Suriye Hükümeti PKK ile mücadelede kararlı: İşte altın fırsat

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun geçen gün bir televizyon kanalında Suriye Hükümeti'ne yönelik değerlendirmeleri, merkez medyada görmezden gelindi. Yalnızca Aydınlık'ın manşetine taşıdığı o konuşmada Bakan Çavuşoğlu, “PKK konusunda rejimle görüşlerimiz örtüşüyor.” ifadelerini kullandı. Pratiğe döküldüğünde Suriye'de nihai bir çözümün anahtarı olabilecek bu sözler; aslında ilk kez de kullanılmadı. 16 Ağustos 2019'da da Bakan Çavuşoğlu, “Gördüğümüz kadarıyla rejim de PKK/PYD’nin bu bölgeden arındırılmasını çok istiyor.” demişti. Fakat Sayın Bakan'ın o konuşmaları da görmezden gelinmiş; bir kısım ise yine Beşar Esad'ı “katil” ilan ederek Çavuşoğlu'nu eleştirmişti. Halbuki bu yaklaşımın nesnel bir temeli bulunuyor. İşte medyanın bazı hakikatleri gizlediği gerçeği de tam olarak burada karşımıza çıkıyor. Çünkü Bakan Çavuşoğlu'nda Suriye Hükümeti hakkında oluşan bu olumlu kanaatin, maddi gerekçeleri bulunuyor.

Suriye Devleti, Hafız Esad yönetimi döneminde PKK’yı Suriye topraklarında barındırdı. Baba Esad döneminde Türkiye'nin İhvan'ı Müslimin'i kullanmasına karşılık, Suriye'nin de PKK'ya kucak açtığı bir gerçek. Fakat özellikle 1998 Adana Mutabakatı'ndan sonra Suriye yönetimi, PKK'yı terör örgütü olarak tanımladı, topraklarını Türkiye'ye karşı kullandırmayacağı taahhüdü verdi. Nitekim bu taahhüde uygun olarak Suriye yönetimi PKK'lı teröristleri yıllar boyunca Türkiye'ye teslim etti. 2011'den sonra ise, ABD'nin Suriye’ye yönelik operasyonun ardından "cihatçı" teröristler Türkiye sınırlarında etkinlik kazandı. Ardından PKK/PYD, ABD desteğiyle Fırat'ın doğusunu ele geçirdi.

ABD’nin Suriye’yi bölme operasyonunda PKK’yı başat kuvvet haline getirmesi ve sözde özerk bölge ilanından sonra Suriye Hükümeti, ABD silahlarıyla ülkeyi bölmeye çalışan PKK/PYD'ye karşı bayrak açtı. Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamarının arka planında da işte Şam'ın bu tavrı yer alıyor. Suriye yönetiminin bu yaklaşımı, Türkiye için PKK’yı nihai olarak bitirmek açısından altın bir fırsatı gösteriyor.

İşte Suriye Hükümeti'nin PKK'ya karşı yaklaşımını gösteren bazı örnekler şöyle:

ESAD: VATAN HAİNLERİ

• 29.06.2015 - Suriye Dışişleri Bakanlığı, Amerika ile YPG'nin ortak operasyonlarını “halka karşı olan terör saldırıları” olarak nitelendirdi. Bu sözde operasyonların yerel halkın göçe zorlanması için yapıldığı vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı, Batı’nın “terörle mücadele” başlığı altında teröristlerin emellerine hizmet ettiğini kaydetti.
• 19.12.2017 - Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Şam'da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Başta ABD olmak üzere yabancı bir ülkenin çıkarına hizmet edenler, vatan hainidir.” ifadelerini kullandı. PYD'nin elebaşlarından Rezan Killo ise bu sözlere, “Vatanseverlik sertifikasını Esad'dan almıyoruz.” diyerek yanıt verdi. Ülkeyi Esad'ın değil uluslararası güçlerin yönettiğini savunan Killo, “Rejimin geçerlilik süresi bitti” dedi.
• 19.11.2018 - Şam Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya gelen Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Suriye’de bağımsız veya federal bir yapının kurulmasını hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini belirtti. Muallim, “Herkesi uyarıyoruz; Amerika’nın vehim ve hayallerine kapılmayın. Özellikle de Suriye’de Kürtlerin durumunun geleceğiyle ilgili.” ifadelerini kullandı.
• 10.01.2019 - Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, PKK/PYD'nin, "devlete geri dönmesi için koşulların olumlu olduğunu" belirterek, “Bu nedenle her zaman için iyimserim. Bu grupları, şu an Suriye Devleti ile gerçekleştirdikleri diyalogda samimi ve dürüst olmaya teşvik ediyoruz. Başka seçeneklerinin olmadığını hesaba katmaları gerekiyor”. diye konuştu.
• 18.01.2019 - Suriye Savunma Bakanı Ali Eyüp, ABD'nin SDG adı altında desteklediği terör örgütü YPG/PKK işgalindeki toprakları “ya uzlaşarak ya da savaşarak alacaklarını” söyledi. Eyüp, İran ve Irak Genelkurmay Başkanlarıyla Şam'da düzenledikleri üçlü toplantının ardından yaptığı açıklamada, “ABD'nin elinde kalan son koz SDG'dir. Onlarla ya uzlaşarak ya da savaşarak, toprakları özgürleştireceğiz.” dedi.

BM'YE ŞİKAYET: ‘AYRILIKÇI TERÖR ÖRGÜTÜ’

• 17.09.2019 - Suriye Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler'e gönderdiği mektupta, YPG'yi 'ayrılıkçı terör örgütü' ifadesiyle şikayet etti. Mektupta, SDG'nin “Suriye halkına karşı Batılı ülkelerle ortak hareket ettiği” belirtilirken, örgütün Suriye halkına yönelik insan hakları ihlallerini sürdürdüğü kaydedildi.
• 11.10.2019 - Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, diyalog çağrısında bulunan terör örgütü YPG/PKK ile görüşmeyeceklerini duyurdu. Mikdad, Şam'daki ofisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, YPG/PKK'yı kast ederek "ayrılıkçı ve güç diliyle konuşanlarla ortaklık yapmayacaklarını” söyledi. YPG/PKK'nın, ABD desteğini almak için ulusal çıkarlardan vazgeçtiğini belirten Mikdad, “(YPG/PKK) Kendisini Suriye'ye düşman ABD ve Siyonist güçlerin kucağına attı.” ifadesini kullandı.

ÇALAN HIRSIZLAR İLE SATAN HIRSIZLAR

• 02.08.2020 - Suriye Dışişleri Bakanlığı, PKK'nın petrol yataklarının modernizasyonu için ABD'li şirketle anlaşmasını kınadı. “Çalan hırsızlar ile satan hırsızlar” ifadesinin kullanıldığı açıklamada, anlaşmanın yasal hükmünün bulunmadığı vurgulandı.
• 17.07.2021 - Beşar Esad, seçim zaferinin ardından yaptığı konuşmada, şu ifadeleri kullandı: “Topraklarımızın geriye kalanlarını kurtarma konusu önümüzdedir. Amacımız topraklarımızı teröristlerden ve onların sponsorlarından kurtarmaktır. Amerikan işgalcisinin karşısında silahsız bir şekilde dimdik şekilde ayakta durup Amerikalıları kovmaya çalışan, kiralık iş birlikçileriyle karşı karşıya gelen ve şehitler veren kuzeydoğu bölgelerimizdeki her vatansever Suriyeliye selamlarımızı ve takdirlerimizi gönderiyoruz.”

PKK/PYD İLE SİLAHLI MÜCADELE DE VERİLİYOR

Suriye Hükümeti, PKK/PYD hakkındaki eleştirilerinin yanında örgütle silahlı mücadele de yürütüyor. Ülkenin petrol ve doğalgaz kaynaklarının üçte birinin bulunduğu Deyrezor bölgesinde neredeyse 3 yıldır çatışmalar yaşanıyor. Bunun yanında her ay Haseke'den Suriye Ordusu ile PKK/PYD'liler arasındaki adam kaçırma, pusu ve kuşatma haberleri geliyor. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında sandığa gidilmemesi noktasında PYD'lilerin pusular kurduğu, halkı tehdit ettiği bilinirken, Şam destekçilerinin de PYD'lilere silahla direndiği görülüyor.