ben kendi üzerime almıştım. Aşağıdaki odayı alacaktık, onu yukarı çıkarmayacak, orada da gereğini yerine getirecektik. Biz daha sonra Kahramankazan'daki cenazelere gittik. Giderken beni Habertürk, yayınına aldı. Bu darbenin arkasında 'Amerika vardır' diye söyledim."

BİDEN'DEN AK PARTİ'YE TELEFON

"Daha sonra bana bizim bir Genel Başkan Yardımcımız tarafından aktarılan şey şu, benim 'Bu darbenin arkasında Amerika vardır' sözlerimden sonra bugünkü ABD Başkanı dönemin Başkan Yardımcısı Biden, AK Parti'nin MYK toplantısına bağlanmış. 'Sizin Çalışma Bakanınız darbenin mesulü Amerika'dır' demiş diyor. Binali Bey'de ustalıkla lafı geçiştiriyor veya gerekli cevabı veriyor. Ben bu kadar ayrıntısına hakim oldum. O günden itibaren de bir Amerika maceramız başladı. Birkaç kez Amerika tarafından istenmeyen adam ilan edilinceye kadar, birçok meseleye kadar hep devam etmiş oldu."

Süleyman Soylu'nun, 'Oradaydım' belgeselinin tamamı Odatv Youtube kanalında yayınlanıyor.

Süleyman Soylu 15 Temmuz FETÖ ABD Joe Biden