22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

'Sürü bağışıklığı' bizi koronavirüse karşı neden koruyamaz?

Halk sağlığı uzmanı, 'Tanımı gereği bu bir önlem değildir. Nasıl olabilir? Ülkenizdeki çoğu kişi hasta' ifadelerini kullandı.

'Sürü bağışıklığı' bizi koronavirüse karşı neden koruyamaz?
A+ A-
INDEPENDENT TÜRKÇE

Salgın hastalıkları da konu edinen epidemiyoloji alanında çalışmalar yürüten ve popüler bilim yazılarıyla da tanınan Gideon Meyerowitz-Katz, Science Alert’te sürü ya da toplum bağışıklığının neden koronavirüse karşı etkili olmayacağını açıklayan bir görüş yazısı kaleme aldı.

Salgınların günlük olarak takip edilmesi gereken, pek çok değişkene bağlı ve öngörülemez yapısını vurgulayan epidemiyolog, tüm bu belirsizliğe karşın sürü bağışıklığıyla ilgili bir tartışmanın açılacağının aklının ucundan bile geçmediğini ifade etti ve şunları söyledi:

"İlk kez bir gazeteci bana durduk yere (sürü bağışıklığının) koranavirüse karşı etklili olup olmayacağını sorduğunda gerçekten yüksek sesle güldüm, çünkü gazetecinin espri yaptığını düşünmüştüm."

Meyerowitz-Katz’a göre, sürü bağışıklığından riskli ama salgına karşı denenebilecek bir çözüm olarak bahseden yazıların hepsi “tamamen saçmalık” çünkü aşı olmadan toplum bağışıklığı tanım gereği koruyucu bir önlem değil.

Hakemli tıp dergisi Clinical Infectious Diseases’de yayımlanan bir makaleye göre, sürü bağışıklığı teriminin farklı yorumları mevcut. Uzmanların bir kısmı toplumda bağışıklık geliştirmiş bireylerin toplam nüfusa oranını ifade etmek, bazılarıysa salgının azalışa geçmesini başlatacak bir eşik değerini anlatmak için kullanıyor. Ancak iki farklı yaklaşım da sürü bağışıklığını önleyici bir yöntem olarak ele almıyor.

Epidemiyolojinin de kullandığı ikinci tanım, nüfusun belirli bir oranının bağışıklığa sahip olmasının ardından bu kişiler yeniden hastalanamadığı için salgının yavaşladığı bir süreci tarif ediyor. Bu bağışıklık aşı kullanılarak oluşturulmuşsa etkin bir önlemin parçası olabilecekken, koronavirüs gibi aşısı bulunmayan hastalıklar için hastalığı atlatanlarda kendiliğinden gelişen bağışıklığa bağlı edilgen bir süreci tarif ediyor.

'Sürü bağışıklığı' bizi koronavirüse karşı neden koruyamaz? - Resim: 1

Sürü bağışıklığının etkisini gösteren görselde kırmızı hastalık taşıyan, gri hastalık bulaşabilecek ve sarı bağışıklık kazanmış bireyleri gösteriyor. Bağışıklığa sahip olanlar belirli bir oranın üzerindeyse hastalığın normalde katlanarak gerçekleşen yayılımı yavaşlıyor. Ancak bağışıklık aşı olmadan sadece hastalık geçirilerek gelişebilir (MIT Technology Review)

Meyerowitz-Katz bu kavramı kabakulak virüsü üzerinden örnekliyor. Kabakulak, çok rahatsız edici olsa da görece zararsız ancak çok bulaşıcı bir hastalık ve “hastalığı kapan her kişi 10-12 kişiye bulaştırabiliyor.”

Halk sağlığı uzmanı, bunun eğer aşılama yapılmazsa kabakulağın nüfusun yüzde 95’ine yayılacağını ve hastalığı geçirenlerin doğal bağışıklığı nedeniyle kalan yüzde 5’e bulaşmayacağı anlamına geldiğini yazıyor.

Aşılama insanlara bağışıklık sağladığı için hastalığı geçirmeyen sayısını artırabiliyor ancak uzmana göre kabakulağı tamamen durdurmak için nüfusun yüzde 92’sinin aşılanması gerekiyor.

Kovid-19’un bulaşıcılığı kabakulağa göre az ve bir kişi yaklaşık 3 kişiye bulaştırıyor olsa da bu yine de toplumun en az yüzde 70’nin bağışıklık sahibi olması gerektiğini ifade ediyor. Aşısı henüz bulunmayan koronavirüs için bunu uygulamanın yüzde 70’i hasta etmeyi gerektiğini belirten Meyerowitz-Katz şu cümlelerle eleştiriyor:

"Eğer nüfusunuzun yüzde 70’ine hastalık bulaşacaksa, tanımı gereği bu bir önlem değildir. Nasıl olabilir? Ülkenizdeki çoğu kişi hasta! Yalnızca genç insanları hasta ederek yüzde 70’e ulaşabileceğini (söyleyen) iyimser safsata, tam anlamıyla saçma. Eğer yalnızca genç kişiler bağışık olursa hiçbiri bağışıklığa sahip olmayan yaşlı insan kümelerine sahip olmuş olursunuz."

Yazar bu durumun tek bir yaşlı bireyin bile evden çıkmasını inanılmaz tehlikeli hale getireceğini belirtiyor.

Koronavirüsün ölümcüllük oranının yüzde 0.5’le 1 arasında olduğunu belirten uzman şöyle diyor:

"Eğer tüm nüfusun yüzde 70’i hastalanırsa bu bir ülkedeki tüm insanların yüzde 0,35’le 0,7’si arasında bir oranının ölmesi anlamına gelir ve bu korkunç bir sonuç."

Meyerowitz-Katz, aşı geliştirilene kadar sürü bağışıklığı yaklaşımının tamamen yanlış olduğunu ve bu zamana kadar daha gerçekçi önlemler bulunduğunu ifade ederken yazısını evde kalın ve sosyal mesafeyi koruyun çağrısıyla bitirdi.

Öte yandan Birleşik Krallık gibi ülkelerde sürü bağışıklığının işe yarayabileceği hükümet yetkililerince dillendirilmişti.

Koronavirüs sürü bağışıklığı