Ağaç katliamına 'millet için' savunması
Mimar Sinan Kent Ormanında kesilen ağaçlar için yetkililer 'Millet için yol yapılıyor' dese de yolun sonu taş ocağına çıkıyor. Bölge sakinleri, mahalleleriyle iç içe olan ocak için önlem istiyor, toz nedeniyle hastalıkların arttığını söylüyor.
İstanbul Sultangazi’deki Mimar Sinan Kent Ormanında taş ocağına yol açmak için yüzlerce çam ağacını kestiler. İlgililere ağaçların kesilme sebebini sorduğumuzda, “Millet için, sizin için yol yapılıyor” yanıtını aldık. Ancak ağaçların kesildiği alan 1,5 kilometre uzunluğunda 40 metre genişliğinde ve alanın sonu taş ocağına çıkıyor. Mahalle sakinleri yetkililerden çözüm istiyor.
Yüzlerce ağacın kesildiği haberini alır almaz, Sultangazi’de bulunan Mimar Sinan Kent Ormanına gittik. Orman girer girmez üst üste yığılmış metrelerce uzunlukta odun yığınlarını gördük. Gövde kalınlıklarına bakıldığında (50-60 cm) en az 30-40 yıllık olan çam ağaçlarını, iş makinalarıyla üst üste dizilmiş bulduk. Ağaçların tam olarak nerede kesildiğini öğrenmek için ormanın içine iyice girdik. 100 metre aşağıya indiğimizde ağaçsız kalan alanı bulduk. Yaklaşık 1,5 km uzunluğunda ve 40 metre genişliğindeki ormanlık alanda ağaçların tamamının kesilmiş olduğunu gördük. Kesilen ağaçlardan açılan araziyi takip ettiğimizde yolun taş ocağından başka bir yere çıkmadığı anlaşıldı.
‘MADEN YOLUNA MİLLET İÇİN DEDİLER’
Ağaçların neden kesildiğini tam olarak netleştirmek için önce Sultangazi Belediyesini aradık. Belediyenin basın birimine “Sultangazi Kent Ormanında yüzlerce ağacın kesildiğini, bununla ilgili bilgilerinin olup olmadığını ve ağaçların neden kesildiğini” sorduk. Belediye konuyla ilgili bilgilerinin olmadığını, söz konusu bölgenin kendi görev yetki alanları içerisinde olmadığını ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünü aramamız gerektiğini söylediler. Orman Bölge Müdürlüğünü aradığımızda ise Arnavutköy Orman İşletme Şefliğine yönlendirildik. Arnavutköy Şefliği, bölge kendi yetki alanlarında olsa da net bir bilgilerinin bulunmadığını bildirdi, yardımcı olmak için bölgedeki çalışmaları kontrol eden kişilere yönlendirdi.
Bölgede görevli memurlar ağaçların ne için kesildiğini sorduğumuzda “Millet için, sizin için yol yapıyorlar. Onun için kesiliyor.” yanıtını verdiler. Yolun taş ocağı ile ilişkisinin olup olmadığı sorusu ise yanıtsız kaldı. Öte yandan yıllara göre haritalardan kesimin yapıldığı konuma bakıldığında, 10 yıl içerisinde taş ocağının ormanda genişlediği ve binlerce çam ağacının yok olduğu görülüyor.
‘İNSANLAR TOZDAN PENCERELERİNİ AÇAMIYOR’
Mahalleli ağaçların kesilmesine de kendilerine çok yakın olan taş ocağına da tepkili. Mahalle sakinlerinden Gökhan Ardıç, tepkisini şu ifadelerle dile getirdi: “Sultangazi Kent Ormanı İstanbul'un önemli yeşil alanlarından, oksijen kaynaklarından biri. Doğal tabiat bir kenara insanların sosyal olarak çokça vakit geçirdiği bir alan. Doğal alanı yok etmesi ve doğal alanlarımızın kısıtlanması açısından karşımızda vahim bir tablo var. Ağaç kesilerek taş ocakları için yol açılması içimizi sızlatıyor. Mahalle sakinleri olarak bir an önce bu katliamın durdurulmasını istiyoruz.
“Burada sadece bir tane değil onlarca taş ocağı var. Birisi bitiyor öteki başlıyor. Taş ocakları hem ormanımızı yok ediyor hem de yerleşim yerlerine çok yakın olması nedeniyle aşırı tozdan kaynaklı insanların sağlığını ve yaşam koşulları olumsuz etkiliyor. Taş ocağında çalışan kamyonların çıkardığı tozlar da hem insan sağlığını olumsuz etkiliyor dem de bölgede trafik yoğunluğuna neden oluyor. Toz nedeniyle taş ocaklarına yakın bir konumda oturan vatandaşlarımızda astım hastalığının arttığı görülüyor. Öyle ki Cebeci Mahallesi gibi taş ocağına yakın mahallelerde insanlar toz nedeniyle pencerelerini açamıyor, balkona çıkamıyor çocuklarını sokağa çıkarmak dahi istemiyor. Yani burada bulunan taş ocakları hem doğal yaşamı hem de insan sağlığını çok ağır bir şekilde etkiliyor.”
‘YAŞAM ALANLARIMIZ YOK OLUYOR’
Mahalle sakini Mert İlter de ormanda çocukluğunun geçtiğini ve yapılan çalışmaların yaşam alanlarını ihlal ettiğini belirtti, çözüm istedi: “Bu kadar ağaç katliamının olmasını öncelikle bir insan olarak sonrasında bu mahallede yaşayan bir birey olarak üzüntü içerisinde karşıladım. Çocukluğumuz bu ormanda geçti. Daha önce de bu ocak için ağaçlar kesilmişti ama ormanın uzak köşesinde diye çok göze batmamıştı ancak artık burnumuzun dibine kadar geldiler, mahallenin içerisine girecekler, yaşam alanlarımız maalesef birer birere yok oluyor.
“Taş ocakları burada yıllardır yaşayan insanlara büyük zararlar vermiştir. Gerek çevre kirliliği gerek gürültü kirliliği olsun... Sürekli yeraltında patlattıkları dinamitler, yaşadığımız evlerin temellerine zararlar verdi. Zaten deprem bölgesi olan İstanbul’da bu kadar fazla dinamitin patlatılması normal bir durum olamaz. Birçok binayı depreme karşıda dayanıksız durumda bıraktılar. Depreme karşı herhangi bir tedbir alınmadığı gibi üzerine bir de böyle körükleyici sebeplere göz yumulması çok üzücü. Devlet büyüklerinin bu hukuksuzluğa çare bulmasını istiyoruz.”