Tarih yazanları, tarih yazar
Zerrin Öztürk
Cumhuriyetimizin 100. Yılının erdemlerini yaşayanlardanız. Cumhuriyet kızı, Cumhuriyet kadını olmakla çok gururluyuz. Cumhuriyet Kadınları Derneği(CKD) 26.yaşında ve Cumhuriyetin bütün kazanımlarına sahip çıkan bu saygın derneğimizin 26. yaşının tanığı olmamız da, ne büyük şansımızdır!
Türkiye’nin en büyük kadın örgütü, sadece onlarca şubesiyle ve binlerce üye sayısıyla değil, aynı zamanda niteliğiyle de hayranlık uyandırıyor. O’nun bandosu, mızıkası halkın talepleri, kadın emeğini ve çekirdek aileyi Batılı timsahlara karşı korumak, saldırı araçları karşısında bilinçlendirmektir. Çivisinden çıkmış sözde kadın mücadelecileri, bugüne kadar Diyarbakır Annelerinin sesini duymadılar, kulaklarını fonlarla tıkadılar. Uyuşturucunun okul önlerinde satılır hale gelebildiği zamanda “Çocuk LGBT vardır” diyerek gelecek kuşaklarımızı ve aileyi hedef aldılar. CKD bu sapkınlıklar karşısında dimdik durdu.
İşimiz zor, yolumuz çetin devrim yoludur. Bu yol bizim cesaretimiz ve gücümüzle zafere ulaşacaktır. Pusulamız bilimdir, üretimdir, özgürlüktür, eşitliktir ve insanlığın bütün erdemleridir.
Kadınlarımız, 1930 yılında belediye seçimlerine katılma, 1933 yılında muhtar seçme ve seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde de milletvekili seçme ve seçilme haklarını kazandılar. 1945’lerden başlayarak ise emperyalizmin içerdeki oyunlarına, tuzaklarına kısmen çekilmeye başlanmışlardı.
Milli devrimci çizgide bir dergiye ihtiyaç vardı. Milli bağımsızlıkçı, devrimci bir grup kadın, 1990-1992 arası, “Kadınlar Dünyası” dergisini yeniden vatansever, devrimci binlerce kadınla buluşturdu. Dergi neoliberal bireycilik yerine kadınları toplumsal kamucu mücadeleye çağırıyor, binlerce basılıp bayilerde satılıyordu.
Aynı kadınlar birkaç yıl sonra 1996’da, tarikat ve cemaatlerin toplumsal hayata ve kadınlara yönelik gerici anlayışlarının boy gösterdiği o günlerde, Ankara’da “Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü” düzenlediler. Ülkemizin her yerinden kadınlar, Ankara’ya adeta aktı. 50 bin kişilik miting ve yürüyüş gerçekleştirdiler.
O yürüyüşün öncülüğünü yapan öncü kadınlar, bu kez “Dernek kurmak gerek” dediler. Cumhuriyet Kadınları Derneği böyle doğdu. Milli devrimci kadın hareketinin kararlı öncüsü, çetin mücadelelerle bugünlere geldi.
Türlü oyunların, tuzakların içindeki “kullanıma uygun” kitle örgütlerine, CKD kurulduğundan bu yana bilinç taşıdı, onları uyardı.
Tam bağımsızlıkçı, antiemperyalist kadın cephesinin en başında yürüdü. Türk kültürünün kadın yüceliğiyle harmanlandı, çelikleşti. Kadın hareketinin gözbebeği CKD, zorlukları aşa aşa büyüyor.
“Akıllı, umutlu, sabırlı deli gönlüm Ya İstiklâl, ya ölüm!” diyen bir milli şairin, “tepeden tırnağa iman, tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret ben.” dizeleriyle, yönünü gösteren Nazım Hikmet’in gerçek çağdaşları, yoldaşlarıdır onlar!
CKD, Cumhuriyetimiz şanlı 100. Yılını kutlarken 26. yaşının büyük enerjisiyle, uyanık bilinciyle, Cumhuriyet Devrimlerinin tamamlanması hedefiyle, kadın örgütlenmesinde çıtayı yükseltti ve milletimizin önüne gönülleri fetheden CKD marşıyla çıktı, onur duyduk.
“Cumhuriyet’le Yükselen, Cumhuriyet’i Yücelten Kadınlarımıza” sözleriyle sunulan CKD marşımızın nakaratı duyguları özetlemektedir:
Cumhuriyet kadınları, tarih yazar adlarını
Sinesinde korur saklar, Anavatan sevdasını
Cumhuriyet ve vatanseverlik yücelecek ki, kadın yükselecek! Tarih yazıyor adlarını.