Tarih yazanların mücadele tarihi (2)

Sanayi toplumuna geçilmesiyle birlikte, kadınlar bir araya geldikleri işliklerde, fabrikalarda, tarlalarda, evlerde, en ağır sömürü biçimleri altında çalıştılar. Kapitalist süreçte ezilmemek için büyük ve kahramanca başkaldırılarla, insanca yaşama koşullarına ulaşabilmeyi amaçladılar.

Paris Komünü’nün (1871) öncülerinden Louise Michel, yazdığı komün tarihçesinde şöyle der: “Kadınlar bir şeyin olanaklı olup olmadığını değil, yararlı olup olmadığını sorarlar; sonra da onu yaparlar.”

Alman Rosa Luxemburg (Kızıl Kanatlı Rosa), Laura Lafargue, Elenaor Marx-Aveling, Clara Zetkin, Avusturyalı Adelheid Popp, Rus Yelena Dmitriyevna Stassova, Aleksandra Kollontay, Anna ve Maria İlyiniçya ve Nadejda Krupskaya, Fransız Inessa Armand, Türk Zeynep Sultan, Terken Hatun, Fatma Seher, Zehra Kosova, Behice Boran, Feyza Perinçek, Işık Soner ve Gökdere Evren kadın mücadele tarihine adını yazdıranlardan sadece birkaçıdır.

Kadınların toplumsal mücadeleye sıkı sıkıya bağlı, kadın-insan hakları mücadelesi yüzlerce yıldır nice kadın öncülerin elinde yükseldi. Mücadele bayrağı hiç düşürülmedi, bugün de dalgalanıyor, yol gösteriyor. Kadınların kurtuluş yolu tarih boyunca tek ve ortaktır. Emperyalist Batının saldırganlığına son verme ve kurtulma mücadelesinde bütün cephelerde hepimiz biriz.

İşte, tarihsel olarak Vatan Partisi Öncü Kadın, partili kadın önderlerinin öncülüğündeki bütün mücadele süreçlerini, bugünün devrimcilerine, gelecek kuşaklara belgeleriyle, kanıtlarıyla, tanıklarıyla sunmak üzere Eğitim Bürosunu görevlendirdi. Dernekler kurmuş, meclise çıkmış, yürüyüşler düzenlemiş, dergiler yayınlamış, uluslararası antiemperyalist kadın önderlerini buluşturmuş, partide ve siyasi mücadelede Türkiye’nin en nitelikli kadın önderlerinin yaşamlarını bilince çıkarıyoruz. Öncü Kadınların mücadele tarihi pek çok bilinmeyeni su yüzüne çıkaracak, nitelik ve nicelik açısından en doğru çizgide tutarlılık gösteren kadınların tarihi olacak.

Yüzlerce klasör, binlerce belge şimdiden bir araya gelmiş. Tanıkların anlatımları birer tarih dersi gibi soluksuz dinleniyor, kayda geçiyor. Görüşmelerle bizzat parti mücadelesine ait anlatımı olanlar, tek tek davet ediliyorlar. Yıl yıl kayıtlar, arşivler taranıyor. Öncü kadınlar bulmakla, bilmekle yetinmez hayata geçirirler.

Türkiye’nin milli bağımsızlığına sahip çıkan kadınların Yükselen Asya’ya ilerleyen hedeflerinin sarsılmaz bir temelde gelişmesi böylece gerçekleşecek. Bu tarihe düşecek kayıtlar, el birliğiyle tanık tanık, şehir şehir toparlanıyor, hep birlikte yazılıyor. Tarihi yapanların yazdığı olağanüstü bir mücadele tarihine, bizler de yazıldığında tanık olacağız.