Hablemitoğlu’nun görüntüleri sular altında
Ankara Emniyet Müdürlüğü, Hablemitoğlu davasında hakimin istediği konferans görüntülerinin sular altında kaldığını, bu sebeple ulaşılamadığını belirtti. Görüntülerle, Hablemitoğlu’nun son gününe ilişkin başka görüntüler karşılaştırılacak, Hablemitoğlu’nun takip edilip edilmediği araştırılacaktı
Tarihçi Necip Hablemitoğlu’nun katledilmeden 4 gün önce, 14 Aralık 2002’de Eskişehir’de katıldığı konferansa ilişkin görüntülere, emniyet arşivinin 15 Temmuz darbe girişiminde sular altında kalması nedeniyle ulaşılamadığı belirtildi. Söz konusu görüntülerde, şüpheli iki kişinin olup olmadığı araştırılacaktı.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastına ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 10 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Aydın Köstem, Levent Göktaş, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Mehmet Narin, tutuklu yargılanan Nuri Gökhan Bozkır ile taraf avukatları katıldı. Başka davadan hükümlü olan sanıklardan Enver Altaylı da SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağlandı.
'BOZKIR İLE UKRAYNA'DA GÖRÜŞTÜM'
Duruşmada tanık olarak dinlenen Sabah Gazetesi Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek şunları söyledi: "Necip Hablemitoğlu olayına ilişkin açık kaynaklar bilgilerini biliyorum. Ayrıca olay anı ve sonrasına ilişkin soruşturma dosyalarına bakmıştım. Soruşturma aşamasında dönemin Ankara Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen ile görüşmüştüm. Ordan elde ettiğim bilgileri haberleştirdim. Nuri Gökhan Bozkır ile röportaj için Ukrayna'da bir kez görüştüm. Benden önce Hürriyet Gazetesine röportaj vermişti Bozkır. Biz de onun devamı niteliğinde görüşme talep ettik. Zaten yayınlanan bilgilerin benzeri şekilde açıklamalar yaptı. Söylediklerini inkar edebilecek biri olduğunu düşündüğüm için kameraya çektik kendisini. Olayların tanığı ancak içinde olmadığını belirtiyor. Ben kendisine, 'Telefonunuz olay günü neden kapalıydı?' diye sordum. Şarjının bittiğini, telefonunun bozulduğunu söyledi. Tutarlı olmayan ifadelerini yayınlamadık."
'İFADELERİ KUŞKU UYANDIRDI'
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın'ın sorusu üzerine Şimşek şu ifadeleri kullandı:
"Nuri Gökhan Bozkır ile sanıyorum Şubat 2020'de görüştüm. Soruşturmanın gizliliğini ihlal etmemek adına ve söylediklerini teyit etmek amacıyla röportajı bir süre beklettim. Tarkan Mumcuoğlu'nu, Levent Göktaş'ı tanıdığını söylemişti. Bozkır çoğu şeyi anlatmıyordu. Kamerayı kapattığımızda 'Gerçekleri anlatırsam beni öldürürler, Can güvenliğim yok. Devletin beni koruyamayacağını değerlendiriyorum' dedi. Ancak her şeyi biliyor ama kendisi bilmemiş, tanık olmamış gibi anlatınca bende kuşku uyandırdı. Tarkan Mumcuoğlu ve Fikret Emek'i işaret ediyordu. Bu iki ismin bu cinayetin tam göbeğinde olduğunu ima ediyordu. Emek'in FETÖ'cü olduğunu söylemişti. Emek ve Mumcuoğlu'nun sürekli keşif yaptığını anlattı. Cinayet öncesi Levent Göktaş, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı'nın görüştüğünü söylemişti."
'ÜSTÜMDE DİNLEME CİHAZI VARDI'
Şimşek'in beyanlarına sanık avukatları ve Nuri Gökhan Bozkır tepki gösterdi. Tanığa bazı sorular yönelten Bozkır, "Bu görüşmelerin tamamını Ukrayna istihbaratı kayda aldı. Of the record olanlar dahil. Görüştüğümüz kafe benimdi. Çalışanların tamamı da Ukrayna istihbaratındandı. Benim üstümde de dinleme cihazı vardı. Telefonunuzu açıp, 'Bu isimleri dilekçede yazmışsınız' dediniz. Benim dilekçeden haberim yok."
BOZKIR İLE ŞİMŞEK ARASINDAKİ TARTIŞMA
Duruşmada daha sonra Bozkır ile Şimşek arasında şu diyaloglar yaşandı:
Sanık Nuri Gökhan Bozkır: Kanada'ya gittiniz mi?
Tanık Abdurrahman Şimşek: Haber için gitmiştim. Tuncay Güney ile görüştüm.
Bozkır: Bu görüşmeyi FETÖ'nün Kanada imamı mı sağladı?
Şimşek: Hiçbir Fetullahçıyı tanımıyorum. Hiçbir aracı ile temasım olmaz. FETÖ tarafından böyle bir yönlendirme olamaz.
Bozkır: Şoförlük yaptınız mı? Mehmet Eymür ile hiç görüştünüz mü?
Şimşek: Gazetecilik dışında bir iş yapmadım. Mehmet Eymür ile Ergenekon sürecinde görüştüm. Bunları haber yaptım.
Bozkır: Bu şahıs Zihni Çakır vasıtasıyla yanıma geldi. Eskiden FETÖ'nün en büyük silahşörleri olan bu şahıslar şimdi bu davada gerçek failleri gizliyor. Bu dosyada Ukrayna'daki hakim ve savcılar bile isimleri bilmiyor. Mehmet Narin ismini bile kendisinden öğrendim. Bu isimlerin dosyada olduğunu nasıl biliyor?
Şimşek: Ergenekon süreciyle ilgili FETÖ'cü olduğumu ima eden konuşma yapıyor. Ben o zaman muhabirdim. Hakim ve savcılarla o şekilde temasım var. Bu ilişki dışında herhangi bir yönlendirme olamaz.
Bozkır: Mahkemeyi etkilemeye yönelik ithamları yapıyorsunuz. Dosyadaki isimleri siz bana söylediniz. Yalancısınız. Havaalanına dönerken bana 'iki sene yatar çıkarsın' dediniz
'ÖZCAN İLE ALTAYLI'NIN YAKIN OLDUĞUNU SÖYLEDİ'
Sanıklardan Enver Altaylı da Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili haberler yayınlandığı dönemde yurt dışında olduğunu belirterek, "Necip Cem İşçimen'i arayıp ifade vermek istediğimi söyledim. Kendisine ifade verdim. Bunun ardından benimle sohbet istediğini söyledi. 3 saate yakın sohbet ettik. Bu sohbetten notlar almak istediğini söyledi. Necip İşçimen'e kendi isteğimle gidip ifade verdim. Bu cinayete karışmış insan atlayıp Türkiye'ye gelmez. Tanık, Nuri Gökhan Bozkır'ın beni suçladığını ima eden ifadelerini kayda almış mı?" diye konuştu. Şimşek de bu soruyu, "Kendisi of the record kısımda sizin isminizi verdi. Mustafa Özcan ile sizin yakın olduğunuzu söyledi. Daha sonra siz Mustafa Özcan, Levent Göktaş görüşmüşsünüz. Bunu duyduğunu söyledi." şeklinde cevapladı.
EMNİYET’TEN GELEN YANIT
Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi, önceki duruşmada Necip Hablemitoğlu’nun 14 Aralık 2002’de katıldığı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Eskişehir’de düzenlediği konferansın görüntülerinin Ankara Emniyet Müdürlüğünden istenilmesine karar vermişti. Böylece, bu görüntüler ile Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü gün uğradığı Migros'taki kayıtlar karşılaştırılacak ve şüpheli iki kişinin Eskişehir’deki konferansa katılanlar arasında olup olmadığına ilişkin rapor hazırlanacaktı. Eskişehir’deki konferansa ilişkin görüntülerle ilgili Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden mahkemeye yanıt geldi. Yazıda, “Konu ile ilgili olarak 15 Temmuz 2016 günü meydana gelen başarısız darbe girişimi sonrası Terörle Mücadele Şube Müdürlüğümüz arşivinin sular altında kaldığı ve arşiv kayıtlarımıza ulaşılamadığı 24 Temmuz 2016 gün ve ……….. sayılı tamim yazımız ile Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı ve umum emniyet müdürlüklerine bildirilmiş olup, kurtarılabilen evraklar arasında yapılan inceleme neticesinde talep edilen kamera kayıtlarına rastlanılmamıştır.” denildi.