Süleymancıların suçları ‘terör’de
Süleymancılar tarafından dolandırılan İş insanı S.K.’nın CİMER üzerinden yaptığı şikayeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna gönderildi
İş insanı S.K.’nın Süleymancılar tarafından dolandırıldığı iddiasıyla açtığı davada yaşanan hukuksuzluklar, Çağlayan Adliyesi Terör Savcılığına gönderildi.
S.K., cemaatin yönettiği Zeytinburnu Ömer Avni Yel Öğrenci Yurdu’nun baş hocası ve dernek başkanı tarafından dolandırıldığı iddiasıyla dava açmış, bilirkişilerin sahte raporlar düzenlediği ve bu sebeple davanın aleyhinde sonuçlandığını belirtmişti.
Mahkeme başkanının, Sayıştay görevlilerinin, HSK memurlarının ve bilirkişilerin örgütlü şekilde hareket ederek kendisine kumpas kurulduğunu ileri süren S.K., yaşadıklarını CİMER üzerinden Adalet Bakanlığına şikayet etti. Bakanlık, şikayeti Çağlayan’daki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna gönderdi.
PARA CEMAATİN HOCASINA AKTARILDI
Ortağı H.H.K tarafından dolandırıldığı iddiasıyla 2014’te dava açan S.K., dava sürecinde şirket hesaplarındaki paraların hukuksuz şekilde Süleymancı hocalar V.Ö. ve kardeşi Y.Ö.’nün hesaplarına aktarıldığını iddia etmişti.
S.K., şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulundu ancak mahkeme, bilirkişinin “sahte belge” üzerinden hazırladığı raporu dikkate alarak karar vermişti. “Sahte bilirkişi raporu” iddiası Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ile Sayıştay’a taşındı ancak iş insanı S.K. yine aynı manzarayla karşılaştı. Sayıştay’ın atadığı 3 bilirkişi, önceki bilirkişinin sahte olduğu ileri sürülen belgeyle hazırladığı raporun aynısını oluşturmuştu.
HSK memurları ise sürece ilişkin herhangi bir inceleme başlatmamıştı.
BİLİRKİŞİ DEKONTLARINI RAPORA EKLEMEDİ
1993-1995 yılları arasında lise öğrencisiyken Zeytinburnu’ndaki yurtta kalırken Süleymancılarla tanışan S.K., ilerleyen yıllarda cemaat üyeleriyle ortak şirket kurdu.
Ancak şirket hesaplarından izni ve bilgisi dışında 2009-2012 yılları arasında yaklaşık 480 bin lira çıkarıldığını ileri süren S.K., konuyu yargıya taşıdı.
10 yıldır mahkemelerde hakkını arayan S.K., sorumlusu olduğunu düşündüğü Süleymancı hocaların cezalandırılmasını talep etti.
Aydınlık’ın dava dosyasından ulaştığı bilgilere göre, Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, iddiaları araştırmak üzere görevlendirdiği bilirkişi heyetleri, S.K.’nın sunduğu belgeleri görmezden gelerek sahte belgelere dayanarak rapor hazırladı. Bilirkişi, banka hesaplarından çıkan parayla ilgili banka dekontlarını rapora koymadı.
Bilirkişi raporunda, şirketin yüksek miktarlarda harcama yaptığı, giderlerinin gelirlerinden fazla olduğu, bu yüzden zarar ettiği ileri sürüldü. Ancak iş insanı S.K., rapora gerçek harcama bilgilerinin yazılmadığını, bilirkişinin bazı belgeleri rapora ‘bilerek’ koymadığını ifade ederek yeni bilirkişi atanması talebinde bulundu.
İSTİNAF İTİRAZI KABUL ETTİ
Yeni bilirkişi raporunda da sonuç değişmeyince mahkeme “şirketin yüksek miktarlı harcamaları nedeniyle zarar ettiği” kararını verdi.
Sonuca itiraz etmeye hazırlanan S.K., dava sürecinde farklı bir bilirkişi raporunun daha hazırlandığını, burada lehine ifadelerin yer aldığını, bu raporun da diğer raporla tamamen çelişkili olduğunu ancak hakimin karar aşamasında bu raporu görmezden geldiğini fark etti.
Aleyhindeki bilirkişi raporunda naylon fatura düzenlendiğini ve sahte belgelerin dosyaya hazırlandığı belirten S.K., mahkeme kararını istinafa götürdü.
25 Mart 2021’de kararını açıklayan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, dava sürecindeki şüpheli ve çelişkili durumlar olduğuna kanaat getirerek Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesi kararını bozdu.
MÜFETTİŞ RAPORU BİLİRKİŞİYİ YALANLADI
Mahkeme sürecinde haksızlığa uğradığını ve bilirkişinin hukuksuz şekilde rapor hazırladığını ileri süren S.K., 2019’da Vergi Denetim Kuruluna başvurdu. Şirkete ait belgeleri inceleyen vergi müfettişleri, bilirkişinin tespitleriyle çelişen farklı bir rapor hazırladı.
Müfettişler, şirket defterlerinin eksik doldurduğunu, sahte belgeler kullanıldığını saptadı ve şirkete ceza kesti. S.K., müfettişlerin kestiği cezayı ve raporu mahkemeye sunmasına rağmen, yeni bilirkişi heyeti de bu gelişmeyi önemsemedi. İlk bilirkişi ile aynı kararı verdi, “şirketin zarar ettiğini” ileri sürdü.
Vergi Denetim Kurulu, “şirket sahte belge düzenledi” dedi ancak bilirkişiler bunu dikkate almadı.
SAYIŞTAY HEYETİ DE GÖRMEZDEN GELDİ
S.K.’nın bu duruma da itiraz etmesi üzerine hakim, şirket defterlerinin incelenmesi için Sayıştay’ın bilirkişi atamasını talep etti.
Sayıştay’ın atadığı 3 kişilik bilirkişi heyeti, iddiaları inceleyerek 23 Kasım 2023’te bir rapor hazırladı. Yerel mahkeme sürecindeki bilirkişi ile benzer rapor hazırlayan Sayıştay heyetinin de sahte belgeleri ve vergi müfettişlerinin raporunu görmezden geldiği iddia edildi.
Son olarak S.K., bilirkişilerin ve Sayıştay’ın hukuksuz şekilde rapor hazırladığını belirterek mahkemeden yeni bir “uzman bilirkişi” atanmasını talep etti. Mahkemenin bir sonraki duruşması 25 Eylül 2024’te görülecek.
S.K., dava sürecinde yaşadıklarını, sahte raporlarla kararların verildiğini, bilirkişilerin vergi müfettişlerinin raporlarını dikkate almadığını, mahkeme sürecinde bazı raporların ve belgelerin görmezden gelindiğini belirterek HSK’ya şikayette bulundu.
Ancak HSK, şikayetlerle ilgili herhangi bir inceleme başlatmadı.
CİMER’E ŞİKAYET
S.K., dava sürecinde yaşadıklarını CİMER üzerinden Adalet Bakanlığına şikayet etti. Şikayette yargıda cemaate bağlı örgütlü bir yapının bulunduğunu ileri süren S.K., karşı tarafın çelişkili ifadelerini de mahkeme tutanakları üzerinden CİMER’e sundu.
CİMER’den gelen yanıtta “CİMER Başvuru dilekçenizde ileri sürdüğünüz hususlar değerlendirilmek üzere …. Muharebe sayılı yazımız ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosuna intikal ettirilmiştir. Başvurunuzu ilgili birimden takip edebilirsiniz. Bilgilerinize rica olunur.” ifadeleri kullanıldı.
UZMAN BİLİRKİŞİ DİNLENECEK
Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın 25 Eylül’de görülen son duruşmasında davacı S.K., dolandırıldığı iddiasıyla ilgili sunduğu belgelerin uzman bilirkişi tarafından incelenmesini talep etti. Mahkeme, talebi kabul ederek davayı 15 Kasım’a erteledi.
Öte yandan istinafın bozma kararının ardından yerel mahkemenin hakiminin de değişmesi dikkat çekti. Sahte belgeleri dikkate alarak karar veren ilk hakim, farklı bir mahkemede görevlendirildi.
YÖK GENEL SEKRETERLE İLGİLİ İDDİAYI İNCELEYECEK
HABER MERKEZİ
Pamukkale Üniversitesi Genel Sekreteri Tamer Ceylan’ın görevden alınmaya zorlandığına yönelik iddia Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından incelenecek.
Rektör Ahmet Kutluhan tarafından istifaya zorlandığı ileri sürülen Ceylan, bu iddiayı YÖK’e iletti. YÖK’ten gelen yanıtta, iddianın Yükseköğretim Denetleme Kuruluna intikal ettiği, inceleme tamamlandığında bilgi verileceği aktarıldı.
İskenderpaşa cemaatinin Gümüşhanevi kolunun yapılandığı Pamukkale Üniversitesinde Genel Sekreter Ceylan, eylül ayında görevden alınmıştı. Aydınlık’ın üniversite kaynaklarından edindiği iddiaya göre, Ceylan’ın görevden alınması talimatını Numan Kurtulmuş’un verdiğini, bunu da Rektör Ahmet Kutluhan’ın uyguladığı ileri sürüldü.
Görev alınan Ceylan, üniversitenin İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde koordinatör olarak görevlendirildi.
Cemaatçi kadrolara özel ilanlar açıldığı iddiaları sonrası üniversitedeki bu görevden alma dikkat çekti.