Tarihi kişilerin değerlendirilmesi
FEYZİYE ÖZBERK
Ülkemizin gündeminde konuşulacak pek çok siyasi, ekonomik ve en önemlisi güvenlikle, seçimle ilgili konular var. Belki de bir değişiklik olsun diyerek, zaman zaman kafamı meşgul eden, “tarihi kişilerin değerlendirilmesini” tartışmaya açmak istiyorum. Tarih sayfalarına adlarını yazdırmış bu insanlar pek çoğumuz gibi hata da yapmışlar. Bu hatalar küçük ya da büyük olabilir. Hainlik ya da ihanet olarak değerlendirilecek davranışlar yani eylemler bu tartışmaya dâhil değildir.
Örneğin; Rauf Orbay, Kâzım Karabekir, Adnan Adıvar, Halide Edip gibi tarihe mal olmuş insanlar “yaptıkları olumlu hizmetlerle değerlendirilmelidir” diye düşünüyorum. Nitekim Rauf Orbay ve Kâzım Karabekir en zor günlerde, Mustafa Kemal’in yanı başında oldular. Onu desteklediler. Rauf Orbay, özellikle Erzurum günlerinde eski bir Bahriye Nazırı olarak Mustafa Kemal’den daha tanınmış bir insan ve seviliyor. Mustafa Kemal’in istifa ettiği gün, millete yazdığı bir açıklamayla Paşa’ya destek oluyor. Kâzım Karabekir de öyle… “Paşam, askerimle birlikte emrinizdeyim” diyor. Bizim geleneğimizde kadir kıymet bilmek vardır. Onların hizmetlerini, fedakârlıklarını yok saymamalıyız.
Mayıs 1920’de Divanı Harp, Mustafa Kemal’in yanı sıra Paşa’nın bazı arkadaşlarının da idamına karar veriyor. Bu karar Peyami Sabah gazetesinin 13 Mayıs 1920 tarihli sayısında yer alıyor. Paşa dışında idamına karar verilenler; Ali Fuat Paşa, Doktor Adnan ve Halide Edip Adıvar, Kara Vasıf Bey, Alfred Rüstem’dir. Yani bu kişiler, bir dönem idam cezası alacak fedakârlıkta Mustafa Kemal’in, Millî Mücadelenin yanında olmuşlar.
Mustafa Kemal’in de hep vurguladığı gibi yüzlerce yıllık kutsalların, anlayışların yıkılması kolay değildir. Onları da anlamaya çalışmak, hoşgörülü olmak gerekir.
‘YANLIŞ EN USTA ÖĞRETİCİDİR’
Mustafa Kemal de artık yollar kesin bir ayrılığa dönüşmeden önce hep bu kişilerle birlikte mücadelenin yöntemini buluyor. Onlara önemli görev ve sorumluluklar veriyor. Halka, ülkeye hizmet etmelerinin yollarını açık tutuyor. Lider olmak büyük olmak da budur. Değil mi?
Tabii niyetim bu kişilerin hatalarının üstünü örtmek değil. Bugün bu tarihi kişilerin hatalı anlayışlarının, yanlışlarının üzerinde durulması onlardan öğrenmek için olmalıdır. Niyet o insanların tarihi değerlerini, küçültmek değildir. Onlar önemli hizmetleriyle, tarihe silinmez izlerini bırakmışlar. Amaç benzer yanlışların tekrarlanmamasıdır. Aslında en önemlisi budur. O hatalardan ders almaktır. “Yanlış en usta öğreticidir” denir.
Ayrıca mücadele eden insan hata da yapar. Başarı, başarısızlık kardeş gibidir. Çoğu kez birlikte gerçekleşir. Onlar vatansever insanlar. Doğru yanlış ülkelerinin iyiliği için yaptılar. Bir de bu tarihi kişileri değerlendirirken ölçü Mustafa Kemal olmamalıdır.
Hiçbir devrim, ilerleme, bütünüyle saf/pür ya da başarılardan ibaret değildir. Zikzaklar, ileri geri gidişler, zayıflıklar, hatalar içerir. Yanlış anımsamıyorsam Mao Zedung, “Devrim dantel işlemeye benzemez” diyor. Hep güzellik üretilemez. Büyük alt üst oluşlarda, istenmeyen pek çok şey gerçekleşiyor. Hatalar yapılıyor. Yine, Mao, kendisine “Ne kadar doğru yaptınız?” sorusunu yönelten Edgar Snow’a “Yüzde 70 doğru yaptı isek, başarılıyız” yanıtını veriyor.
Ayrıca Fatih, Kanuni gibi büyük padişahların, insanlığın bugün ulaştığı değer yargılarıyla değerlendirilmesi var. Bu sanırım farklı bir yazının konusu…
Hatalı mı düşünüyorum? Yanıtı okurlardan bekliyorum…