Takılmış plak

Türkiye'de spor kamuoyu, yabancı kuralı ile ilgili yine sert bir tartışmaya girdi. Süper Lig’de uygulanan mevcut yabancı kuralına göre kulüpler 28 kişilik kadrolarında en fazla 14 yabancı futbolcu bulundurabiliyor. 21 kişilik maç kadrosunda ise en fazla 12 yabancı futbolcuya yer verilebiliyor. Yerli futbolcu kontenjanında ise bir sınırlama yok. Kulüpler kadrolarında istedikleri kadar yerli futbolcu bulundurabiliyor. Yabancı futbolcu sınırlamasının, lig kalitesini düşürebileceğinden endişe edilirken artık bu sınırlamanın net bir kuralı konulmalı çünkü yabancı kuralı son 12 yılda tam 8 kez değişikliğe uğradı.

HER GELEN YABANCI SINIRI İSTİYOR

Milli takıma gelen her teknik direktörün yabancı sınırı istemesini bir türlü anlayabilmiş değilim. Örneğin bugünkü genç jenerasyonun temellerini atan Lucescu başarısız olduğu maçların ardından hemen basın mensuplarının karşısına geçip, "Yabancı oyuncu çok olduğundan yerli oyuncular şans bulamıyor ve milli takım bundan etkileniyor" demişti. Fakat Rumen hocanın Shaktar Donetsk takımında çoğunlukla yabancı oyuncuları oynattığını ve bu sayede UEFA Kupası’nı kazandığını herkes biliyordu.

Şimdi de "6-7 yabancı yeter" diyen Şenol Güneş belki de milli takımımızın şu anki başarısındaki en büyük rolün yabancı serbestliği olduğunun farkında değil. Hakeza Şenol hoca Beşiktaş’ta da çoğunlukla yabancı oyuncu oynatmıştı. Hatırlanacağı üzere Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde Napoli ile oynadığı mücadelede Şenol Güneş bir ilke imza atmış, Beşiktaş UEFA Şampiyonlar Ligi'nde bir maça 11 yabancı oyuncuyla çıkan ilk Türk takımı olmuştu.

İSTİKLAL MARŞI OKUYACAK FUTBOLCU KALMADI(!)

Yabancı kuralı dendiğinde klişe bir laf vardır: İstiklal Marşı okuyacak futbolcu kalmadı. Evet, tüm takımlarımız kaliteli yerli futbolcularla sahaya çıksın isteriz fakat maalesef şu anda mümkün değil ve bunun belki de en büyük nedeni geçmişteki sınırlamalar ve altyapıya yeteri kadar önem verilmemesi. Yani bir paradoks ortaya çıkıyor. Yerli oyuncu oynatmak için yabancı sınırı getiriyoruz ama bu sınır yerli oyuncuların yabancılarla rekabet etmemesini, sadece yerli oyuncu olduğu için yüksek maaş alıp, "Nasıl olsa Türkiye'de piyasam var, A takımı olmazsa B takımına giderim" diyerek rekabetten uzak kalmasını beraberinde getiriyor.

Aslında yabancı sınırının öncesi ve sonrasında, hangi dönemde futbolcu üretip dışarıya sattığımızın resmine bakarsak kuralın gelip gelmemesi gerektiği konusunda fikir sahibi olabiliriz. Yabancı sınırı olduğu dönemde, Türkiye’nin dışarıya gönderdiği isimler sınırlı sayıdaydı. Bu isimlerin başını Arda Turan çekmiş ve özellikle A. Madrid forması altında gösterdiği performansla Barcelona’ya gitmişti. Arda’nın yanı sıra aklıma gelen isimler: Mehmet Topal (Valencia), Umut Bulut (Toulouse) Salih Uçan (Roma).

Kimilerinin yerli kimilerinin ise yabancı kuralı olarak lanse ettiği 14+14 kuralından sonra yurtdışına gönderdiğimiz oyuncularda gözle görülür bir artış dikkat çekiyor. Kısaca sayarsak: Atınç Nukan, Enes Ünal, Çağlar Söyüncü, Cengiz Ünder, Ozan Kabak, Merih Demiral, Zeki Çelik, Okay Yokuşlu, Cenk Tosun, Burak Yılmaz, Emre Çolak, Semih Kaya, Yusuf Yazıcı, Ertuğrul Ersoy...

32 YAŞ SAÇMALIĞI

Yabancı sınırı denilince akıllara pahalı bonservis bedelleri verilen yerli futbolcular geliyor. Tabii bunların başını hiç kuşkusuz Tarık Çamdal çekiyor. İşte futbolseverler buna isyan ediyor: Sınırlama gelirse Tarık Çamdal ve Mehmet Topuz gibi birçok yerli futbolcuya sırf yerli zorunluluğu var diye milyonlarca dolar verilmesinden rahatsız. Ve bunların yanında menajerlere veren milyonlarca dolarlık komisyonlardan…

Kademeli olarak düşürülmesi planlanan yabancı kuralında 32 yaş dedikodusu oldukça dikkat çekiyor. İddiaya göre 32 yaşından büyük yabancı futbolcularla sözleşme imzalamak yasak olacak. Şayet böyle bir karar çıkarsa tam bir saçmalık olur. 35 yaşında gelen Drogba’nın, 34 yaşında gelen Eto’o’nun, 33 yaşında gol kralı olan Vagner Love’nin verdiği katkıyı hangi genç futbolcudan gördük? Bu isimlerin Türkiye’ye gelmesi marka değeri ve izlenilebirliğimizi arttırmanın yanı sıra genç oyunculara da olumlu etki yapmıştı. İzlenilebirlik ve marka değeri demişken; Galatasaray’dan Nagatomo ve Beşiktaş’tan Kagawa’nın Türkiye’de oynaması Japon medyasının oldukça dikkatini çekmiş, Galatasaray ve Beşiktaş’ın maçları Japonya’da naklen yayımlanmıştı. Birçok Japon muhabirini Türkiye’ye maçlara gönderen Japon medyasına konuşan bu futbolcular, ülkemizin ne kadar güzel olduğunu birçok defa anlatarak bir bakıma ülkemizin tanıtımını yapmışlardır.

ÇÖZÜM NEDİR?

Futbolu yönetenler, akıllarına estikçe yabancı sınırını kaldırıp tekrar getirmek yerine nasıl altyapıya önem veririz, nasıl yurtdışına daha fazla oyuncu göndeririz, bu sorunlara kafa yorarak çözüm üretmeliler. Bence, yabancı sınırından çok uygulamaya koymamız gereken en önemli şey yerli ve altyapı oyuncusunun kadroda bulunma zorunluluğu olmalıdır. Sınırlama kalkmayabilir fakat kadronda 21 yaş altı veya altyapıdan oyuncu bulundurma ya da oynatma kuralı getirilmelidir.

Böylece ligimizdeki 18 takımı düşündüğümüzde milli takım için de önemli bir havuz oluşturabiliriz. Örneğin futbolun yükselen değeri Belçika Ligi’ndeki şart altyapıdan 6 oyuncu bulundurma zorunluluğu. Böylece yıllar içinde Belçika altyapıdan çıkardığı isimlerle adından sıklıkla söz ettirdi ve bugün FIFA Dünya sıralamasında birinci sırada. Biz mi? Biz ise Venezuela, Avusturya ve Tunus gibi ülkelerin ardından 29'uncu sıradayız!