Taksicilere ‘panik butonu’ projesini sorduk: Buton yeterli değil sistem değişmeli
Taksi sürücülerine yönelik saldırıların önüne geçmek ve can güvenliklerini sağlamak amacıyla geliştirilen 'panik butonu' araçlarda denemeye başlandı. Beyoğlu’ndaki bir taksi durağını ziyaret ettik. Taksiciler, butonun çözüm olmadığını sistemin tamamen değişmesi gerektiğini söyledi.
Taksi şoförlerine karşı gasp ve şiddet gibi sürücülerin can güvenliğini tehlikeye atacak olayların önüne geçmek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ‘panik butonu’ projesi geliştirildi. İBB’nin 12 Ocak 2024 tarihinde deneme üretimi yapılarak tanıtılan taksilerde panik butonu uygulaması ise 1 Haziran 2024 itibarıyla kapsamlı olarak denenmeye başlandı. Randevu sırasına göre sisteme dahil edilen taksiler ile panik butonu uygulamasının denemesi yapılıyor. Kısa süre içerisinde İstanbul'daki tüm taksilerin sisteme uyumlu hale getirilmesi planlanıyor.
Uygulamayla bir tehlike anında sürücü tarafından panik butonuna basılarak emniyet birimlerine yaşanan olay ihbar edilmiş olacak. Ayrıca araç üzerinde bulunan ışıklı tabelada da duruma ilişkin uyarı yer alacak ve güzergah üzerinde denetim yapan polis ve jandarma birimleri haberdar edilecek. Yaşanan bu süreçleri ise araç içerisinde sürücü dışındaki kimse bilemeyecek.
Konuyu İstanbul, Beyoğlu, Asmalımescit’te bulunan taksi durağını ziyaret ederek, taksi şoförleri ile konuştuk. Taksiciler şiddetin sistemin başındaki kişiler tarafından yaratıldığını, taksiciyi gasp etmek isteyen birisinin butona basmaya mani de olacağını belirttiler. Taksiciler ayrıca uygulama bedelinin taksicilerden alınmasına da karşı çıktı.
‘TAKSİCİ YOLCUDAN YOLCU TAKSİCİDEN KORKUYOR’
Taksici Mahir Keleş, şiddet eğilimlerinin sistemin başındaki kişiler tarafından aratıldığını ve taksicilerin hedef gösterildiğin belirtti. Psikolojik testlerin bile üstün görü yapıldığını söyledi. Mahir Keleş şu ifadeleri kullandı: “Şu an taksimetrelere takılanlar 6 bin 500 TL. Ana parası 500 TL maliyeti bin 500 lira, 4 bin 500 TL vergisi var. Bizi milletin önüne atıyorlar, kötülüyorlar. Bu şiddet eğiliminin, bu kötü sistemin sorumlusu bizi milletin önüne atan idareciler. Taksici kartı alabilmek için idrar testi, psikolojik testler var ve bunlar zorunlu. Parasını biz verdiğimiz halde yaptıkları psikolojik testleri bile geçiştirerek veriyorlar. Elverişli miyim değil miyim, şizofren miyim..! Biz bu testlere itiraz ettiğimizde de ‘bu kadar kişiye ayrıntılı bir şekilde muayene edemeyiz’ diyorlar. O zaman 72 bin kişiye nasıl bu kart verildi. Taksici yolcudan, yolcu taksiciden korkar hale geldi.”
‘CAN GÜVENLİĞİMİZ İÇİN YETERLİ DEĞİL’
Taksici Karahan, sadece butonun taksicilerin can güvenliği için yeterli olmadığını vurguladı ve şu ifadeleri kullandı: “Can güvenliğimiz için yeterli değil. Üste takılan ve bu uygulamayla birlikte butona basıldığında SOS yazısı çıkan alet için taksicilerden 4 bin TL, uygulamanın indirilmesi için 2 bin 450 lira verdik. Taksi boş, dolu yazıyordu şimdi de SOS yazacak. Bunlar bizim can güvenliğimiz için yeterli değil. Senin yanına binen hırsız o butona basmana izin vermez. Bizim taksi kullanabilmemiz için bir kart var. Bu kartı almadan taksici olunamıyor. Bu kartla başka arkadaşımızın taksisini bile süremeyiz. Bütün psikolojik testlerin parasını da biz ödüyoruz.
‘72 BİN TAKSİ KARTI KİME VERİLDİ?’
“20 bin tane taksi var İstanbul’da. 2 vardiyalı iş ile çalışsa 40 bin kişi yapar. 5 bin kişi de pazar günü şoförlerinden olsun. Normalde bu karttan 45 bin kişiye vermeleri gerekiyor ama 72 bin kişiye vermişler. Bunu belediye verdi. Bu 72 bin kart kime verildi? Verdikleri kişileri bilmiyorlar. Sarhoşa, hırsıza, sahtekarlara vermişler. Bu kötülükleri yapan taksiciler turistlerin yoğun olduğu yerlerde insanları rahatsız ediyor, fahiş fiyatlar istiyor. Sonra taksicileri hedef tahtasına koyuyorlar. Yani uzun lafın kısası buton yeterli değil sistem değişmeli.”
Taksici Ali Uçar da, “Taksicilerin kötü olarak lanse edilmesinin nedeni belli yerdeki taksiciler. Bu uygulama bizi koruyacak mı bilmiyorum. Deneyip göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
