Tamer Levent Aydınlık’a konuştu: Tartışmalar sonuçsuz sorunun kaynağına inelim

Ünlü sanatçı Leman Sam’ın sosyal medyadan Araplara yönelik yaptığı paylaşım, tepkilere neden oldu. Twitter’ın, kuralları gereğince Leman Sam’ın ırkçı ifadeler içeren paylaşımını silmesinin ardından Sam, açıklama yaparak "Genelleme yapmam yanlış olabilir." dedi. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) da Leman Sam'ın açıklamasına tepki gösterdi. TİHEK, Sanatçı Leman Sam'ın Araplarla ilgili sosyal medyadaki paylaşımına ilişkin, "Toplumsal barışı hedef alan bu türden provokatif eylemleri besleyen ayrımcı dil ve nefret söylemlerinden uzak durma sorumluluğunu tüm ilgililere hatırlatmak isteriz." açıklamasını yaptı.

Göçmen sorunlarının tüm dünyada sıkça yaşandığı günlerde kaos yaratma tehlikesi içerdiği değerlendirilen paylaşımların nedenini Tamer Levent’e sorduk. Usta sanatçı Levent, sorunların kökenine inilmesi ve köklü çözümler bulunması gerektiğini, polemiklerin ise sonuçsuz olacağını söyledi. “‘Sanata Evet’ derken de bunu kastediyorum.” diyen Levent, sanatın sadece müzik veya resim yapmak demek olmadığını, tarihteki büyük sanatçıların da toplumdan ayrı düşünülemeyeceğini vurguladı.

GERİ ADIM ATTI

Leman Sam, Katarlı bir sürücünün Bahçeşehir’de köpeğe çarpıp kaçmasına ilişkin olarak yaptığı Twitter paylaşımında, “Yıllar önce bu soysuz Araplar’a tepkili olduğum için uzun süreli linçe maruz kalmıştım, şimdi herkes ne mal olduklarını anladı. Daha bunlar iyi günler, ekmeğe ortak yakında toprağa da ortak olacaklar. Bıçaklamalar, tecavüzler, sonu yağmadır bunun. Hiç şikayet etmeyin, göz göre göre geldi.” ifadelerini kullanmıştı.

Sam, paylaşımına gelen tepkilerin ardından şu açıklamayı yaptı: “Tweet’i izlediğim bu video üzerine attım. Çocuklara hayvanlara yeşil alanlara yapılan her türlü hainlikler karşısında, hangi ülke veya ırk olursa olsun tepkim aynıdır. Bu kez Katarlı idi. Bir dini ve ırkı hedef almam. İlk kez böyle bir mesaj atmadım. Genelleme yapmam yanlış olabilir.”

SİSTEM SORUNU

Aydınlık’a konuşan Sanatçı Tamer Levent şu değerlendirmelerde bulundu:

“Doğudan dünya kadar insanın kuzey ülkelerine gittiğini biliyoruz. İnsanlar herhangi bir işleri olmadan gittiğinde, o insanlara maaş bağlandı, sosyal hakları sağlandı, ülkenin sistemine ve standartlarına uygun bir şekilde yaşayabilmeleri için eğitimler verildi. Almanya’ya Türkler gittiğinde Türklere karşı bir tepki oluşmuştu. Çünkü Almanya’da çok net kurallar söz konusuydu. Bu kurallar bizim insanımıza o zaman çok garip gelmişti, çok saçma gelmişti. Bu nedenle Almanları faşistlikle de suçladılar. Evet geçmişlerinde öyle bir şey vardı, ama Almanlar kendilerine bir sistem kurdu ve bu sistemle ülkelerini yönetmeye ve zorluklarla baş etmeye çalıştılar. Şimdi bizde de böyle bir sistem olduğunu iddia edebilecek bir durumumuz var mı? Böyle bir eksiğimizi göz ardı ettiğimizde, bir tek Leman Sam değil, birçok Leman Sam ortaya çıkıp bir şeyler söyleyebilir. Onun tersini de söyleyebilir, insani değerleri de söyleyebilenler olur. Ve bu tartışılır. Ama bu tartışma sonuçsuz bir tartışmadır. Çünkü bu tartışmadan bir kültür veremezsin. Bu tartışma “kayıkçı kavgası” dediğimiz tartışmadır. Ben bu tür sorunların kaynağına inerek tespit edilmesini ve köklü çözümler bulunmasını öneriyorum. ‘Sanata Evet’ derken de bunu kastediyorum zaten. Yaşama sanatıdır bu…”

‘SANATI YAŞAMDA GÖRME ZAMANI’

Sanatın, sadece sahneye çıkıp bir gösteri yapmak olmadığını, onun Ortaçağ’da kaldığını belirten Levent, Leonardo Da Vinci, Shakespeare gibi, dünyanın geleceğini belirleyen büyük sanatçıların artık çıkmadığını, çünkü onların o dönemdeki misyonlarını tamamladıklarını belirtti. Artık sanatı yaşamda görme zamanının geldiğini belirten Tamer Levent, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya çapında tanınmış büyük sanatçılar, dünyaya gelmiş azınlıklar mıydı? Geri kalanlar da insanlığın posası mıydı? Nasıl bir düşünce biçimidir bu? Bu dünyanın artık yeni bir düşünce biçimine ihtiyacı var. Bu klişe ve insanların beyinlerini dumura uğratan, algılarını körelten düşünce biçimlerinden kurtulmamız lazım. Sanat kavramı bunun için var. Sadece kendi yaşantısını oluşturmak için değil, bütün dünyanın yaşantısını oluşturmak için var. O yüzden bu tartışmaları sonuçsuz görüyorum.”