02 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Şura’ya öğretmen katkısı 4: Meslek yüksekokulları MEB’e devredilsin

Şura’ya öğretmen katkısı 4: Meslek yüksekokulları MEB’e devredilsin
A+ A-
ZAFER İNCEBACAK / HEPİMİZİN SENDİKASI GRUBU YÜRÜTME KURULU ÜYESİ

Meslekî ve teknik eğitim üretim hayatının ihtiyaç duyduğu işgücünü yetiştirmeyi amaçlar. Türkiye 24 Ocak 1980 kararlarıyla iç pazara dayanan kalkınma stratejisi yerine ihracata dayanan kalkınmayı benimsedi. Rekabet koşulları ucuz girdiyi, yüksek katma değer beklentisi ise daha düşük kârlı alanları kaderine terk etmeyi gerektirdiğinden Türkiye’de ara mal üretimi azaldığı oranda ara eleman ihtiyacı azaldı ve meslekî/teknik eğitim kurumları gözden düştü. 1980 öncesinde KİT’ler yoluyla kamunun üretim hayatında önemli bir yeri ve ağırlığı vardı, KİT’ler üretimin yanında kendi iş gücünü de iş garantili olarak yetiştirmekteydiler. 1980 sonrası dönemde bu yapı bozulunca meslekî ve teknik eğitim iş garantisi sunamayınca kitleler üniversite eğitimine yöneldi. Üniversite okuyarak iş sahibi olma, iyi bir gelecek kurma hayali seçici merkezî sınavları ortaya çıkardı. Bugün eğitim sistemini tıkayan üniversite eğitimine yoğun taleptir. Türkiye uzun yıllardır benimsediği ekonomik çerçevesinde üniversiteye olan talebi yeni üniversiteler açarak yönetti. Plansızca açılan üniversiteler hem diplomalı işsizliği artırdı, hem de nitelik sorunu gündeme geldi. Bu nedenle Türkiye akademik eğitimde sınıra dayandı. Mevcut sistem içinde üniversite açmak çözüm olmadığı gibi kontenjanları azaltmak, bazı bölüm ve programları kapatmak da tek başına çözüm değildir.

Türkiye eğitim ile ilgili düzenlemelerden önce iktisadî modelinde köklü değişimlere gitmelidir. Kestirmeden söylersek, 1980 öncesi kamu ağırlıklı, planlı, kalkınma modeli benimsenmelidir. Genel olarak eğitim, özel olarak meslekî ve teknik eğitim bu temelde yeniden yapılandırılmalıdır.

Meslekî ve Teknik Eğitim Teknik Lise ve Meslekî Eğitim Merkezi olarak yapılandırılmalıdır.

Mevcut durumda Meslekî ve Teknik Anadolu Liseleri (MTAL) Anadolu Teknik Programı (ATP) ve Anadolu Meslek Programı(ATP) uygulamaktadır. Bunun yanında Meslekî Eğitim Merkezleri (MEM) bulunmaktadır. Bakanlığın verilerine göre Meslekî Eğitim Merkezleri iş yeri odaklı olduğu için yüzde88 oranında istihdam sağlayan başarı model olarak gözükmektedir. Meslekî Eğitim Merkezlerinin örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınması, diploma vermesi ve alan istihdamında başarılı bir model olması nedeniyle ekonominin ihtiyaç duyduğu iş gücünü yetiştirmede merkeze alınmalı, AMP ve Meslekî Eğitim Merkezleri birleştirilmelidir. AMP’den Meslekî Eğitim Merkezlerine öğrenci akışları bu iki kurumun birleştirilmesi sonucunu gündeme getirmektedir. Bakanlığın sınavlı AMP, sınavsız AMP ve Meslekî Eğitim Merkezi gibi esas olarak nitelikli iş gücü yetiştirme amacına yönelik farklı kurumlar yaratmak yerine Meslekî Eğitim Merkezi adı altında ihtiyaca göre program kurgulaması daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

MYO’LAR KAPATILMALIDIR

Meslekî ve Teknik Anadolu Liselerinin meslek programları Meslekî Eğitim Merkezlerine devredilirken Anadolu Teknik Programları Anadolu Teknik Lisesi şeklinde yapılandırılmalıdır. Anadolu Teknik Liselerinin ders içerikleri ve uygulamaları üniversite bünyesinde ön lisans programı olarak bulunan ve tekniker unvanı veren Meslek Yüksek Okulları’nın programını kapsamalı ve Anadolu Teknik Lisesi mezunlarına tekniker unvanı verilmelidir. Böylece üniversite bünyesinde ön lisans programı olarak bulunan Meslek Yüksek Okulları kaldırılabilir. Üniversite yerleşkesi dışında kalan binaları MEB’in okul ihtiyacının giderilmesinde değerlendirilebilir. Anadolu Teknik Lisesi mezunu öğrenciler için alanları ile ilgili mühendislik bölümlerinde yüzde 50 kontenjan ayrılmalıdır. Buna ek olarak, teknik lise mezunlarına üniversiteye yerleştirmede okul başarılarına göre meslekî ek puan verilmelidir. Mevcut sistem içinde ileri teknolojiye dayanan yüksek katma değerli üretimi esas alan bazı eğitim bilimciler ve sendikalar meslekî eğitimi lise düzeyinde tamamen kapatıp üniversiteye havale etmeyi; meslek liselerini genel/akademik liselere dönüştürmeyi önermektedirler. Bu tür öneriler Türkiye’nin koşullarına da ihtiyaçlarına uygun olmadığı gibi pedagojik de değildir. Meslekî eğitimin bırakalım üniversiteye bırakılmasını, temel eğitimde temel bir ders olarak yer alması ve yöneltme ilkesinin uygulanması gerekir. Üniversiteye kadar hiçbir meslekî eğitim almamış kişiler o süreçte nasıl eğitilecek? Üniversiteye alt öğretim kademesinin işlevi yüklenmiş olmayacak mı? Türkiye ara elemanını MEB’in meslekî ve teknik eğitim kurumlarında bölüm ve dalların ihtiyacına göre yetiştirilebilir. Böylece üniversitelerin yükü alınmış olur, üniversiteler kendi işlevlerini daha nitelikli yerine getirebilirler.

Son Dakika Haberleri Milli eğitim şurası meslek yüksekokulları MYO Milli Eğitim