Tahliye edilen Metin Topuz’un bağlantıları
ABD Konsolosluğunda görevli Metin Topuz, cezaevinden tahliye edildi. Aldığı hükme göre bu süre normal sayılsa da tahliyenin ABD’ye taviz olduğu yorumları yapılıyor. Sadece FETÖ üyeliği suçundan hüküm yiyen Topuz’un bir dönemin kritik isimleriyle bağlantıları çok konuşuldu, hala aydınlanmayı bekliyor
ABD’nin İstanbul’daki Başkonsolosluğu’nda görevli olan ve 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’den hüküm giyen Metin Topuz’un tahliyesi tartışma yarattı. Süreç, aldığı cezaya göre normal olarak ilerlese de Topuz ilk yakalandığında ortaya çıkan bilgiler cezaevinde geçirdiği zaman konusunda beklentiyi artırıyor. Metin Topuz’un o dönem ABD Konsolosluğundan Türk polisi tarafından alınması ABD’ye büyük bir mesaj olarak değerlendirilmişti. Şimdi de tahliye edilmesi, ABD’ye, geçen seferkinin tersinden bir mesaj olarak yorumlanıyor.
CEZAEVİNDE 6 YIL KALDI
Topuz, FETÖ’cü emniyet müdürleriyle ve savcılarla, Zekeriya Öz’ün uyuşturucu baronu Zindaşti’yle yoğun irtibatına, bu süreçte ABD konsolosluğundaki görevine rağmen yalnızca "terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Dava 11 Haziran 2020'de karara bağlandı. Topuz, 6 yıl cezaevinde kalmış oldu. Bloomberg’in kamuoyuyla paylaştığı habere göre, 9 Kasım 2023’te tutuklu ve hükümlü olarak cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak denetimli serbestlik kararıyla tahliye edildi. Topuz, Eylül 2017'de gözaltına alınmış ve Ekim ayında da tutuklanmıştı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYORDU
O dönem yargılamayı yapan mahkeme, Metin Topuz'un iddianamede yöneltilen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme”, “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme”, “Hukuka Aykırı Olarak Kişisel Verileri Kaydetmek”, “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” ve “Gizliliğin İhlali” suçlarından beraatine karar vermişti. Bu suçlardan Topuz’un ağırlaştırılmış müebbet ile 20 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyordu…
İDDİANAMEDE NELER VARDI?
Metin Topuz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 78 sayfalık iddianame hazırlanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin başbakanı Binali Yıldırım, dönemin bakanları Ali Babacan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Bekir Bozdağ gibi isimlerin bulunduğu 30 kişi "müşteki-mağdur" olarak yer alıyordu.
GÖREVİ AŞAN YOĞUN İRTİBAT
İddianamede, Metin Topuz'un 17-25 Aralık operasyonlarında rol oynayan kumpas şüphelisi emniyet görevlileriyle görevi aşacak şekilde çok yoğun irtibatının olduğuna dikkat çekiliyordu:
“Casusluk faaliyetleri kapsamında, soruşturmaların kontrol ve koordinesi ile safahat ve sürecine dair bilgi alış verişi olduğu, örgüt mensuplarına iletilmesi maksadıyla kendisine verilen bilgi ve talimatların bu kumpas soruşturmaları gerçekleştirerek Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs eden örgüt mensuplarına iletilmesi, bu yöndeki faaliyetlerin takibi, denetimi ve gerekli konularda müdahale veya yönlendirmeler ile örgütün bu amaca ulaşmasında aktif görev alarak rol üstlenmesi biçiminde olduğu ve bu süreçte icra edilen eylemlerin takip elemanı gibi kumpas soruşturmaların koordine ve kontrolünü yapmak olduğu anlaşılmıştır.”
‘ADİL ÖKSÜZ ONUN PAŞASI’
İddianamede, Topuz'un 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde yakalanan firari Adil Öksüz'le de irtibatlı olduğu ifade edilmişti. Bu irtibat soruşturma kapsamında ifadesi alınan İstanbul İl Jandarma Komutanlığının haber elemanı Nizamettin Çelikbilek'in beyanlarında yer alıyordu: “İstanbul İl Jandarma KOM Müdürü Asım Sürer'le tanıştırıldım. O da beni Metin Topuz'la irtibatlandırdı. 2007-2008 yıllarında bir alışveriş merkezinde otururken Metin Topuz'a bir telefon geldi. Yanımdan kalkarak konuşmaya başladı. Telefonda karşısındakine, 'Bu isteğiniz beni aşar hocam, beni direkt arasın. Başka türlü bu isteğinizi gerçekleştiremem. Adil bey arasın' şeklinde beyanda bulundu. Bu konuşma içeriğini Komutan Asım Sürer'e aktararak konuşmada geçen Adil'in kim olduğunu sordum. Kendisi bana 'Adil Öksüz'ü duymadın mı?' şeklinde beyanda bulunarak, 'Metin Topuz'un paşası da, Allah'ı da, efendisi de odur' şeklinde beyanda bulundu.”
ÖKSÜZ’LE TELEFON GÖRÜŞMELERİ
Topuz'un, Adil Öksüz'ün bacanağı ve FETÖ hükümlüsü Erdal Şen'le 25 Eylül 2006 tarihinde telefon irtibatı olduğu da çıktı. Ayrıca Metin Topuz'un, Adil Öksüz'ün kayınbiraderi olan Ali Sami Yıldırım'ın telefon hattı ile 2015 yılı içerisinde iletişim sağladığı tespit edilen Muhittin Özbaşı adına kayıtlı telefon hattı ile 54 kez irtibat kurduğu kaydedildi.
UYUŞTURUCU BARONU ZİNDAŞTİ
Metin Topuz’un adı, meşhur uyuşturucu kaçakçısı ve FETÖ’cü savcı Zekeriya Öz’ün gözdesi Zindaşti operasyonuyla bir kez daha gündem olmuştu. İran kökenli olan ve sonradan Türk vatandaşlığı da alan Naci Şerifi Zindaşti, uluslararası suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alındıktan sonra 2018’de tutuklandı. Savcılık, 2007-2013 yılları arasında Naci Şerifi Zindaşti ile Metin Topuz’un telefonlarının 30 kezden fazla aynı baz noktalarından sinyal verdiğini tespit etmişti. Zindaşti, Ergenekon tertibini hazırlayan isimlerden eski savcı Zekeriya Öz’e de "Terazi" kod adıyla gizli tanık olarak ifade vermişti. Savcılık, Zindaşti'nin, Zekeriya Öz'ün yönlendirmesiyle ve FETÖ'nün işine gelecek şekilde ifadeler verdiğini, bu ifadeler sayesinde cezaevinden sahte kimlikle çıktığı ve yasadışı faaliyetlerine devam ettiğini kaydetmişti…
ZEKERİYA ÖZ’LE YAKINLIK
Topuz’un konsoloslukta görevli olduğu DEA biriminde (uyuşturucuyla mücadele) muhbir olarak çalışan Feyyaz Öztürk de "tanık" sıfatıyla ifade vermişti. Topuz'un, kendisine "Amerika ile ne hesabın varsa gör ama bu işe hizmet erlerini karıştırma" dediğini öne sürmüştü. Öztürk’ün iddiaları da iddianameye girmişti.
Muhbir Öztürk, Metin Topuz’un kendisini 2008 Mart ayında Zekeriya Öz ile tanıştırdığını, Ergenekon operasyonları için gizli tanık olarak kullanılmak istendiğini ancak bunu kabul etmediğini söyledi.
İddianamede Topuz'un Zekeriya Öz ile 23 Eylül 2013-4 Ekim 2013 arasında, 17/25 Aralık operasyonları öncesinde 4 ayrı telefon görüşmesi yaptığı aktarıldı.
YAKUP SAYGILI’YA OPERASYON ÖNCESİ ZİYARET
Metin Topuz, 17-25 Aralık operasyonlarından 1 ay kadar önce, 5 Kasım 2013'te eski İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü FETÖ’cü Yakup Saygılı ile görüşmüştü. Görüşme İstanbul Emniyet Müdürlüğünün kameralarında da kayıtlıydı ve dava dosyasına girdi.
Metin Topuz’un yargılandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın ikinci duruşmasında daha önce Mali Şube’de görevli olan gizli tanık Yavuz dinlenmişti. Gizli tanık Yavuz, Topuz’un şube müdürü ve yardımcıları ile ilişkisinin son derece yakın olduğunu belirtmişti. Mali Şube Müdürlüğü'nun uyuşturucu konularına bakmadığını da belirten gizlik tanık, Yakup Saygılı'nın herkesle görüşmediğini, ancak Metin Topuz'a ihtimam gösterdiğini söyledi. Gizli tanık "Metin Topuz, bir tercüman gibi değil de oranın sahibi gibiydi. Bu benim kendi değerlendirmem." dedi.
ABD’DE KAYBOLAN BİLGİSAYAR VE HALKBANK DAVASI
İddianamede önemli ve çarpıcı bir konu daha vardı. Yakup Saygılı, 20 Eylül-1 Ekim 2012 tarihleri arasında Amerika'ya gitti. Uçaktaki diğer üç isim şöyleyi: 17-25 Aralık kumpasını yürüten eski İstanbul Mali Şube Müdür Yardımcısı Yasin Topçu, yasa dışı 17-25 Aralık dinlemelerini yapan eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amiri İbrahim Şener ve Metin Topuz…
Dört isim, New York Güney Bölgesi Başsavcılığı'nda mali suçlar ve uyuşturucu suçlarıyla görevli savcılarla görüşmeler yaptı. Yakup Saygılı bu ziyarette bilgisayarını kaybetti (!)
Bu ziyaretten bir yıl sonra dikkat çeken bir şekilde 17-25 Aralık soruşturmaları operasyona dönüştürüldü.
TÜRKİYE'DEKİ FEZLEKE ABD'Lİ SAVCININ ELİNDE!
Daha da ilginci, ABD New York eyaleti Güney Bölgesi Başsavcılığı, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’ya açtığı davada, 17 Aralık operasyonu fezlekesinin bire bir kopyasını kullandı! İddianamede, savcılık bu tesadüfleri ve kayıp bilgisayarı “Yakup Saygılı kaybolan tablet bilgisayarını, ABD ziyaretinde ilgili muhataplara teslim etti” diye yorumladı: “Bu suretle de daha sonra ABD ülkesinde açılan davaya da esas teşkil etmek suretiyle o tarihe kadar ele geçen usulsüz deliller ve tespitlerin yurt dışına kaçırıldığı anlaşılmıştır. Bu suretle de Metin Topuz'un casusluk eylemlerinde bulunduğu anlaşılmaktadır.”
‘Sayın Topuz'un resmi görevleri...'
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Topuz hakkında karar açıklandığında sosyal medyadan açıklama yayınlamış ve Topuz için “Talimatlarımız doğrultusunda, Türkiye & ABD kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğini geliştirmiş; her iki ülkedeki insanların güvenliğine katkıda bulunmuştur.” demişti. Açıklamada şunlar yer almıştı: “Sayın Topuz’un resmi görevlerine ilişkin iddialar, yerel çalışanlarımızın ABD hükümeti adına ve ikili ilişkilerimizi geliştirmek amacıyla yürüttükleri önemli çalışmaların kapsam ve mahiyetini çarpıtmaktadır."